Hürriyet Seyahat
Eylül'de gidilmesi gereken yerler! Uzman jüri seçti...
Bütün yazı çalışarak geçirip, tatil için kalabalığın dağılmasını bekleyenlerdenseniz bu haber sizin için! İnternet sitemizde yazan beş gezgin yazarımıza ‘Eylül ayında nereye gitmeli, neler yapmalı?’ diye sorduk. Beşinden de oldukça güzel, eğlenceli ve bütçeyi pek sarsmayacak öneriler geldi. İşte eylülde mutlaka gitmeniz gereken beş yer...
Bütün yazı çalışarak geçirip, tatil için kalabalığın dağılmasını bekleyenlerdenseniz bu haber sizin için! İnternet sitemizde yazan beş gezgin yazarımıza ‘Eylül ayında nereye gitmeli, neler yapmalı?’ diye sorduk. Beşinden de oldukça güzel, eğlenceli ve bütçeyi pek sarsmayacak öneriler geldi. İşte eylülde mutlaka gitmeniz gereken beş yer...
Fotoğraflar: Alamy, Seymen Bozaslan, Ezgi Kopuz, Öykü Yalçın, Bahar Gündoğdu, Nadiye Çağlar
Fotoğraflar: Alamy, Seymen Bozaslan, Ezgi Kopuz, Öykü Yalçın, Bahar Gündoğdu, Nadiye Çağlar
Eğer yazın tatil yapamadıysanız veya kendi isteğinizle yıllık izninizi eylül ayında kullanacaksanız beş gezgin yazarımızın önerdiği bu yerleri mutlaka dikkate almalısınız. Önerilen yerler hem kesenize uygun bir tatil sunuyor, hem de bolca huzur…
SEYMEN BOZASLAN / Instagram: @seymen.b
Büyükşehirler arasında kalmış bir nefes: YEDİGÖLLER (BOLU)
Koca şehirlerde yaşayan bizlerin en büyük derdi beton savaşları olsa gerek. Evden işe, işten eve derken, hayat koşturmacası dediğimiz kelimenin dışına çıkamıyoruz bazen. Bu yüzden bir manzara fotoğrafı gördüğümüzde uzun uzun bakarız. Sizlere o manzaralardan birinden, Bolu Yedigöller’den kısaca bahsedeceğim. Bu yeşil cennet eylülde gidilmesi gereken en güzel yer.
Büyükşehirler arasında kalmış bir nefes: YEDİGÖLLER (BOLU)
Koca şehirlerde yaşayan bizlerin en büyük derdi beton savaşları olsa gerek. Evden işe, işten eve derken, hayat koşturmacası dediğimiz kelimenin dışına çıkamıyoruz bazen. Bu yüzden bir manzara fotoğrafı gördüğümüzde uzun uzun bakarız. Sizlere o manzaralardan birinden, Bolu Yedigöller’den kısaca bahsedeceğim. Bu yeşil cennet eylülde gidilmesi gereken en güzel yer.
İstanbul ve Ankara’dan üçer saat mesafede olan bu güzelliğe doğru giderken, yolda anlıyorsun zaten sizi nelerin beklediğini. Yavaş yavaş büyüsüne kapılıyorsun Yedigöller diyarının. Adını birbirlerine 100 metre uzaklıkta olan, Büyükgöl, Deringöl, Seringöl, İncegöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl ve Kurugöl’den alıyor.
Bölgenin en önemli özelliklerinden birisi de, çok fazla bitki türüne ev sahipliği yapması. Kayın, meşe, kızılağaç, gürgen, titrek kavak, sarı çam, fındık, ıhlamur ağaçları gibi bir çok ağaç bulunuyor. Bu durum, ülkemizde bitkiler üzerine araştırma yapan uzmanlara da adres gösterir nitelikte.
Yedigöller’in bir diğer özelliği de, sahasında bulundurduğu 100 üzerindeki kuş türü... Sadece kuşlar yok tabi. Ayı, kurt, tilki, sincap, yabani ördek, tavşan ve geyik de bu manzaranın bir parçası. “Geyik mi?” diye soranlara, bir de güzel haberim var. Yedigöller’de geyik üretme istasyonu bulunuyor. Dileyenler ziyaret edebilirler.
Yedigöller’i ziyaret için en uygun tarih, nisan ve kasım ayları arasındaki dönem. Özellikle mayıs ve eylül aylarında her renkten ağaç görebilirsiniz. Tam bir renk cümbüşü sunuyor ziyaretçilerine. Aralık ve mart arasında ise, Bolu-Yedigöller yolu karla kapanıyor. Bu yüzden Yeniçağa-Mengen üzerinden bölgeye gitmenizi öneririm.
Şimdi bu yazıyı okurken, “yeşillik işte ağaç diyerek” geçebilirsiniz ama önemli olan bu manzaranın bir parçası olup ve içine dahil olmanız… Bu yüzden ona uygun hareket etmelisiniz. Yedigöller’e sabah erkenden gitmelisiniz. Kahvaltınızı yanınızda götürüp serileceksiniz bir ağacın altına... Demleyeceksiniz çayınınızı da oh mis… Bitti mi? Hayır. Çadırınızı da kuracaksınız ve ertesi günü bekleyeceksiniz. Neden mi? Dünyaya, kuş sesleriyle uyanmanız için…
EZGİ KOPUZ / Instagram: @ezgikopuz
Hafta sonlarının vazgeçilmezi
Cumalıkızık hakkında, çok şey duydunuz ya da hiçbir şey bilmiyorsunuz… Pırıl pırıl bir eylül sabahında uykulu gözleriniz, elinizde kahvenizle gelecek hafta sonu nereye gitsem diye düşünenler için, Türkiye’nin muhteşem duraklarından biri olan Cumalıkızık beklentinizi karşılayacak en iyi önerilerinden biri... Hele ki bahsettiğimiz yer, Bursa’nın en ünlü ve Türkiye’nin en güzel köylerinden biriyse, beklenti elbette ki daha da yükseliyor. Uludağ’ın eteklerinde konumlanmış bu güzel ve tatlı köye hoşgeldiniz…
Hafta sonlarının vazgeçilmezi
Cumalıkızık hakkında, çok şey duydunuz ya da hiçbir şey bilmiyorsunuz… Pırıl pırıl bir eylül sabahında uykulu gözleriniz, elinizde kahvenizle gelecek hafta sonu nereye gitsem diye düşünenler için, Türkiye’nin muhteşem duraklarından biri olan Cumalıkızık beklentinizi karşılayacak en iyi önerilerinden biri... Hele ki bahsettiğimiz yer, Bursa’nın en ünlü ve Türkiye’nin en güzel köylerinden biriyse, beklenti elbette ki daha da yükseliyor. Uludağ’ın eteklerinde konumlanmış bu güzel ve tatlı köye hoşgeldiniz…
Adım adım Cumalıkızık’ta açılışı güzel bir kahvaltıyla yapın. Türkiye’yi bana kalırsa serpme kahvaltısı ve yöresel tatları, her şeyiyle farklılaştırıyor. Hatta öyle ki, bunu en yoğun hissettiğim yerlerden birisi Narlı Bahçe oldu. Her şey ev yapımı olunca lezzet kapısı aralanıyor. Masanıza sunulan tabaklar saniyeler geçtikçe, gözlemeler, reçeller, zeytinler, bal kaymak derken bir anda görsel şölene dönüşüyor.
Ve sunumla birlikte sanki bir yakınınızın evine ziyarete gitmiş hissine kapılıyorsunuz, çayınızı yudumlarken gün için hiçbir telaşınız yok. Kahvaltınız biter bitmez, keşfetme çanları çalmaya başladı bile. Köyün nabzını tutmaya başlayalım, Cumalıkızık demek aslında eski döneme adım attığınız bir mimari yolculuğu. Köyün girişinde en çok dikkat çeken koyu mavi uzunca ahşap kapılı bir ev sizi görkemlice karşılıyor.
Mimariye meraklı biriyseniz dar sokaklarında oldukça ilginizi çekecek ayrıntılara rastlayabilirsiniz. Sokaklarda kaybolma endişeniz olmasın, neredeyse imkânsız, burası oldukça küçük bir yer 2 saatte dolaşabilirsiniz. Yeni deneyimlere açıksanız, traktörle dahi vakit geçirebilirsiniz, benim için oldukça ilgi çekiciydi.
Köy halkı, tahmin edeceğiniz gibi çok konuşkan, hoş sohbet ve samimi. Bazı günler pazar kuruluyor ve köyün büyüleyici atmosferini keşfederken, fark edeceğiniz üzere, etrafınızda köy halkının yaptığı ev yapımı reçelleri, salçaları kavanozlara doldurulmuş ya da taptaze meyvelerin tezgâhlara sıralanmış olduğunu görüyorsunuz.
BAHAR GÜNDOĞDU / Instagram: @nerdesinbahar
Yeşilliğin içinde huzur dolu bir kamp: HACILLI ŞELALESİ
(ŞİLE)Eylül ayının gelmesi kamp zamanı artık gelmiş demektir. Şimdilerde İstanbul'a yakın bir hafta sonu kaçamağı için doğayla baş başa bir kamp düşünüyorsanız size çok güzel bir önerim var: Hacıllı...
Yeşilliğin içinde huzur dolu bir kamp: HACILLI ŞELALESİ
(ŞİLE)Eylül ayının gelmesi kamp zamanı artık gelmiş demektir. Şimdilerde İstanbul'a yakın bir hafta sonu kaçamağı için doğayla baş başa bir kamp düşünüyorsanız size çok güzel bir önerim var: Hacıllı...
İstanbul'dan 2,5 saat gibi bir sürede Hacıllı'ya ulaşabilirsiniz. Şile'ye giderken Saklıgöl tabelasından bir sonraki sapaktan girdiğinizde Teke köyü tabelalarını takip edin. 20 dakikada Hacıllı tabelasına, sekiz dakika sonra köyün mezarlığına geliyorsunuz. Tamamen doğanın kucağında bir kamp olanı…
Şimdi biraz da size yaşadıklarımdan bahsedeyim… Buralarda herhangi bir tesis yok. Çadırlar kurulur kurulmaz kendimi dereye atıyorum. Hava eylül için bir hayli sıcak. Suya dayanamayan bir insan olarak kendimi elbiselerimle suya atıyorum tabi…
Sulara gire çıka dere boyu yürüyorum şelaleye doğru. Şelalede su kalmadığını öğrendim ama yine de görmeden olmaz. Normalde bu zamanlar su olurmuş ama bu yıl malumunuz kurak geçti. Muhteşem manzaralardan geçiyorum. Geldiğinizde hayran olacaksınız…Serin sularda gördüğüm her göle atlaya yüze şelalenin oraya ulaşıyorum.
En yukarıdaki asıl şelalenin olduğu yere tırmanmak zor ama oraya da çıkıyorum. Gerçekten etkileyici doğa harikası bir yer. Okuduğum doğa parkı yakıştırmasını fazlasıyla hak ediyor. Yukarı iple tırmanabileceğiniz bir mağara var. Mağaranın çok derin olduğunu söylediler. İçi buz gibi ve karanlık…
Bu dört saat ıslak elbiselerle dolaştığımız anlamına geliyor. Hacıllı, yaz aylarında çok kalabalık olması sebebiyle ilkbahar ve sonbaharda tercih etmek daha mantıklı. Kamp alanınızı da şelaleye giden patikaya çok yakın bir yere kurmazsanız sakin bir kamp yaşayabilirsiniz. Derede yürümeye elverişli bir ayakkabı getirmeniz hayatınızı kolaylaştıracaktır
NADİYE ÇAĞLAR / Instagram: @nilyesiliyollar
Bodrum’un komşu kıyısı: KOS ADASI (YUNANİSTAN)
Ilık denizi ve kavurmayan güneşi ile tatil için en keyifli aylardandır eylül. Yaz sezonunun yoğunluğunu geride bırakan Ege’nin incisi Yunan Adaları da tüm dinginliğiyle bu ayda da gezginleri bekliyor. Günübirlik vize ile de gidilebilen adalara Ege’nin çeşitli şehirlerinden feribotlarla ulaşım hem ucuz hem de çok kolay.Tarihi MÖ 2 binli yıllara dayanan Kos diğer adı ile İstanköy, Bodrum’a sadece 13 deniz mili uzaklıkta bulunmakta…
Bodrum’un komşu kıyısı: KOS ADASI (YUNANİSTAN)
Ilık denizi ve kavurmayan güneşi ile tatil için en keyifli aylardandır eylül. Yaz sezonunun yoğunluğunu geride bırakan Ege’nin incisi Yunan Adaları da tüm dinginliğiyle bu ayda da gezginleri bekliyor. Günübirlik vize ile de gidilebilen adalara Ege’nin çeşitli şehirlerinden feribotlarla ulaşım hem ucuz hem de çok kolay.Tarihi MÖ 2 binli yıllara dayanan Kos diğer adı ile İstanköy, Bodrum’a sadece 13 deniz mili uzaklıkta bulunmakta…
Yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış adada, 400 yıl kadar Osmanlı Devleti de hüküm sürmüş. Her köşeye yayılmış tarihi eserler ve kalıntılar farklı milletlerin izlerini taşımakta.Bizans eserlerini dolaşırken arka planda bir Osmanlı camisinin minaresini görebilir, kültürlerin ve dinlerin yüzyıllar içinde harmanlanmış şahane ruhuna eşlik edebilirsiniz.
Kapı vizesi alma: Eğer Schengen vizeniz varsa hiç düşünmeden Kos’u planlarınıza ekleyerek Bodrum tatilinizi renklendirin. Ama vizeniz yoksa da üzülmeyin çünkü kapı vizesi uygulaması ile bu sorunu halletmeniz çok kolay. Limanlarda bulunan seyahat acentelerine istenen belgeleri vererek kısa süre içerisinde tek girişli vizenizi almanız mümkün.
ÖYKÜ YALÇIN / Instagram: @oykununoykuleri
Adriyatik'e bakan vizesiz ülke: KARADAĞ (BUDVA ve KOTOR)
Karadağ yani Montenegro Türklere vize uygulamıyor fakat Euro para birimini kullanıyor.
Adriyatik'e bakan vizesiz ülke: KARADAĞ (BUDVA ve KOTOR)
Karadağ yani Montenegro Türklere vize uygulamıyor fakat Euro para birimini kullanıyor.
İtalyanca Monte ‘dağ’, negro ise ‘kara’ anlamına geliyor. Zaten tüm ülke İtalyanların etkisi altında… Dağlar arasında deniz seviyesinde kurulu bu şehre gitmek için en güzel zamanlar ilkbahar ve sonbahar. Aksi halde yaz sıcağı sizi biraz zorlayabilir. Bu nedenle şimdi bu güzel ülkeye adım atmalısınız.
Skadar Gölü, Lovćen, Biogradsko Gölü ve Durmitor olarak dört tane ulusal parkı var. Biz 10 günde 8 ülke 3 bin 100 kilometre yol yaparak Balkanları kendi aracımızla gezdik ve inanır mısınız onca ülke şehir içinde mavi yeşilin en güzel kombinasyonunu bu topraklarda bulduk.
Budva: Plaj sevenlerdenseniz doğru adrestesiniz. Tabi sadece plaj değil, Budva'nın Old Town'u yani ‘Eski Şehir’ bölgesi de çok güzel. Lakin eski şehirlerin güzelliğini ve büyüklüğünü sıralamak gerekirse sıralama aşağıdan yukarıya doğru Budva, Kotor, Dubrovnik olur. Hepsinin içinde kendinizi ayrı bir zaman diliminde yaşıyor gibi hissediyorsunuz.
Kotor: UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Kotor, Cruise gemilerinin uğrak noktası olduğundan sabah erken saatlerde gezmeye başlarsanız çok daha keyif alabileceğiniz bir yer. Zaten Kotor Kalesi o kadar yüksekteki “zirveye ulaşıp muhteşem manzaralara tanık olacağım” derseniz en geç sabah 7'de yola çıkın derim. Tabi yanınıza bolca su alarak…
Kotor'da şehri surların üzerinde yürüyerek yukardan izleyerek gezdiğinizde hem limanın hem de eski şehrin muhteşem fotoğraflarını çekeceğinize eminim.Karadağ gerek araba ile komşu ülkeleri olan Arnavutluk, Sırbistan veya Hırvatistan'dan sınır geçilerek bir road trip yolculuğunda gelinebilecek gerek de uçağa atlayıp bir hafta sonunda kendinizi ödüllendirebileceğiniz bir ülke...