İstanbul'un saklı kalmış köyleri! Listede bir zamanlar 2. Abdülhamit'in çiftliği olan köy de var...

Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri İstanbul… Tarihiyle turistlerin en çok ilgisini çeken şehirlerden… Peki İstanbul'da yaşıyor ve hemen yanı başınızda şöyle bir köy hayatı nasıl olur diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Sizin için adı pek duyulmamış olanları derledik. Hatta içlerinden biri bir zamanlar 2. Abdülhamit’in çiftliğiydi… İşte İstanbul’un saklı kalmış köyleri…

Fotoğraflar: Keyifname, Pomaknews Agency, Panoramio

GÖKMASLI KÖYÜ
Şile'de geçmişi 600 yıl öncesine dayanan Gökmaslı Köyü, asırlık evleri, yeşil vadileri ve tüm heybetiyle karşısında duran Fakradağı, gelenleri kendine hayran bırakıyor.

Gökmaslı köyünün ilçe merkezine uzaklığı yaklaşık olarak 33 km, içindeki hane sayısı ise 110... Yerleşim içinde yazlık amacıyla kullanılan çokça konut bulunuyor. Köy nüfusu 1250 kişi.

Köyde geleneksel yapı ve dokusu büyük ölçüde korunmuş olmasına karşın eski köy yerleşmesinin çevresinde geleneksel dokuya uyumsuz yeni yapılar mevcut. Köyde yaşayanların büyük bir çoğunluğunu ‘manav’ olarak adlandırılan yerli halk oluşturmakta…

Yaşlı nüfus genç nüfusa oranla daha fazla ve çalışabilen nüfusun büyük bir kısmı İstanbul’a gitmekte, sadece hafta sonları ve önemli günlerde köye geliyorlar.

GARİPÇE KÖYÜ
Garipçe, Rumelikavağı ile Rumelifeneri'nin arasında küçük bir köydür. Geçim kaynağı balıkçılık olmakla beraber hayvancılıkta yapılır.

Sarıyer'e 10 km uzaklıkta yer alıyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün Avrupa ayağı, köyün güneyindeki Garipçe Burnunda yer alıyor.

Köyde bir bakkal, bir kahve ve üç restoran bulunuyor.

Köyün iskelesinden Büyükliman ve diğer yüzme koylarına turlar yapılıyor.

İNCEĞİZ KÖYÜ
İnceğiz, Çatalca’nın en eski köylerinden biri. Yöre sakinlerine göre Çatalca’nın tarihi buradan başlıyor.

Gür ormanların ortasında kalan tarihi bir köy burası. İnceğiz’e giderken köyün hemen girişinde bulunan adeta pencereleri olan oyuklar karşılayacak sizleri...

Tarihi milattan önce 5500 yıl öncesine dayandığı tahmin edilen bu mağaralar, pek çok medeniyetin kullandığı çok amaçlı bir mekân haline gelmiş.

Milattan sonra 4. yüzyıla gelindiğinde bu mağaralar manastır olarak kullanılmaya başlanmış.

REŞADİYE KÖYÜ
Çekmeköy ilçesine bağlı Reşadiye Köyünün kuruluşu 1893 sonrasıdır. Kurucuları Batum muhacirleri olan köyün statü alma çalışmaları Sultan Reşat döneminde başlamış, 1911 yılında tüzel kişilik kazandığında da ‘Reşadiye’ adını almış.

Tüzel kişilikle birlikte köy sakinlerinin ilk istedikleri şey ‘okul’ olmuş ve köy neredeyse 1900’lerden beri okullu, fakat sadece ilköğretim okulu bulunuyor.

Sağlık hizmeti ise haftanın belirli günlerinde gelen aile hekimlerinin tetkikleri ile sağlanıyor, sağlık ocağı bulunmuyor.

KABAKÇA KÖYÜ
Kabakçı karyesi (köyü), İstanbul’daki Sultan Beyazıt Han-ı Veli Caminin vakıf arazisinde 1505 yıllarında Kastamonu vilayetinden getirilmiş olan Tahtacı Türkmenlerinin Kabakçı oymağına ait ailelerce kurulmuş.

Türkmenlerin yerleşik olanlarına Rumeli'de 'Gacal' denmektedir. Onun için Kabakça Köyü'nün yerli halkı Gacal'dır.

Kalfa (Halife) köy halkları ile Kabakça Köyü halkları akrabadırlar. İstanbul iline 68, Çatalca ilçesine 13 km uzaklıktadır. Büyükçekmece Gölü'nün kuzeybatı vadisinde, Istıranca Dağları'nın eteklerinde, ormanların arasına kurulmuş tarihi bir yerleşim yeridir.

Deniz seviyesinden yüksekliği 62 m'dir. Kuzeybatısında İhsaniye, güneydoğusunda İnceğiz, güneyinde Silivri'nin Akören ve Bekirli köyleri bulunmaktadır. Ulaşım, İstanbul'dan demiryolu ve karayolu ile sağlanmaktadır.

GÜMÜŞDERE KÖYÜ
Sarıyer ilçesine bağlı Gümüşdere köyü, iç kısımlarda yer alan oldukça eski bir yerleşim bölgesi.

Köy Rumlar tarafından kurulmuş, ancak mübadele sonrasında Müslüman Türkler’e mesken olmuş.

Hala Yunanistan’dan Gümüşdere’ye gelerek hasret gideren Rumlar olduğu köy halkı tarafından dillendirilmektedir.

Köy, doğa güzellikleri ve plajıyla İstanbul nüfusunun yaz aylarında oldukça ilgisini çekiyor.

AKBABA KÖYÜ
Beykoz ilçesine bağlı bir köy olan Akbaba Kuzguncuk'a iki saat mesafede.

İsmini İstanbul'un fethine katılan Türkistan asıllı Ak Baba'dan alan köy meyve ve suyuyla meşhur.

BÜYÜKKILIÇLI KÖYÜ
Büyükkılıçlı, İstanbul ilinin Silivri ilçesine bağlı bir mahalledir. Büyük Kılıçlı, köy olmadan önce Padişah II. Abdülhamit’e ait bir çiftlikti. 1928 yılında Bulgaristan’ın Silistre ve Tutrakan vilayetlerinden 80 hane olarak gelen göçmenler o zaman Adnan Bey Çiftliği olan bu çiftliği satın almışlardır.

Sonraları Sivas, Maraş, Gaziantep yörelerinde oturan Kılıçlu Aşiretinden bazı aileler buraya yerleştirilmiştir.

Dağ ve kır hayatına alışmış aşiret üyeleri zamanla geldikleri yerlere dönmelerine rağmen mahallenin adı Kılıçlı olarak kalmıştır.

KIZILCAALİ KÖYÜ
Çatalca ilçesine bağlı olan Kızılcaali köyünün kuruluş tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte köy mezarlığında 1700‘lü yıllara ait mezar taşlarına rastlanmaktadır.

İlk yerleşimin Karaman’dan getirilen 7 hanenin oluşturduğu ‘çiftlik’ biçiminde olduğu ifade ediliyor. Adını ise geçmişte bölgede yetiştirilen kızılcıktan aldığı, ‘Kızılçalı’ olan adının zaman için ‘Kızılcaali’ye dönüştüğü belirtiliyor.