Serkan OCAK / serkan.ocak@hurriyet.com.tr
Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü: Kuzey Kıbrıs
Bu sözü ilk kez KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün’den duydum. Sonra düşündüm, üç gündür Kıbrıs’taydım. Kara kışın yaşandığı şubat ayında tişörtle geziyordum ve her yanda bahar çiçekleri açmıştı.Gökyüzünün altındaki en güzel ülke mi bilinmez ama 10 bin yıllık tarihe sahip ülkedeki antik kentleri gezmenin, Shakespeare’in tragedyasının esin kaynağı Othello Kalesi’ni görmenin ve Kıbrıs kahvesi içmenin tam zamanı. İşte size Kuzey Kıbrıs gezi rehberi...
Kuzey Kıbrıs, daha önce defalarca gittim. Ancak hepsi yazın en kavurucu zamanlarıydı. Kızgın kumlar ve serin Akdeniz suları...
Yine de kısa süre durmakta fayda var. Zaten Kuzey Kıbrıs çok soğuk olmuyor. Bugünlerde ise havalar artık ısınmaya başladı ve bahar çiçekleri çoktan açtı. Adaya bunaltmayan nemli Akdeniz’in havası hâkim. Doya doya her yeri gezebilir, görebilirsiniz. Ada’nın bu mevsimde mutlaka görmeniz gereken yerlerinden bazıları şöyle:
200 bin kişi yaşıyordu/ Salamis Antik Kenti
Türkiye’deki Efes’ten bile daha büyük olduğu belirtiliyor. Çok görkemli bir yapı! Pek çok bölümü halen ayakta… Troya Savaşı kahramanları tarafından kurulan bu kentin içinde dolaşırken kendinizi o devirde sanabilirsiniz.
Türkiye’deki Efes’ten bile daha büyük olduğu belirtiliyor. Çok görkemli bir yapı! Pek çok bölümü halen ayakta… Troya Savaşı kahramanları tarafından kurulan bu kentin içinde dolaşırken kendinizi o devirde sanabilirsiniz.
Çok sayıda bölümü var. Beni en çok etkileyen yerlerden biri tiyatrosu oldu. Halen burada kültür sanat etkinlikleri yapılıyor. Tiyatronun kapasitesi o dönem yaklaşık 15 binmiş. Bu veriden o günkü kent nüfusunun da 150 ila 200 bin arasında değiştiği tahmin ediliyor.
En çok aklımda kalan bölümlerden biri de hamam kısmındaki tuvalet. Tuvalete Roma döneminde birlikte gidildiği, sohbetlerin yapıldığı, taşlar ısınsın diye de önce kölelerin oturtulduğunu öğrenmek antik kenti gezerken en çok şaşırdığım anlardan biriydi. Bizans sarnıcı, Roma villası, agora, Zeus Tapınağı, kral mezarları gibi antik şehrin çok sayıdaki bölümü helan görkemini koruyor.
Kayıp İncil’i o yazdı / St. Barnabas Kilisesi
Gazimağusa’da Salamis’i gördükten sonra mutlaka ikinci durağınız St. Barnabas Manastırı ve İkon Müzesi olmalı. Aziz Barnabas, Salamis’te yaşamış Yahudi bir ailenin çocuğu. Eğitim için gittiği Kudüs’te Hıristiyanlığı kabul edip Aziz Paul ile birlikte Ada’da misyonerlik yapmaya başlamış. Bu nedenle öldürülünce anısına buradaki manastır yaptırılmış.
Gazimağusa’da Salamis’i gördükten sonra mutlaka ikinci durağınız St. Barnabas Manastırı ve İkon Müzesi olmalı. Aziz Barnabas, Salamis’te yaşamış Yahudi bir ailenin çocuğu. Eğitim için gittiği Kudüs’te Hıristiyanlığı kabul edip Aziz Paul ile birlikte Ada’da misyonerlik yapmaya başlamış. Bu nedenle öldürülünce anısına buradaki manastır yaptırılmış.
Aziz Barbanas’ın Roma Katolik Kilisesi tarafından yasaklanan ‘Kayıp İncil’ olarak da bilinen incili yazdığını biliniyor. Bu İncil’in bir adı da apokrif! Yani Vatikan tarafından varlığı bilinen ama içeriği kabul edilmeyen anlamına geliyor. Manastır aynı zamanda bir ikon müzesi. Manastırın arkeoloji müzesi olarak kullanılan bazı bölümlerinde de çeşitli buluntular sergileniyor.
Barbanas Manastırı tarihi olduğu kadar doğal güzelliklere de sahip. Etrafı yemyeşil. Aziz Barnabas’ın sembolik mezarının bulunduğu şapel, sarı hardal çiçeklerinin arasında muhteşem bir görüntüye kavuşmuş. Manastırın içinde küçük bir de kafe var. Burada kahve içip yorgunluk atabilirsiniz. Aman dikkat, Kuzey Kıbrıs’ta kahveler markalarıyla birlikte söyleniyor. Türk kahvesi ile birebir olsun derseniz şeker miktarını söyleyip Mehmet Efendi diyeceksiniz. Ama gelmişken sert bir ‘Kıprıs’ kahvesi içmek isterseniz ‘Con’u tavsiye ederim...
Girne ayaklarınızın altında / Bellapais Manastırı
Burası Girne’yi kuşbakışı gören Bellapais Köyü’nde yer alıyor. Bence Kuzey Kıbrıs’ın en güzel yeri burası. Kentin doğusunda Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yer alıyor. Kimi zaman dağın sisi buraya basıyor. Şanslıysanız, Girne’nin tüm güzelliği, Akdeniz’inkiyle birlikte tüm ihtişamını sergiler size...
Burası Girne’yi kuşbakışı gören Bellapais Köyü’nde yer alıyor. Bence Kuzey Kıbrıs’ın en güzel yeri burası. Kentin doğusunda Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yer alıyor. Kimi zaman dağın sisi buraya basıyor. Şanslıysanız, Girne’nin tüm güzelliği, Akdeniz’inkiyle birlikte tüm ihtişamını sergiler size...
Manastırın eşsiz bir gotik mimarisi var. Sanırım Kıbrıs’ta bulabileceğiniz en güzel manzaraya sahip restoran da tam burada: Kybele... Küp Kebabı’nı tek geçin... Porsiyonu 42 TL. Kuzu incikten yapılan, 4-5 saat toprak fırında odun ateşinde pişen yemeğe bayıldım.
İki paralık vergiyle yapıldı / Büyük Han
Sadece Lefkoşa’nın değil tüm Ada’nın en önemli Osmanlı eseri. 1572’de yapımına başlanan ve 7 yılda tamamlanan hanın üst katları konaklama olarak kullanılıyormuş. Toplam 68 odası bulunan hanın alt katlarında ise ticaret yapılıyormuş. Bugün ise hanın tamamında sanatsal ve turistik ürünlerin satışı yapılıyor.
Sadece Lefkoşa’nın değil tüm Ada’nın en önemli Osmanlı eseri. 1572’de yapımına başlanan ve 7 yılda tamamlanan hanın üst katları konaklama olarak kullanılıyormuş. Toplam 68 odası bulunan hanın alt katlarında ise ticaret yapılıyormuş. Bugün ise hanın tamamında sanatsal ve turistik ürünlerin satışı yapılıyor.
Büyük Han, Osmanlı’da Muzaffer Paşa’nın emriyle halktan iki para vergi alınarak yapılmış. Büyük Han’ı mutlaka ziyaret edin. İçeride çok sayıda kafe ve restoran da bulunuyor. Avlunun ortasındaki mescidin merdivenleri fotoğraf çektirmek için en güzel yer. Merdivenlerin önündeki sedire de oturabilirsiniz. Dükkânların birinde de Osmanlı fesi rica edin, merak etmeyin bir fotoğraf için sizi kırmazlar...