Derleyen: Özlem Köseoğlu / Hürriyet Seyahat Gezgini | Fotoğraflar: Alamy
Kendilerine ada inşa ettiler! Dünya haritasının yeni üyesi...
Marker Wadden, dünya haritasına en son eklenen Hollanda’da Robinson Crusoe tadında yapay bir takımada. Bu takımadalar, aynı zamanda vahşi hayatı koruma amacıyla yaratılmış muhteşem bir model.
Markermeer’in en güney noktası, Amsterdam’a kadar ulaşır. Bölgeyi çoğu kişinin ikinci defa ziyaret etmeyi düşünmeyeceği kuzeyde Enkhuizen, batıda Hoorn, doğuda Lelystad kasabaları çevreler. Marker Wadden de kıyıdan görünen tüm vahşiliğin ortasında, aslında muazzam bir güzellik saklıdır. Gölün kıyısından uzakta, Markermeer’in adeta camı andırırcasına durgun iç kısmı, şimdilerde Avrupa’nın en heyecan verici ‘doğal çevreyi koruma’ hikayesine ev sahipliği yapan bir ıslah projesi.
4
Düşünün ki bu, üç yıl öncesine kadar sadece kağıt üzerinde bir projeydi. Şimdi ise son aşamada… Marker Wadden artık Flevoland eyaletindeki beş adadan oluşan insan yapımı, yapay bir takımada… Projenin direktörü Roel Posthoorn, korkutucu bataklık, sazlık ve kuşların üreme bölgelerini, muhteşem vahşi bir hayat atmosferine dönüştüren vizyonu ile projeye liderlik etmiş.
Markermeer’in geçmişi
40 yıldan daha uzun bir süre önce Hollanda hükümeti, Flevoland’daki yaşanabilir alanını arttırmak ve civardaki nüfusu yoğun olan şehirler üzerindeki baskıyı hafifletmek için Markermeer’den toprağı geri kazanmayı planlıyordu.
40 yıldan daha uzun bir süre önce Hollanda hükümeti, Flevoland’daki yaşanabilir alanını arttırmak ve civardaki nüfusu yoğun olan şehirler üzerindeki baskıyı hafifletmek için Markermeer’den toprağı geri kazanmayı planlıyordu.
Projenin direktörü Roel Posthoorn, 1960'larda neredeyse tamamen geri kazanılmış topraklardan inşa edilen insan yapımı bir il olan Flevoland’ten ilham alarak biyoçeşitliliği arttıracağına inanmıştı. Suyun inanılmaz bir şekilde toprağa dönüştürülmesi, Posthoorn için her şeyin mümkün olabileceği anlamına geliyordu.
Görünürde imkansız gibi gelen şey, bir süre sonra Posthoorn’un gözleri önünde gerçek olmuştu. Birkaç ay önce, doğal verimliliği destekleyecek olan hareketten ve fosfattan mahrum olan su, oldukça donuk ve durgundu. Bu sırada yeni kıyı şeridi, çeşitli gelgitlerle uyarıldı ve gölün tabakasındaki verimli toprak, bitki yaşamı ve yosunlarını patlamasına sebep oldu. Herhangi bir kalıcı etki belirlemek için çok erken olsa da su saflığı artıyor ve ortaya çıkan işaretler, gelecek için umut verici oluyordu.
Projenin amacı
Markermeer projesinin hedefi, yeni doğal ortamlar yaratıp aynı zamanda su kalitesini iyileştirmek ve insanları vahşi doğayla yeniden bir araya getirmek. Tüm bunların sonucunda esas amaç, biyolojik çeşitliliği arttırmak ve insanların bu yolculuğa tanıklık etmelerini sağlamak. Başka bir deyişle, bitkiler, hayvanlar ve insanlara hitap eden daha çekici bir doğal ortam yaratmak.
Markermeer projesinin hedefi, yeni doğal ortamlar yaratıp aynı zamanda su kalitesini iyileştirmek ve insanları vahşi doğayla yeniden bir araya getirmek. Tüm bunların sonucunda esas amaç, biyolojik çeşitliliği arttırmak ve insanların bu yolculuğa tanıklık etmelerini sağlamak. Başka bir deyişle, bitkiler, hayvanlar ve insanlara hitap eden daha çekici bir doğal ortam yaratmak.
Takımadaya, charter feribotları haftada birkaç kez adaya seyahat düzenlerken, bu hizmetin 2020 yılına kadar daha düzenli hale gelmesi bekleniyor. Ayrıca proje kapsamında yat limanının yanında oluşturulan plajın, doğa, yürüyüş, plaj ve su sporu meraklıları tarafından ziyaret edilmesi de umuluyor.
14
Dünyada tıpkı Marker Wadden gibi çok az kişinin varlığından haberdar olmadığı yerler bulunuyor. Tabi ki dünya üzerinde turistik ve bilinen yerleri ziyaret etmek, gezginlere ilk etapta daha cazip gelebilir fakat bazen de az bilinen ve keşfedilmemiş yerlere ayak basmak insana inanılmaz haz verebilir. Keşfedilmeyi bekleyen onlarca yer, sizleri bekliyor. İşte onlardan bazıları...
Semerkant, Özbekistan
Timur İmparatorluğu’nun anıtlarına ev sahipliği yapan Semerkant, cami ve tarihi yapılarıyla pek çok turisti cezbetmekte. Kültür, güzellik ve efsanelere aynı anda şahitlik etmek istiyorsanız, UNESCO tarafından 'Kültürlerin Kesiştiği Yer' olarak adlandırılan Semerkant’ı ziyaret etmelisiniz.
Şafşavan (Chefchouen), Fas
Fas’ın kuzeybatısında Rif Dağları’nda konumlanan Şafşavan, dünyada her yeri mavi renk olan tek yer. Medina olarak bilinen kasabanın sakin ve sessiz bölümü, mavinin farklı tonlarıyla ziyaretçilerine adeta gökyüzünün ihtişamını yaşatıyor.
Baykal Gölü, Rusya
Baykal Gölü, dünya üzerindeki en eski ve en büyük göl olarak biliniyor. Dünyadaki taze suyun yüzde 20’sini bünyesinde barındıran gölün içerisinde, dünya üzerinde başka hiçbir yerde bulunmayan sayısız deniz canlısı türü yaşamakta.
Yeşil Göl, Avusturya
Havzasının dibinde bulunan ot ve yeşil renkli çeşitli bitkiler, Yeşil Göl’ün efsane rengini oluşturur. Ayrıca bu gölün bir diğer özelliği de mevsimler değiştikçe su altında kalan ağaçların gölün bir parçası olması.
Kan Şelalesi, Antarktika
Antarktika'da bulunan bu kan kırmızısı şelale, ilk olarak 1911 yılında keşfedildi. Antarktika'nın Taylor Buzulu'nda yer alan bu şelale, devamlı bir akış halinde ve suyu Bonney Gölü'ne karışıyor. Bilim insanları uzun seneler boyunca suya bu rengi verenin kırmızı yosun olduğunu düşündüler. Fakat daha sonra elektromanyetik alıcılar vasıtasıyla Kan Şelalesi üzerinde yapılan taramalar, şelalenin altında çok daha büyük bir yeraltı su kaynağı bulunduğunu ortaya çıkardı. Yapılan araştırmalar, tahminen 5 milyon yıl önce deniz seviyelerinin yükseldiğini ve Doğu Antarktika'yı sular altında bıraktığını; bunun da tuzlu bir göl oluşumuna yol açtığını gösteriyor. Şelalenin altındaki büyük su hazneleri yerin 185 metre derinliğinde saklanıyor. Suların yeraltı akıntıları halinde Güney Kutup Denizi'ndeki derin körfezlerden biri olan Ross Körfezi'ne döküldüğü tahmin ediliyor.