Onur BAŞTÜRK
Rio'da nereye gitmeli, ne yemeli
Peki Rio’da başka neler yapmalı, nereyi görmeden dönmemeli? Hazırsanız, sıralıyorum...
Corcovado Dağı'nın zirvesinde, Heitor Silva Costa tarafından tasarlanan ve Fransız heykeltraş Paul Landowski yapılan Cristo Redentor (Kurtarıcı İsa) heykeli mutlaka görülmeli tabii. 1931 yılında dağın tepesine kondurulmuş dünyanın en büyük bu 2. İsa heykeline tırmanarak çıkan da var, tramvay yahut minibüsle kestirmeden giden de… Biz ekip olarak hızlı hareket edelim diye kiralanan minibüsleri tercih ettik mesela. Heykelin ortaya çıktığınızda manzara muhteşem: Copacabana ve Ipanema plajlarından tutun da Guanabara Körfezi’ne kadar uzanan ve kartpostalı andıran bir manzara sizi bekliyor.
Granit ile kuvarstan oluşmuş Sugarloaf da acayip bir manzara vaat ediyor. İki teleferik aktarmasıyla çıkılan Sugarloaf’a özellikle günbatımında gitmeli. Hem Sugarloaf’ı hem de İsa heykelini gökyüzünden göreyim, şahane fotoğraflar çekeyim diyorsanız Sugarloaf’dan kalkan helikopterlere binin derim. Gayet makul fiyatı bence, kişi başı 230 Real.
Tarihi binaları, sanat galerileri, atölyeleri, lokal barları ile şehrin en eski semti olan Santa Teresa ise son yıllarda çok popüler olmuş. Meşhur renkli merdivenler de (Escadaria Selaron) burada. Santa Teresa’da mola vermek için uygun noktalardan biri ise zamanında Brezilya’ya göçüp yerleşmiş bir Alman’ın açtığı Bar Ernesto.
Portekiz’den Rio’ya getirilen bitkilerin üreyip çoğalmasını sağlamak amacıyla kurulmuş Botanik Bahçeleri, Rio’nun en şahane yerlerinden biri. Bu bahçeler içinde yer alan Park Lage’ye de mutlaka uğrayın. Parkın içinde yer alan ve sergilerin de düzenlendiği eski tarihi yapının içinde kahvaltı yapın. Havuzun başında instagramlık poz vermeyi de unutmayın.