Seyahat ‘ucuza gezdikçe’ güzel...

Neşem Çelikkaya Bozdağ (29) pazarlama yöneticisi, eşi Okan Bozdağ (30) ise bilgi işlem sorumlusu. 2012’de başladıkları seyahat maceraları artık vazgeçemedikleri bir tutku haline dönüştü. Yıllık izinlerinde ve hafta sonları dünyayı geziyorlar. Temaları ‘ekonomik seyahat’. Bu konuda kendilerine koydukları sınırlar var. Maaşlarının neredeyse tamamını gezileri için harcıyorlar. Özel günlerde birbirlerine hediye olarak uçak bileti alıyorlar. Hatta ucuz uçak bileti için ilginç bir formülleri de var. Bozdağ çiftiyle hem gezilerini hem de ekonomik seyahatin ipuçlarını konuştuk.

Fotoğraflar: Neşem ve Okan Bozdağ

Her gezginin bir hikâyesi var. Kimi özgürlüğün peşinden başka ülkelere taşınıyor, kimisi de işinden istifa edip tek yön biletle yola çıkıyor. Sizinki nedir?
Neşem: Bu maceraların her birini özenle izliyor, mutlu oluyoruz. Dünya turu yapmak bizim de hayallerimiz arasında...

Hikâyemiz, iki beyaz yakalı olarak 14 gün olan yıllık iznimizde ve hafta sonları yeni kültürle tanışmak. Yolda kendimizi çok özgür hissediyoruz. Hayata karşı böyle motive oluyoruz.

Bu tutku nasıl başladı?
Neşem: Ailelerimizin payı çok büyük... Tabii kişisel merak da çok önemli. Yurtdışına gitmeye, başka bir ülkede yaşamaya, eğitim almaya küçüklüğümden beri ilgim vardı.

Üniversitede İtalya için Erasmus programına başvurdum. Bu program aynı zamanda İtalyan kültürünü tanımak, yabancı arkadaşlarımla İngilizce konuşmak ve paramın yettiği her şehri görmek anlamına geliyordu.

Sekiz ay geçirdim ve hayatımın en güzel dönemiydi... Bunu bir kere tadınca zaten hep daha fazlasını istiyorsunuz.

Birlikte dünyayı gezmeye ne zaman başladınız?
Okan: Neşem 2012’de İstanbul’a döndüğünde tanıştık. Beraber çıktığımız birkaç yolculuğun ardından anladık ki, kendi hayatımızı borca sokmadan birlikte yapmaktan en mutlu olduğumuz şey seyahat.

Özel günlerde birbirimize hediye olarak uçak bileti alıyoruz, maaşlarımızın büyük bir kısmını gezi için harcıyoruz. Birlikte İtalya, Vatikan, Bosna Hersek, İspanya, Almanya, Portekiz, Avusturya, İsveç, Yunanistan, Endonezya, Singapur, Hollanda, Belçika, Fransa, Ukrayna, Karadağ ve Hırvatistan’a gittik. Şehir sayımız ise 77. Daha çok ekonomik geziler yapıyoruz.

Bunun için ne gibi hazırlık yapıyorsunuz?
Okan: Nereye gideceğimiz konusu genellikle kampanyalarla birebir bağlantılı. Yurtiçiyse ayda en fazla iki, yurtdışındaysa iki ayda bir denk gelecek şekilde planlıyoruz.

Ekonomimizin dengesini bozmamak adına en çok dikkat ettiğimiz konu bu. Tabii bir şehri görmek istiyorsak gerekirse bavula sandviç malzemelerini ve paket yiyecekleri doldurur gideriz.

Peki ucuza uçak bileti almanın bir püf noktası var mı?
Okan: Yurtdışı biletlerimizi nisan, mayıs, eylül, ekim ve aralık aylarına planlıyoruz. Bu aylara ait biletler yüzde 40’a yakın daha uygun oluyor.

Yaz mevsimi hem kalabalık hem de uçak biletleri açısından pek tercihimiz değil. Eğer hafta içi uçma şansımız varsa çarşamba gününe bilet almayı tercih ediyoruz, çünkü gerçekten de sihirli bir gün.

Hafta sonu gezilerimizde de genellikle cumartesi sabah uçup pazartesi akşam dönüyoruz. Cumartesi sabahı, çoğu rotada cuma gününden daha uygun bir seçenek. Seyahat ucuza gezdikçe güzel...

Ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
Neşem: Bu konuda koyduğumuz psikolojik sınırlar var. İki kişi yurtiçi bilete 500, tek gece konaklamaya 150-200, yurtdışı bilete en fazla 900, gecelik konaklamaya da en fazla 300 TL ödemek gibi kurallarımız var.

Ortalama üç günlük bir gezi için her kalemimiz dahil yurtiçinde 2000, Avrupa’da gittiğimiz yere göre 3000-4000 TL arasında harcıyoruz.

Gezdiğiniz ülkelerde sizi etkileyen anlar neler?
Okan: Como Gölü’ne girmek, Bali’deki Tanah Lot su tapınağında ve Rock Bar’da güneşi batırmak, pirinç terasları arasında gezinmek, balayımızın şerefine Singapur’da Marina Bay Sands’in sonsuzluk havuzunda yüzmek, Ligurya’nın San Fruttuoso kıyısı ile Venedik’teki Acqua Alta kitabevini görmek, Schwangau’daki Neuschwanstein Şatosu’na gitmek, Rothenburg ob der Tauber, Nürnberg ve Münih’teki en iyi yılbaşı pazarlarını gezmek, Milano’da kurulan Senegal pazarında ikinci el alışverişleri yapmak, Hollanda’daki Giethoorn Köyü’nde masal gibi bir gün geçirmek ilk aklıma gelenler.

Gezerken en keyif aldığınız ülke hangisiydi?
Neşem: Endonezya. Bali seyahatimizi gerçekleştirebilmek için düğün yapmaktan vazgeçip ailelerimizi de buna ikna etmiş bir ikiliyiz.

Başta ne göreceğimizi bilmeden fedakârca bir girişimde bulunsak da seyahat esnasında yaşadıklarımız bu isteğimizde ne kadar haklı olduğumuzu bize defalarca gösterdi...

Neler yaptınız?
Neşem: Bali’de Hindular dinine çok bağlı ve her eve ortalama iki-üç tapınak düşüyor. 20 binin üzerinde tapınak olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım.

Ulun Danu Bratan, Tanah Lot, Tirta Empul ve Uluwatu tapınaklarını gezdik. Ulun Danu’da gündoğumu ve Tanah Lot’ta günbatımı harikaydı

Kutsal Maymun Ormanı’nda maymunlarla vakit geçirmek güzeldi. Bir de dünyanın en özel kahvelerinden olan ‘Luwak’ın tadına baktık. Çok ilginç bir hikâyesi var. Adada yaşayan ‘Civet’ kedileri minik kahve çekirdeklerini midesine indirip sindirimle birlikte doğaya geri bırakıyor.

Çiftçiler tarafından toplanan bu çekirdekler ayıklanıp temizleniyor.

Sonra da dövülerek toz haline getiriliyor. Bali dışında bir yerden alındığında ise dünyanın en pahalı kahveleri arasında yer alıyor.

Bozdağ çifti, ‘beyaz yakalı ekonomik blog’ olarak tanımladıkları ‘www.journavel.com’ blog adresinde ucuz seyahat için rehberler hazırlıyor.