Hürriyet Seyahat | Fotoğraflar: İsmail SARI, Alamy
İstanbul'un en renkli adresi... Sokak kültürünün’ bitmediği sayılı yerlerden...
Huzur vericiliğiyle insanın içine işleyen Kuzguncuk, belki de bu yüzden çoğu diziye ve filme ev sahipliği yapmış. Ayrıca burası sokak kültürünün bitmediği sayılı yerlerden... Peki Kuzguncuk’a gelince nereleri gezmeli, neler yapmalı? Sizin için güzel bir liste hazırladık…
Hem ilklerin yaşandığı, hem de ünlülerin buluştuğu, farklı din ve inanışlardaki insanların bir arada kardeşçe ve huzurla yaşadığı, güzel sokaklarında bezenmiş dükkanları, tarihi dokusunu korumuş enfes yapıları, asırlara tanıklık etmiş ağaçları, mütevazi, samimi ve içten insanların yaşadığı yer Kuzguncuk. Fotoğraf: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Kuzguncuk, İstanbul'daki diğer birçok semte nazaran planlı yapı düzeniyle ve tarihi dokusunu korumasıyla kendine has bir konum oluşturmuş. Şöyle ki sağlı sollu taştan yapılmış dar sokaklı kıyı yerleşimleri, balık kılçığı misali sokak yamaçlarından oluşuyor burası. Fotoğraf: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Kuzguncuk’un bel kemiği olarak nitelendirebileceğimiz İcadiye Caddesi, genellikle gezginlerin en gözde noktası oluyor. Kuzguncuk’un yamaçları gezginleri yıldıracak kadar dik ve göz korkutucu. Fotoğraf: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Kuzguncuk Cami ve Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi
Kuzguncuk Cami ve Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi hem mimari yapıları hem de birbirlerine sırt dayayışlarıyla birlikte dikkat çekiyor. Arsasını bir hayırseverin bağışladığı Kuzguncuk Cami’nin yapımına 1950 yılında başlanmış ve 1952’de de cami ibadete açılmış. Caminin mimarı Cemil Şavkay Bey. İnşası sırasında caminin yanında bulunan Ermeni Kilisesi Vakfı ise caminin yapımında bir miktar para yardımda bulunmuş.
Kuzguncuk Çarşı caddesinde bulunan Kilise İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakası’nda 1835 tarihinde Kayserili Mimar Ohannes Amira Servenyan tarafından inşa edilmiş. Ermeniler buraya 18. yüzyılda yerleşmeye başlamış ve zamanla Kuzguncuk’taki Ermeni sayısı artınca 1835 yılında Kayserili Mimara ahşap bir kilise yaptırmış. İkisi de semtin girişinde bulunuyor. Mutlaka fotoğraflamalısınız…
En fazla iki-üç katlı rengârenk cumbalı evlerin arasında dolaşırken güzel fotoğraflar çekeceksiniz. Yalnız hatırlatmakta fayda var bazı mahalle sakinleri evlerinin fotoğraflarının çekilmesini pek istemiyorlar. Fotoğraf: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Bu çerçevelerden birinin içinde bostan kullanım kuralları yazarken diğerinde bostan ekim, dikim, bakım ve hasat takvimi bulunuyor. Kuzguncuk’u gezerken yorulduysanız gelip burada oturma alanlarında da dinlenebilir ya da bostana karşı bostan kafede oturup çayınızı yudumlarken burayı seyredebilirsiniz.
Nail kitapevi
Hem kafe hem de kitapevi… Kafa dinlemek için mükemmel bir yer. Bir yandan kitap okurken bir yandan çay ve kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Kafede olabildiğince bütün alanlar kitap raflarıyla doldurulmuş. Birçok öğrenci kafenin sessiz olmasından yararlanarak burada ders çalışıyor. Fotoğraf: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Ekmek Teknesi ve Perihan Abla Sokağı
Başrollerini Perran Kutman ve Şevket Altuğ’un oynadığı eskilerin favori dizilerinden olan Perihan Abla ve başrollerini Savaş Dinçel, Hasan Kaçan ve Kadir Çöpdemir oynadığı Ekmek Teknesi dizileri bu semtte çekilmiş. İcadiye Caddesi’nde Asude Cağ Kebap’ı gördüğünüz sokağın adı Perihan Abla dizisinden geliyor. Bu sokak tamamıyla nostalji kokuyor. Asude Cağ Kebap aynı zamanda Ekmek Teknesi’nde fırın olarak kullanılmış ve gittiğinizde kapıda halen Ekmek Teknesi’nin tabelasını görmeniz mümkün.
İcadiye caddesi
Nasıl İstiklal Caddesi Taksim için bir öneme sahipse İcadiye de Kuzguncuk için ayrı bir öneme sahip. Birçok kafenin, restoranın, kitapçı ve sanat galerisinin de içinde bulunduğu bu cadde Kuzguncuk için oldukça popüler. Bu havalarda boğazın kenarında olmasından da kaynaklı hafif soğuk bir semt olmasından İcadiye’yi gezerken içinizi ısıtacak bir şeyler içmeniz şart. Mayadan Kafe, kapısının önündeki “Çay varsa mutluluk var demektir” yazısıyla dikkat çekiyor. Kafede sizi hem sıcakkanlı çalışanlar hem de ortamın sıcaklığı karşılıyor.
Nasıl gidilir?
Avrupa Yakası’ndan Kuzguncuk’a gitmek için Beşiktaş iskelesinden kalkan Üsküdar vapurlarına binerek 10-15 dakika arasında Üsküdar’a varabilirsiniz. Ya da Marmaray’ı tercih ederek de Üsküdar’a gelebilirsiniz. Hava güzelse, Üsküdar’dan Beylerbeyi yönüne yol kenarından yürüyerek hızınıza göre 15-25 dakika arasında Kuzguncuk’a varabilirsiniz. Yürümek daha güzel olur. Çünkü yol üstünde Boğaz havasının yanı sıra İstanbul Devlet Tiyatrosu Tekel Sahnesi’nin fotoğraflarını çekme fırsatı da yakalarsınız. Yürümek istemiyorsanız, Üsküdar iskelesinin hemen karşısından kalkan minibüsleri ya da belediye otobüslerini tercih edebilirsiniz. Kuzguncuk yol üstünde olduğu için istediğiniz otobüse binebilirsiniz. Tüm hatlar Kuzguncuk’un önünden geçiyor.