İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr | Fotoğraflar: İsmail Sarı
İstanbul’da güz mevsiminin en çok yakıştığı yer... Şehrin gürültüsünden uzakta
İstanbul’da doğayla başbaşa kalıp harika fotoğraflar çekmek istiyorsanız en doğru adres Atatürk Arboretumu. Şehrin gürültüsünden uzakta biraz olsun temiz hava almak istiyorsanız, burası tam size göre… İşte size Atatürk Arboretumu gezi rehberi…
İşte sonbaharı iliklerinize kadar hissedeceğiniz, İstanbul’da güz mevsiminin en çok yakıştığı Atatürk Arboretumu hakkında bilgiler…Fotoğraflar: İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr
Arboretum nedir?
Kuruluşları yüzyıllar öncesine dek uzanan arboretumların bir ağaç parkı olmaktan çok, çevre ve toplum yararına üstlendiği fonksiyonlar çeşitlilik gösteriyor. İlk ve orta dereceli öğretimden üniversite düzeyine dek öğrencilere ve çevre halkına otsu ve odunsu bitkiler hakkında bilgi vermek, bunları yetişme alanlarında tanıtmak ve çevre koruma bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak olarak açıklanıyor. Latince kökenli bir kelime olan arboretum, ‘ağaç’ anlamına gelen arbor sözcüğü ile belli bitkilerin yetiştirildiği alan anlamındaki ‘etum’ son ekinin birleşmesinden oluşuyor.
Ancak günümüzde Arboretum kavramı, ağaçlar ve ağaççık veya çalı gibi diğer odunsu bitkilerin yetiştirilmesine adanmış botanik bahçesi olarak kullanılıyor. Doğayı ve yeşili seven insanların en uğrak adresi konumuna gelmiş olan Atatürk Arboretumu, Orman Fakültesi ve Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü’nün ortak çalışması sonucunda oluşturulmuş bir doğa harikası.
Ne zaman yapıldı?
1949'da Orman Fakültesi öğretim üyelerinden Hayrettin Kayacık'ın Orman Genel Müdürlüğü'ne önerisiyle Büyükdere-Bahçeköy-Kemerburgaz asfaltı kenarındaki 38 hektarlık bir alanda arboretum kurma çalışmaları başladı ve sonrasında arboretumun projesini hazırlaması için Sorbon Üniversitesi Botanik Bahçesi enspektörlerinden Camille Guine İstanbul'a davet edildi. 1959-1961 arasında süren ancak süren proje çalışmaları ödenek yokluğu nedeniyle yarım kaldı ancak alt yapı ve dikim çalışmaları 1982 yılına kadar devam etti. 1982'de Atatürk'ün 100. doğum yılı kutlamaları nedeniyle Atatürk Arboretumu adını aldı ve Orman Bakanlığı İşletme Şefliği statüsü kazandı.
Atatürk Arboretumu’nun içerisinde binbir çeşit bitki ve ağaç türünün bulunduğu ormanlık alana girdiğinizde göreceğiniz renkler sizi gerçekten bir masalın içinde gibi hissettirecek. Özellikle İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız burası size ilaç gibi gelecek…
Arboretuma giriş ücretleri hafta içi ve hafta sonu değişkenlik gösteriyor. Hafta içi tam 7.5, öğrenci 2.5 lira. Hafta sonu ise tam 20, öğrenci 7.5 lira. Yalnız hafta sonları arboretum oldukça kalabalık oluyor. Haliyle girişte kuyruk oluşuyor. Ama sıra beklemeden de içeri girmek mümkün. ‘ataturkarboretumu.ogm.gov.tr’ adresinden online bilet alırsanız sıra beklemeden alana giriş yapabilirsiniz. Bir küçük hatırlama daha hafta sonları ücretsiz otoparkta yer bulmanız biraz zor. Bu nedenle erken gelmenizi öneririm.
Nereleri gezmeli?
Atatürk Arboretumu altı yol ayrımından oluşuyor. İlk olarak gölün olduğu kısma yönelmelisiniz. Çünkü üç yapay gölün bulunduğu arboretumdaki bu gölün etrafında banklar, içindeyse balıklar ve ördekler bulunuyor. Özellikle Instagram’da bolca beğeni alacak kareler burada… Sakın es geçmeyin.
Tabelalardaki yazıları okuyarak öğreneceğiniz bilgilerin haricinde girişte bulunan ağaçların yaşlarını hesaplama amacıyla kurulmuş düzenekte oldukça ilgi çekici.
Bunlara dikkat!
Arboretumun içinde yemek yiyebileceğiniz herhangi bir yer bulunmuyor. Yanınızda yemek getirmek de yasak. Sadece su ve çocuk mamasına izin veriliyor. Bunlar dışında her türlü yiyecek-içecek alınmıyor. Aslında böyle olması çok doğru…
Atatürk Arboretumu’na nasıl gidilir?
Birçok seçenek var ama en ideal olanı metro Hacıosman durağında inmek. Sonrasında metro çıkışında bulunan '42 HM Bahçeköy' durağından kalkan otobüslere bineceksiniz.