Hürriyet Seyahat | Fotoğraflar: Alamy
Şehrin yoğun temposundan uzak doğayla iç içe... Geri dönmek istemeyeceksiniz
Yoğun ve stresli çalışmalardan dolayı hepimiz hafta sonunu iple çekiyoruz. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşıyorsanız, zaten kafa dinlemeye ihtiyacınız var demektir. Şehrin yoğun temposundan uzaklaşarak dinlenmek ve rahatlamak isteyenler için bir liste hazırladık. İşte hafta sonu tatilinizi doğayla iç içe geçireceğiniz yerleri listeledik…
Anadolu’nun dört bir yanında yapılacak ve görülecek çok şey var. Bu hafta sonu güzel vakit geçirmek istiyorsanız sizin için güzel bir liste yaptık.
Mudurnu
Geçtiğimiz yılın mart ayında Türkiye’nin 15. Cittaslow’u (Sakin Şehir) ilan edilen Mudurnu, huzurlu bir hafta sonu rotası için oldukça ideal. Mudurnu denince aklımıza ilk olarak yörenin nam salmış lezzetli tavukları gelse de, ilçenin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri de gezginleri fazlasıyla memnun etmeye yetiyor.
Geçtiğimiz yılın mart ayında Türkiye’nin 15. Cittaslow’u (Sakin Şehir) ilan edilen Mudurnu, huzurlu bir hafta sonu rotası için oldukça ideal. Mudurnu denince aklımıza ilk olarak yörenin nam salmış lezzetli tavukları gelse de, ilçenin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri de gezginleri fazlasıyla memnun etmeye yetiyor.
İstanbul’dan yola çıktığınızda dört saate yakın bir yolculuktan sonra çam ormanlarının kapladığı ilçeye adım atıyorsunuz. Cumartesi günleri kurulan halk pazarında Mudurnu tarhanası ve yöreye özgü meyvelerden yapılan reçel gibi yiyeceklerden mutlaka alın. İlçe eski ev ve konaklarla dolu.
Hisar ve Kulaklı tepelerinin arasındaki vadiye kurulmuş olan şehrin birbirinden güzel eski Türk evlerini buradan seyre dalabilir; saat kulesinin hemen altındaki kafede bir bardak çay ya da salep içerek manzaranın keyfini uzun uzun yaşayabilirsiniz.
Caminin karşısındaki köy meydanından köy halkının yapmış olduğu el işleri, meyve, sebze ve meşhur Ödemiş patatesi alınabilir.
Misi
Şehrin hemen içinde ama sanki kilometrelerce uzaktaymış hissi veren bu küçük köyün içerisinde barındırdığı değerler ve bu köyde yapabilecekleriniz sizi çok şaşırtacak… Misi Köyü Bursa merkeze ortalama 12 kilometre uzaklıkta Orhaneli yolu üzerinde yer alıyor. Köy ayrıca ‘Gümüştepe Mahallesi’ olarak da geçiyor. Şehir kargaşasının bu kadar yakınında ama bir o kadar da sakin ve beklediğiniz huzuru size veren bir köy Misi.
Şehrin hemen içinde ama sanki kilometrelerce uzaktaymış hissi veren bu küçük köyün içerisinde barındırdığı değerler ve bu köyde yapabilecekleriniz sizi çok şaşırtacak… Misi Köyü Bursa merkeze ortalama 12 kilometre uzaklıkta Orhaneli yolu üzerinde yer alıyor. Köy ayrıca ‘Gümüştepe Mahallesi’ olarak da geçiyor. Şehir kargaşasının bu kadar yakınında ama bir o kadar da sakin ve beklediğiniz huzuru size veren bir köy Misi.
Nilüfer Deresi köyün içerisinden geçiyor, dere kenarında sıralanmış restoranlar ve piknik alanları köyü hafta sonu kaçamakları için daha da cazip hale getiriyor. Eski adı ‘Mysia’ olan köyün 2 bin yıllık bir geçmişinin olduğuna inanılıyor. Hristiyanlar için de oldukça önemli olan bu köyde İncil’in bir nüshasının olduğuna inanılıyor fakat köy halkı bu inanışı kabul etmiyor. Köyün yaşlı ve yıllara dayanan evleri 1989 yılında koruma altına alınmış ve sit alanı ilan edilmiş. Bursa Nilüfer Belediyesi köy içerisindeki bazı evleri restore ederek müze haline getirmiş.
Bursa Orman Köşkleri
Bursa kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Sarıalan mevkisi, doğal güzelliği ve temiz havasıyla yerli ve yabancı binlerce kişiyi ağırlıyor. Bölgedeki etrafı çam ağaçlarıyla örtülü, görselliğiyle insanları cezbeden orman köşklerinde özellikle kışın yer bulmak neredeyse imkansız hale geliyor. Fotoğraf: AA
Bursa kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Sarıalan mevkisi, doğal güzelliği ve temiz havasıyla yerli ve yabancı binlerce kişiyi ağırlıyor. Bölgedeki etrafı çam ağaçlarıyla örtülü, görselliğiyle insanları cezbeden orman köşklerinde özellikle kışın yer bulmak neredeyse imkansız hale geliyor. Fotoğraf: AA
Henüz kış aylarına girmeden yoğun ilgi gören köşklerde, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerine uygun şekilde tatilini geçirmek isteyenler rezervasyon yaptırmaya başladı. Fotoğraf: AA
Kastamonu
Türkiye’nin en güzel sonbahar rotalarını sayacak olsak, Kastamonu kesinlikle bu listede ilk sıralarda yer alır. Şehir sadece doğanın renkten renge büründüğü hallerin izleneceği bir durak olarak düşünmemek lazım.
Türkiye’nin en güzel sonbahar rotalarını sayacak olsak, Kastamonu kesinlikle bu listede ilk sıralarda yer alır. Şehir sadece doğanın renkten renge büründüğü hallerin izleneceği bir durak olarak düşünmemek lazım.
Her yanınız tarih, her yanınız ayrıcalıklı bir keşif fırsatı. Şehir iki sarp tepe arasına kurulu bir. Şehrin ortasından geçen Karaçomak Çayı, Kastamonu’yu ikiye ayırıyor. Tarihi Nasrullah Köprüsü’nden karşıya geçince karşınıza çıkacak Cumhuriyet Meydanı içinizi açacak. Önce dev ‘Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’yla karşılaşacaksınız.
Meşhur heykeltraş Tankut Öktem’e yaptırılan heykelin üç bölümü var; Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadının kahramanlığının simgesi haline gelen Şerife Bacı, Atatürk ve Cumhuriyeti simgeleyen figürler ve Kuva-i Milliye… Peki doğal güzellik olarak nerelere gidilebilir?
Cennetvari güzellik Borçka Karagöl, 2002 yılında Bakanlar Kurulu’nca alınan bir kararla tabiat parkı ilan edilmiş. Park bölgesi toplam 368 hektar alana, göl ve çevresi ise yaklaşık 5 hektar alana sahip. Fotoğraf ve doğa tutkunları için tam bir cennet...
Yedigöller
Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl’den oluşan göller, kayan kütlelerin vadilerin önünü kapatmasıyla oluşmuş ve bulunduğu yöreye ismini vermiş. 1965 yılında milli park ilan edilen Yedigöller; 2019 hektarlık alanı kaplayan doğaseverler için bir yeryüzü cenneti.
Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl’den oluşan göller, kayan kütlelerin vadilerin önünü kapatmasıyla oluşmuş ve bulunduğu yöreye ismini vermiş. 1965 yılında milli park ilan edilen Yedigöller; 2019 hektarlık alanı kaplayan doğaseverler için bir yeryüzü cenneti.
Yer altından geçişlerle birbirine bağlanan göllerin çevresinde, köknar, kayın, çam, meşe, gürgen gibi ağaç türleri bulunuyor. Şırıl şırıl melodi gibi akan dereleriyle, buz gibi şifalı pınarlarıyla, birbirinden alımlı gölleriyle, hiçbir insanın kaçırmaması gereken enfes bir doğal güzelliğin mesken tuttuğu topraklar burası…
Gölcük
Gölcük, Bolu’nun sınırları içerisinde Aladağlar eteğinde yer alıyor. İstanbul'a 2, Ankara’ya 3.5, İzmir’e ise 4 saat uzaklıkta... Söğüt, kayın, köknar, sarı ve karaçam cinsi ağaçların kuşattığı muhteşem bir güzelliğe sahip olan Gölcük, günübirlik geziler için de kamp yapmak için de son derece uygun. Bölge özellikle kasım ayında fotoğraf için güzel görüntüler oluşturuyor.
Gölcük, Bolu’nun sınırları içerisinde Aladağlar eteğinde yer alıyor. İstanbul'a 2, Ankara’ya 3.5, İzmir’e ise 4 saat uzaklıkta... Söğüt, kayın, köknar, sarı ve karaçam cinsi ağaçların kuşattığı muhteşem bir güzelliğe sahip olan Gölcük, günübirlik geziler için de kamp yapmak için de son derece uygun. Bölge özellikle kasım ayında fotoğraf için güzel görüntüler oluşturuyor.
Gölcük, aslında yapay bir göl. Ormanların arasındaki havzaya set çekilerek suyun rezervde toplanmasıyla oluşturulmuş suni bir göl. Tabiat harikası Gölcük’ün etrafı yaklaşık 1300 metre uzunluğunda... Gölün etrafında yürüyüş parkurları, kamelyalar, piknik alanları alanları bulunuyor. Tertemiz oksijen dolu havayı ciğerlerinize çekmek için iyi burası oldukça ideal…
Küre Dağları Milli Parkı, Valla Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Ilıca Şelalesi, Horma Kanyonu, Ilgaz Dağı Milli Parkı, Azdavay, Cide, Daday, Pınarbaşı ve Tosya...
Çat Vadisi
Rize'de, Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nca koruma öncelikli 200 ekolojik saha arasında gösterilen Çat Vadisi, sonbaharla birlikte oldukça renkli görüntüler sunuyor. Türkiye'nin tek yaşlı şimşir ormanları ile ladin çam ormanlarının yer aldığı vadi, kışın yağan karla birlikte de seyrine doyumsuz manzaralar ortaya çıkarıyor.
Rize'de, Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nca koruma öncelikli 200 ekolojik saha arasında gösterilen Çat Vadisi, sonbaharla birlikte oldukça renkli görüntüler sunuyor. Türkiye'nin tek yaşlı şimşir ormanları ile ladin çam ormanlarının yer aldığı vadi, kışın yağan karla birlikte de seyrine doyumsuz manzaralar ortaya çıkarıyor.
Kemer yakınlarındaki Olympos’tan Fethiye’ye kadar uzanan antik Likya bölgesinin en korunaklı koylarına sahip, doğanın ve tarihin, denizin mavisiyle boyandığı bir yer. Kasımda burada tarih, deniz ve lezzet peşine düşmenin tam zamanı!