Saffet Emre TONGUÇ / stonguc@hurriyet.com.tr
Her zaman mistik, her zaman huzurlu: Konya
Şehirlerin de karakterleri olduğuna inanlardanım. Mimarisi, insanların birbiriyle iletişimi, gelenekleri hatta mutfağı o karakterin parçasıdır. Şeb-i Arus’a doğru yaklaşan Konya da bana göre Türkiye’nin en mistik, huzurlu ve misafirperver kentlerinden biri.
MÖ 7 binlerden bu yana yerleşimin olduğu Konya, yüzyıllar boyunca ev sahipliği yaptığı uygarlıklarla bir ‘Medeniyetler ve Dinler Beşiği’ haline gelmiş. Hitit, Lidya, Pers gibi büyük uygarlıkların yaşadığı Konya, Selçuklu’ya da iki asırdan fazla başkentlik yapmış. Hıristiyanlık’ın önemli azizelerinden Tekla’ya ev sahipliği yapmış Konya; en önemli azizlerden Pavlus ve Barnabas’ı da misafir olarak ağırlamış.
Modern topluma ilk adım
Konya’ya gidince görülecek yerlerin başında Çatalhöyük var. Çatalhöyük, insanlık tarihindeki ilk yerleşim, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapıların olduğu yer. İnsanlığın, mağaralardan çıkıp toplu halde yaşamaya başladıkları yöre burası.
Konya’ya gidince görülecek yerlerin başında Çatalhöyük var. Çatalhöyük, insanlık tarihindeki ilk yerleşim, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapıların olduğu yer. İnsanlığın, mağaralardan çıkıp toplu halde yaşamaya başladıkları yöre burası.
Çatalhöyük James Mellaart tarafından 1958 yılında bulunmuş. Evler genelde iki odadan oluşmuş ve duvarları birbirine bitişik yapılmış. Bunun etraftaki vahşi hayvanlardan korunmak için özellikle yapıldığı ve kapı yerine damdan girişin de aynı nedenle tercih edildiği belirtiliyor. Samanla karıştırılıp güneşte kurutulan tuğlalar yapıların ana malzemesi olmuş. Benzer evlerin binlerce yıl sonra hala Konya civarında görmek mümkün.
Selçuklu ve Osmanlı camileri
Konya’yı camileri olmadan düşünmek mümkün değil. Hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde yapılan çok sayıda cami var kentte. Eğer cami mimarisine meraklıysanız, ziyarete Alaeddin Camii ile başlayabilirsiniz.
Konya’yı camileri olmadan düşünmek mümkün değil. Hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde yapılan çok sayıda cami var kentte. Eğer cami mimarisine meraklıysanız, ziyarete Alaeddin Camii ile başlayabilirsiniz.
Anadolu Selçukluları döneminde yapılan Konya’nın en büyük ve en eski camisi. 13. yüzyıldan kalma İplikçi, Sahip Ata, Sadreddin Konevi camilerini de listenize ekleyin. Konya’daki en etkileyici dini yapılardan biri de taşıdığı manevi değer itibariyle Şems-i Tebrizî Camii ve Türbesi; Şems Parkı’nın içinde yer alıyor.
Osmanlı döneminden kalan camiler içinde ise klasik Osmanlı mimarisinin izlerini görebileceğiniz Selimiye Camii dikkat çekiyor. Cami, Mevlana Müzesi’nin hemen yanında yükseliyor. Osmanlı’dan kalma en büyük dini yapı ise Kapı Camii. Konya’nın ortasında tüm görkemiyle yer alan Aziziye Camii ise çarşısının ortasında yükseliyor.
Ve yine belki de bu çağrı yüzünden Konya’daki türbesi yılın her dönemi ziyaretçi akınına uğruyor. 2015 yılında da Ayasofya ve Topkapı’nın ardından Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 3. müzesi olmuş.
‘Yeşil Kubbe’ adıyla anılan türbe, müze olarak ziyarete açık. Yapıda, eskiden sema gösterilerinin yapıldığı semahane ile bir mescit var. Aynı bahçe içinde, eskiden dervişlerin kaldığı odalar da yer alıyor. Dergâh eşyaları ve değerli elyazmalarının bulunduğu müzede görülebilecekler arasında; bugünkü kemanların öncüsü olarak kabul edilen sekiz telli keman, sabır taşları ve Galileo’nun asıldığı dönemde astronomi dersleri vermek için kullanılan küre yer alıyor.
Kuzucu Ali: Fırın kebabı, saç kavurması ve tandır kebabı denenecek lezzetler arasında. (0332 345 04 75)
Novotel Restoran: Zarif ve lezzetli bir akşam yemeği için tercih edebilirsiniz. Özellikle közlenmiş kırmızı biber çorbası çok lezzetli. (0332 223 42 00)
Bizans İmparatorluğu döneminde ‘Tokonion, Conia, Cogna, Konien’ gibi farklı isimler verilmiş. Araplar ise ‘Kuniya’ demişler. Şehir geçmiş adlarına çok benzeyen şimdiki ismini ise Selçuklu döneminde almış; Osmanlı da aynı adı kullanarak Konya demiş.
Mevlana “Efendi, önder, rehber” anlamlarına geliyor. Özellikle batı dünyasının onu anmak için kullandığı “Rumi” lakabı ise “Rum ülkesinden; Anadolulu” anlamlarına geliyor; ömrünü Konya’da geçirdiği için verilmiş.