Koral DURKAL / kdurkal@hurriyet.com.tr
El değmemiş cennet: Bozburun
Kalabalıklardan o kadar sıkılmıştım ki artık kendime sessiz, sakin hatta müziğin bile olmadığı bir liman arıyordum. Bir dostumun tavsiyesiyle Bozburun’la tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Hiç durma git, öyle bir yer ki dönmek istemeyeceksin, deniz değil çarşaf, yeşil değil el değmemiş cennet dedi... Haklı çıktı... İşte size Bozburun gezi rehberi...
Kalabalıklardan o kadar sıkılmıştım ki artık kendime sessiz, sakin hatta müziğin bile olmadığı bir liman arıyordum. Bir dostumun tavsiyesiyle Bozburun’la tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Hiç durma git, öyle bir yer ki dönmek istemeyeceksin, deniz değil çarşaf, yeşil değil el değmemiş cennet dedi... Haklı çıktı... İşte size Bozburun gezi rehberi...
İki gün bile olsa orayı kendi gözlerimle görmek istiyordum. Akdeniz ile Ege denizini ayıran bu yarımadaya vardığımda ilk başta beklentim biraz düştü ancak kalacağımız otelin sahibi Murat Akbal bizi limandan tekneyle almaya geldiğinde ruh halimi anlayarak “Biraz bekle” dedi.
Kendimi bir anda televizyonlarda izlediğim o el değmemiş yaban hayatının içinde hissettim. Muhteşem bir yeşil ve denizle iç içeydik.
“İşte bu” dedim. Murat abinin “Beklediğine değdi mi?” gibisinden attığı bakış ise Bozburun’u anlamanın başka bir şey olduğunu fark etmemi daha iyi sağladı.
Önce gelsin balıklar...
Gündüzleri deniz sadece yarım metre mesafe uzağımdaydı. Kahvaltı masamdan uçsuz bucaksız denize bakarken üzerime çöken uyku haliyle siesta sever İspanyollara bir selam çakıp kendimi huzurun kollarına bırakmam çok uzun sürmedi. Güzel bir öğle uykusunun ardından buz gibi denize girerek serinlemek şarttı tabi.
Gündüzleri deniz sadece yarım metre mesafe uzağımdaydı. Kahvaltı masamdan uçsuz bucaksız denize bakarken üzerime çöken uyku haliyle siesta sever İspanyollara bir selam çakıp kendimi huzurun kollarına bırakmam çok uzun sürmedi. Güzel bir öğle uykusunun ardından buz gibi denize girerek serinlemek şarttı tabi.
Fırsatı kaçırmadan aklımdaki tüm güzellikleri 48 saate sığdırmak için her şeyi yapmaya kararlıydım. Önce deniz ardından gelsin taptaze balıklar…
Kendilerine özgü “İncir eros ve kaymaklı kabak Afrodit” ise müessesenin en özel lezzetleri arasında.Kısacası Bozburun’da her şey yerli. Eski kasabalardan aklımızda kalan kasap, manav, bakkal hiç bozulmamış. Buranın suyu bile bir başka. Efsaneye göre bir içen bir daha bırakamıyormuş…