DHA / Hürriyet Seyahat | Fotoğraflar: DHA, Alamy
Gökçeada'da ortaya çıktı! 'Deniz Şeytanı' olarak biliniyor...
Çanakkale'nin Kuzey Ege Denizi'ndeki Gökçeada ilçesinde, balıkçılar, kılıç avı sırasında nesli tükenmekte olan ‘deniz şeytanı’ olarak da bilinen 2 metrelik manta vatozu görüntüledi.
Gökçeada'daki Kaleköy Limanı'nın 5 mil açığında, bir hafta önce kılıç balığı avı yapan balıkçılar, suyun yüzeyine yakın noktada yüzen bir vatoz ile karşılaştı. Bir süre teknenin önünde dans eder gibi yüzen 2 metre boyundaki vatoz, ava katılan zıpkın ile balık avı Milli sporcusu Selim Konya tarafından saniye saniye görüntülendi.
Biz bu canlıları ara ara denizde görüyoruz. Gördüğümüz zaman da kayıt altına alıyoruz. Çünkü bunlar Gökçeada’ya bir güzellik, renk katıyor. Bu birey belgesellerde gördüğümüzde sürüler halinde olabiliyor.
Fakat Gökçeada’da biz tek olarak rastladık. Muhtemelen beslenmek için geliyor. Çünkü Kuzey Ege’nin suları besin değeri olarak yüksek. O yüzden bu hayvan buralara beslenmek için geliyor. Zaman zaman başka enteresan canlılara da denk geldiğimiz oluyor. Mesela geçen gün yaklaşık 5 mil açıkta fok gördük. Buda büyük ihtimalle beslenme ya da adalar arası geçiş sağlıyordu.
‘Deniz şeytanı’ nesli tükenmekte olan türler arasında gözüküyor. Aynı zamanda bir manta türü. Bu canlıyı gördüğümüzde biz de heyecanlanıyoruz. İşimizi, gücümüzü bırakıp biz de bu hayvanı çekmeye çalışıyoruz” dedi.
Öte yandan tıpkı deniz şeytanı gibi bilim insanları tarafından tespit edilene göre dünyada 8 milyon 700 canlı türü bulunuyor. Ama doğal hayattaki canlı türlerinin 100 milyonu bulabileceği tahmin ediliyor. Günümüzde ise bilim insanları her yıl 15 bin yeni tür keşfediyor. İşte ilginç canlılardan bazıları...
Balıkçıların kabusu: Cymothoa Exigua (Dil Paraziti)
Boyu sadece üç ile dört santimetre arasında değişen ‘Cymothoa Exigua’ adlı parazit, ağına takıldığı balıkçıların mesleğini bırakmasına neden olacak kadar korkunç bir canlı. Kendisini yem zannederek yutan balıkların diline yapışan parazit, zamanla kanını emdiği dilin çürümesine neden oluyor. Ardından, giderek büyüyen parazit kıskaçlarını yayarak genişliyor ve dilin geri kalan kısmındaki kas yapısıyla bütünleşiyor. Bu aşamadan sonra balık, dili haline gelen paraziti yönlendirebiliyor. Bu şekilde, balık iki ağızlı bir canlı haline dönüşüyor. Biyologlar parazitin balıklar dışında hangi canlılara yerleştiği konusunda bir bilgiye de sahip değil. Bilim dünyası, günümüzde balıkçıların kabusu olan parazitin yayılma alanı ve insan sağlığı üzerinde ne gibi olumsuzluklar oluşturabileceği sorularına yanıt arıyor ancak bu konuda hâlâ başarılı olmuş değiller.
Boyu sadece üç ile dört santimetre arasında değişen ‘Cymothoa Exigua’ adlı parazit, ağına takıldığı balıkçıların mesleğini bırakmasına neden olacak kadar korkunç bir canlı. Kendisini yem zannederek yutan balıkların diline yapışan parazit, zamanla kanını emdiği dilin çürümesine neden oluyor. Ardından, giderek büyüyen parazit kıskaçlarını yayarak genişliyor ve dilin geri kalan kısmındaki kas yapısıyla bütünleşiyor. Bu aşamadan sonra balık, dili haline gelen paraziti yönlendirebiliyor. Bu şekilde, balık iki ağızlı bir canlı haline dönüşüyor. Biyologlar parazitin balıklar dışında hangi canlılara yerleştiği konusunda bir bilgiye de sahip değil. Bilim dünyası, günümüzde balıkçıların kabusu olan parazitin yayılma alanı ve insan sağlığı üzerinde ne gibi olumsuzluklar oluşturabileceği sorularına yanıt arıyor ancak bu konuda hâlâ başarılı olmuş değiller.
Etrafta olup bitenleri gözlemliyorlar: Çamur Zıpzıpı
Batı ve Doğu Afrika, Japonya, Çin, Avustralya, Hindistan ve Madagaskar gibi ülkelerde yaşadığı bilinen bu balıklar, karada bile nefes alabilir. Denizin çekilmesini fırsat bilen çamur zıpzıpı, hemen çamur yüzeyinin üstüne çıkarak burada bulunan bitkileri yiyerek yaşamını sürdürür.
Batı ve Doğu Afrika, Japonya, Çin, Avustralya, Hindistan ve Madagaskar gibi ülkelerde yaşadığı bilinen bu balıklar, karada bile nefes alabilir. Denizin çekilmesini fırsat bilen çamur zıpzıpı, hemen çamur yüzeyinin üstüne çıkarak burada bulunan bitkileri yiyerek yaşamını sürdürür.
Eş bulmak için yukarı doğru zıpladıkları için bu isim takılmıştır. Ayrıca çamur zıpzıpları korktuklarında daha uzağa zıplayabilirler. Gözleri ise bir avcıyı andırır. Bu koca gözleri sayesinde sürekli etrafta olup bitenleri gözlemlerler.
Yüzmekten çok yürümeyi tercih ettiği söylenilen balığımızın deniz tabanına oturduğu da söylenenler arasında. Erişkinliğe erişen balıklarda sırt yüzeyi dikenli bir uzantıya dönüşür ve bu şekilde avlarını kendilerine çekerler. Kırmızı dudaklı bu şirin balığın nasıl bir evrimden geçtiğini düşünmek bile insanı şaşırtabiliyor.
Dünyanın en çirkin yaratığı: Damla balığı
Eti yenmeyen damla balığının nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. 25 santimetreye kadar uzayabilen üzgün görünüşlü bu yaratıklar denizin 900 metre derinliğinde yaşıyor. Bu nedenle insanlar bu yaratıkları pek sık göremiyor. Avustralya ve Tazmanya’da yengeç ve ıstakoz yakalamak için yapılan derin su balıkçılığı nedeniyle ağlara yakalanan bu asık suratlı hayvanların sayısında artış meydana geldi. Doğal hayatı koruma kurumları bu hayvanların neslinin tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor.
Eti yenmeyen damla balığının nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. 25 santimetreye kadar uzayabilen üzgün görünüşlü bu yaratıklar denizin 900 metre derinliğinde yaşıyor. Bu nedenle insanlar bu yaratıkları pek sık göremiyor. Avustralya ve Tazmanya’da yengeç ve ıstakoz yakalamak için yapılan derin su balıkçılığı nedeniyle ağlara yakalanan bu asık suratlı hayvanların sayısında artış meydana geldi. Doğal hayatı koruma kurumları bu hayvanların neslinin tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor.
Deniz suyunu emiyor: Pyura Chilensis (Yaşayan Kaya)
Pyura Chilensis olarak bilinen ve diğer adı ‘Yaşayan Kaya’ olan bu canlı Şili ve Peru kıyılarında görülüyor. Pyura Chilensis'lerde bir kayaya benzer organizmanın içindeki organlar zarla kaplı. Deniz suyunu emiyor ve mikroorganizmaları filtreleyip sindirerek besleniyor. Balıkçılar ve yerel halk el testeresiyle bu kayaları kesip, içindeki kayısı büyüklüğündeki parçaları lokantalara satıyor. Ekşi ve yoğun bir lezzete sahip, çiğ veya pişmiş olarak da tüketilebiliyor.
Pyura Chilensis olarak bilinen ve diğer adı ‘Yaşayan Kaya’ olan bu canlı Şili ve Peru kıyılarında görülüyor. Pyura Chilensis'lerde bir kayaya benzer organizmanın içindeki organlar zarla kaplı. Deniz suyunu emiyor ve mikroorganizmaları filtreleyip sindirerek besleniyor. Balıkçılar ve yerel halk el testeresiyle bu kayaları kesip, içindeki kayısı büyüklüğündeki parçaları lokantalara satıyor. Ekşi ve yoğun bir lezzete sahip, çiğ veya pişmiş olarak da tüketilebiliyor.