Erdal İPEKEŞEN / eipekesen@hurriyet.com.tr
Medeniyetler diyarı Hatay'a gitmek için 10 neden
Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Ortadoğu’nun da Akdeniz’den dünyaya açılan kapısı Hatay. Binlerce yıllık tarihiyle medeniyetlere ev sahipliği yapmış, yeşilin ve mavinin, eşsiz kenti, Hatay. Hatay’ı görmeniz için onlarca sebep sayabiliriz. Zor kısmı, nereden başlayacağımıza karar vermek. Sizin için en iyi 10’unun sıraladık...
Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Ortadoğu’nun da Akdeniz’den dünyaya açılan kapısı Hatay. Binlerce yıllık tarihiyle medeniyetlere ev sahipliği yapmış, yeşilin ve mavinin, eşsiz kenti, Hatay. Hatay’ı görmeniz için onlarca sebep sayabiliriz. Zor kısmı, nereden başlayacağımıza karar vermek.
1- Yöresel yemekleri
Tarih müthiş ama Hataylıların en çok övündükleri şeylerin başında mutfakları geliyor! Hatay’da yediğiniz hemen her şey lokal ürünlerden yapılıyor. Kebap çeşitleri, dolmaları, börekleri, tatlıları, kahvaltı çeşitleri ve mezeleriyle Hatay, tam lezzet düşkünlerine göre. Mutfağında tam 600 çeşit yemek; kahvaltısında 170 çeşit ürün var.
3- Habib-i Neccar Camii ve St. Pierre Kilisesi
Anadolu’nun ilk camisi Habib-i Neccar’ın tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Şehrin 638 yılında İslam hakimiyetine girmesinden sonra Müslümanlık Anadolu’ya buradan yayılıyor. Caminin de işte o dönemde yapıldığı düşünülüyor.
St. Pierre’in Antakya’ya M.S. 29-40 tarihleri arasında geldiği ve burada Hıristiyanlığı yaymaya çalıştığı düşünülüyor. St. Pierre, Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak da biliniyor.
5- Üç dinin ibadethaneleri
Hatay görmüş geçirmiş, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Özellikle merkez Antakya ilçesinde farklı dinlerin ibadethanelerini bir arada göreceksiniz. Birbirlerine birkaç yüz metre uzaklıkta cami, kilise ve havra görmek; bir yanda ezan, diğer yanda çan sesi duymak burada olağan bir durum.
Antakya’daki camilerin en eskisi ve en büyüklerinden biri olan Ulu Cami, 1852 yılında dönemin sultanı Abdülmecit’in izniyle inşa edilmiş Katolik Kilisesi, Doğu Ortodoks kiliselerinin en görkemlileri örneklerinden biri olan Rum Ortodoks Kilisesi, Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan Musevi Havrası bunlardan yalnızca birkaçı.
7- Hoşgörü kültürü
Hatay’ın sokaklarında, yüzyıllar boyunca farklı diller konuşan ama ortak duygularla hareket eden insanlar yürümüş.
Beşikli Mağara, Antakya ve Bakras Kaleleri, Payas’taki Osmanlı mimari örneklerinden Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi ve Payas Kalesi, 800-1000 yaşlarında olduğu tahmin edilen ve halk arasında 2-3 bin yaşlarında olduğuna inanılan asırlık çınar ağacı Hıdırbey, Kanuni Sultan Süleyman Kervansarayı, İsos Antik Kenti, Tell Aççana Höyüğü, Barlaam Manastırı, Trajan Su Kemerleri şehir sınırları içindeki tarihi yapılardan bazıları...
9- Sivil mimari örnekleri
Asi Nehri ile Habib-i Neccar Dağları arasında kalan bölge, eski Antakya olarak biliniyor. Şehrin sosyal yaşantısı da bu bölgede şekilleniyor. Pek çok otel, restoran ve kafenin yerini aldığı bölgede, eski Antakya evlerini de göreceksiniz.
10- El işçiliği ve doğal ürünler:
Hatay’da kuşaktan kuşağa aktarılan değerlerden biri de el işçiliği. Yüzlerce yıldır devam eden geleneksel el sanatları arasında mozaik işçiliği, ağaç oymacılığı ve demircilik öne çıkıyor. Elverişli iklimi sayesinde pek çok endemik bitki türünün yetişmesine olanak sağlıyor.
Hikâyesi olan bir şehir
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, doğup büyüdüğü Hatay için şunları söylüyor: “Anlatılabilecek sayısız efsane ve hikâye var. Bu toprakları anlatmaya başlamak için belki de en doğru kelime, hoşgörü. Bu kent, 21’inci yüzyılda bile barışa, kardeşliğe aç bir dünyaya, binlerce yıldır eşine az rastlanır bir hoşgörü dersi veriyor.