Füsun HATTAT
Hangi Ege adasına niçin gitmeli?
Tüm dünyada yazların son yıllardaki en favori tatil mekânı hiç şüphesiz Yunan Adaları! Eğlence, spor, deniz, yemek, tarih ve huzur… Hepsi birbirinden farklı karaktere sahip, hepsi özgün, rahat ve de çok keyifli. Peki, hangisine ne işin gitmeli? İşte Ege adalarının ‘en’leri… Siz önceliğinizi belirleyin biz de sizi 12’den vuracak adayı…
En iyi mutfak: Girit
Farklı medeniyetlere ev sahipliği ile zenginleşen Girit mutfağını diğer dünya mutfaklarından ayıran en önemli özellik, zeytinyağı, incir, susam, zeytin ve çeşitli otlar ile yaptıkları deniz ürünleri ve kuzu etleridir.
Bu yüzden bugün halen en sağlıklı mutfak olarak kabul edilmektedir. Doğal malzemeler sayesinde en basit restoranında bile kötü bir yemeğe rastlamanıza imkân yok. Dolka adını verdikleri üzerine domates peynir ve zeytinyağı gezdirilmiş peksimetlerini, myzithra tatlı peynirlerini, mournoraki adaya özel dut rakılarını deneyin.
Marbella Corfu, Kontokali Bay Resort & Spa, Divani Corfu Palace aile odaları, çocuk klubü ve havuzu, oyun parkı, çocuk menüsü, bebek bakım hizmetleri olan otellerden bazıları.
En geniş tarih ve kültür: Delos
Mitolojiye göre Apollon’un doğum yeri olan Delos Adası’nın tamamı bir açık hava müzesi.
Daha denizden yaklaşırken volkanik patlama sonucu merkezi çöken ve hilal biçimli bir krater halini alan efsane adanın görünümü ilk anda sizi cezbedecek. Teleferikle veya merdivenlerle ulaşılan Fira şehir merkezinin kafe restoran ve dükkânlarla dolu sokaklarında çok vakit kaybetmeden kuzeyde bulunan Oia kasabasına geçin. Gökyüzünün lekesiz kusursuz derin maviliği ile tezat, kızıl kahve sarp volkanik kayalıklar nefesinizi kesecek. Ama şüphesiz en romantik, en muhteşem an, akşamüzeri sanki herkesin sözleşmişcesine toplandığı adanın en ucunda sessiz bir ayine dönüşen gün batımları.
En iyi eğlence: Mikonos
Değil diğer Yunan Adaları, ne İbiza ne St.Tropez eğlence deyince Mikonos’un eline su dökemez. Adaya adım attığınız andan itibaren, sabah fotoğraf için gerekli ışığın peşinde sokaklarda dolaşırken bile enerji seviyenizin yükseldiğini hissedeceksiniz.
Bana göre dünya üzerinde stresten tamamen uzaklaşıp kendinizi bir anda daha özgür, fit ve çekici hissedebileceğiniz başka bir yer yok. Gündüzleri plaj için Nammos her zamanki gibi çok popüler. Özellikle salı ve perşembe günleri bohem tapınağı Scorpios’ta güneşi batırabilir ya da hippi havasıyla çok cool Alemagou veya Ftelia’da partiliyebilirsiniz. Sakin bir plaj arıyorsanız bu yılın gözdelerinden biri de Panarmos. Öğlen Spilia’nin mağara arası restoranında deniz ürünleri harika. Daha salaş bir alternatif ise Kiki’s. Akşam için seçenek çok; her daim benim favorim 40 yıllık Katrin. Sea Satin’de tabak kırın, Interni’nin yemek öncesi ve sonrası barında takılın. Ling Ling’de uzakdoğu lezzetlerini tadın, Hippie Fish’i benim için deneyin.
Astra veya Little Venice’deki barlarda sabaha kadar dilediğiniz gibi eğlenin. Sabahı Guzel’de karşılayın. Burası Mikonos her an herşey olabilir. Aşk, danstan kum olmuş ayaklarınızı yıkarken bile karşınıza çıkabilir, demedi demeyin.
Komşu ada Naxos ile kendisini ayıran 5 mil genişliğindeki kanalın meltem rüzgarları üzerinde yarattığı baca efekti sayesinde dünyanın her yerinden gelen sörfçüler özellikle temmuz, ağustos aylarında adanın batısında bulunan Pounda ve doğusunda bulunan Chryssi Akti, Nea Chryssi Akti plajlarını dolduruyorlar.
En güzel plajlar: Zakynthos
Yunanistan’ın batı sahilinde kalan, tartışmasız tüm Yunan Adaları içinde en dramatik sahille desteklenen kum plajlara, kristal mavi sulara sahip adaları, İon adaları. Kefalonya’da Myrtos Plajı, Lefkada’da Porto Katsiki en fotojeniklerinden olsa da, kalabalıklığına ve sadece tekneyle ulaşımına rağmen Zakynthos’da Shipwreck Plajı tüm etkileyiciliği ile ikisini de alt eder.
Biz, denizden 250 metre yüksekte Aziz John Manastırı’na doğru tırmanırken, iki kişinin geçemediği bu dar sokaklarda bulunan evlerde nasıl yaşanıldığını düşünmeden edemedik.
Kapısı açık mutfağında, yumurta dolu mermer tezgâhın ardında, bir un bulutu içinde mutlulukla ekmek yapan yapan kadını seyredince ise adanın gizemli kutsal havasında kendinizi tamamen kaybetmek mümkün. Patmos’un Hristiyanlar için ayrı bir önemi de var. Aziz John’un Yeni Ahit’in son bölümü Book of Revelations’ı yazdığı mağara burada. Yerli halkın turistlere çok sıcak bakmaması ve adanın anakaradan kopukluğuna rağmen Ortodoks dünyasındaki bu özelliği sebebiyle, her yıl binlerce kişi hac için Patmos’a geliyor. Ünlülerin evleri, sanat dünyasının ilgisi dolayısıyla şık butikler ve restoranlar da adanın havasını daha bir kozmopolitleştirip zenginleştirmiş.
En şık: Spetses
Biz Türkler, yakınımızdaki Yunan adalarını ve tabii ki Mikonos ve Santorini’yi çoktan fethettik. İddia ediyorum bundan sonra ki destinasyonumuz Atina’nın hemen önünde Argosaronik Körfezi’nde bulunan Spetses ve Hydra adaları. Aslında Spetses zengin Yunanlıların yazlık evlerinin olduğu, çok turist istemedikleri, günlük turist gemilerinin rotası içinde bile olmayan bir adaymış. Ekonomik krize kadar…
Tertemiz dar sokakları, neoklasik binaları, restoran ve mağazalarla dolu şehir merkezi, lüks yatlarla dolu hem salaş hem konforlu yemyeşil plajları, sakin huzurlu havası, nefis lezzette restoranları.. Spetses çok ama çok şık. Geçen hafta Valentino, Olivia Palermo ve Kate Moss adadaydı, benden söylemesi..
Bu kadar küçük bir adada sanat enstitüleri, galerileri, müzeler, geniş bir denizcilik tarihi, ufak bir dokunuşla farklılaşmış yemeklerle karşılaşınca şaşırıyorsunuz. Bir an Sophia Loren’in 1957 yılı Boy on A Dolphine filminin limanda çekilen sahneleri gözünüzün önüne geliyor bir an Leonarda Cohen’in şarkılarına ilham evinin kapısını çalmak için parke taşı merdivenleri tırmanıyorsunuz. Kraliyet üyeleri, Hollywood yıldızları adada tanınmadan dolaşmanın keyfini yaşıyor. Osmanlı mimarisinden etkilenmiş konağın içinde Hydrea Otel’in terasından resmedilmeye değer manzarasıyla şehri seyrederken, Aristotle Onasis’ten Winston Churchill’e John Lennon’dan Picasso’ya sayısız ünlüyü ağırlamış adamış adanın derin huzur veren havasını içinize çekip bir an duruyorsunuz.