Erol KAYNAR
Dünyanın cennet köşesinde hem lüks hem de ıssız hayat
Biliyorum, Maldivler çok yazıldı, çizildi ama bir de 1985 yılından beri 35 kez giden birinden okuyun istedim. Ülkede tam 1.192 ada var. 130’u turistler için ayrılmış, 202’sinde ise yerli halk yaşıyor. Geri kalanlar ise el değmemiş birer cennet. 36. kez gittiğim seyahat farklı oldu. Önce tasarım harikası bir resort’te kaldım. Sonra asıl merak ettiğim yerlere, ıssız bir adaya, yerel halkın kaldığı köylere gitmekten kendimi alamadım.
Biliyorum, Maldivler çok yazıldı, çizildi ama bir de 1985 yılından beri 35 kez giden birinden okuyun istedim. Ülkede tam 1.192 ada var. 130’u turistler için ayrılmış, 202’sinde ise yerli halk yaşıyor. Geri kalanlar ise el değmemiş birer cennet. 36. kez gittiğim seyahat farklı oldu. Önce tasarım harikası bir resort’te kaldım. Sonra asıl merak ettiğim yerlere, ıssız bir adaya, yerel halkın kaldığı köylere gitmekten kendimi alamadım.
Fotoğraflar: Alamy, Erol Kaynar
Fotoğraflar: Alamy, Erol Kaynar
Havaalanı o kadar küçüktü ki... Maldivlere yıllar önce geldiğimde ancak küçük uçuklar inebiliyordu. Şimdilerde denizi doldurdukları için bizi getiren konforlu büyük uçaklar da inebiliyor. Yürüyerek gidiyorsunuz pasaport kontrolüne.
Görevli kendini tanıttıktan sonra bagajlarımızı deniz uçağına yüklemek üzere bankoya götürdü. İşlemlerimizin bitmesinin ardından bize özel tahsis edilen arabayla ‘Soneva fushi’nin bekleme salonuna geldik.
İsterseniz boyun ve sırt masajı da var. Tüm otel check-in işlemleri de burada yapılıyor siz masaj yaptırırken. Uzun yolculuğun ardından öyle iyi geliyor ki o masaj anlatamam. Deniz uçağı için sahile indik. Bagajlarımız yerleşmiş uçağa... Biz de bindik...
Hint okyanusu binlerce metre derinliğe sahip. Okyanusun ortasında yükseltiler oluşmuş. Mercan yükseltileri. Gün ışığı öyle bir renk armonisi yaratıyor ki hayranlıkla seyrediyorsunuz. Turkuaz rengini dünyanın hiçbir yerinde böyle göremezsiniz. ‘Atole’ demişler her bir adalar grubuna.
Telefonunun ‘Friday’ tuşu
Bizi tekne de karşılayan görevli “Butler’ınızım (hizmetli)” dedi. Elinde de bir torba... Üstünde ‘no news, no shoes’ yazıyor (haber ve ayakkabı yok) . Görevlinin takma adı ‘friday’ yani cuma.
Bizi tekne de karşılayan görevli “Butler’ınızım (hizmetli)” dedi. Elinde de bir torba... Üstünde ‘no news, no shoes’ yazıyor (haber ve ayakkabı yok) . Görevlinin takma adı ‘friday’ yani cuma.
‘Robenson Crusoe’un tüm işlerini yapan hizmetkârı ‘Cuma’ vardı ya oradan alıntı. “Şimdi lütfen ayakkabılarını torbaya koyun. Dönüşte size iade edeceğim torbayla ayakkabılarınızı. Adada kaldığınız zaman içinde çıplak ayaklı olacaksınız rahatlamanız için“ dedi ve ekledi “24 saat emrinizdeyim.“ Odanızdaki telefonun ‘Friday’ tuşuna bastınız mı karşınızda olacağım...”
Lüks için tasarlanan otel
Odada tv kanalı yok, tv ekranı da ipad yüklenen filmleri seyretmek için var. “Dizi seyredeceğim” diyorsanız, tv’siz yapamam diyorsanız gitmeyin ‘Soneva Fushi’ye.
Odada tv kanalı yok, tv ekranı da ipad yüklenen filmleri seyretmek için var. “Dizi seyredeceğim” diyorsanız, tv’siz yapamam diyorsanız gitmeyin ‘Soneva Fushi’ye.
Grubun sahibi hint kökenli İngiliz ‘Son’ ismi. Eşi ise isveçli eski manken ‘Eva’. Anladığınız üzere karı-kocanın isimlerinden oluşmuş. Adanın ismi ‘Soneva’. Eva, mimar grubu ile tasarlamış adayı. Size Robinson ruhunu hissettirmek için her şeyi yapmış. ‘Macera adası’ oluşmuş böylece. Lüksün içinde tasarlanmış tüm bunlar.
Ama her şey tasarım harikası olan ‘Soneva fushi’de yaşayacaklarınızı biraz zor bulabilirsiniz. 16 defa gitmişim. Bu duyguyu yaşamak için. Bungalowların bir kısmını satıyorlar. Bir oda bir salon bungalowun fiyatı 3 milyon dolar. Wifi bile sadece barda ve odanızda var. Bilhassa yapmışlar.
Sebzeler adada yetişiyor
Ada o kadar güzel dizayn edilmişti ki. Öncelik doğaya verilmiş. Bozmadıkları gibi mevcudu en iyi şekilde kullanmışlar. Doğa da karşılığını vermiş. Kuşlar coşmuş, tavşanlar ayaklarınızın arasında gezinir olmuş. Çok eğlenceli yerler yaratmış bayan Eva. Adanın ucunda açık hava sineması (cinema paradiso) var mesela. Şezlonglara uzanıyorsunuz her türlü içecek servisi hatta pop-corn bile var. Yattığınız yerden film seyretmek, yıldızlarla beraber. Müthiş zevk. Mutlaka deneyin. Akşam yemeklerimi genelde tercih ettiğim bir restoranı var ‘Soneva fushi’nin.
Ada o kadar güzel dizayn edilmişti ki. Öncelik doğaya verilmiş. Bozmadıkları gibi mevcudu en iyi şekilde kullanmışlar. Doğa da karşılığını vermiş. Kuşlar coşmuş, tavşanlar ayaklarınızın arasında gezinir olmuş. Çok eğlenceli yerler yaratmış bayan Eva. Adanın ucunda açık hava sineması (cinema paradiso) var mesela. Şezlonglara uzanıyorsunuz her türlü içecek servisi hatta pop-corn bile var. Yattığınız yerden film seyretmek, yıldızlarla beraber. Müthiş zevk. Mutlaka deneyin. Akşam yemeklerimi genelde tercih ettiğim bir restoranı var ‘Soneva fushi’nin.
Bunu dünyayı dolaşan biri olarak söylüyorum. Yemekleri başka bir alem. Hepsi kendi yetiştikleri organik bahçeden. Zaten restoran ağaçların üzerinde kurulmuş. Bahçeleri de hemen aşağıda. Günlük toplayıp servis ediyorlar.
Yetiştirdikleri sebzeler aslında Maldive şartlarında pek imkânı dahilinde değil. Özel bir ekip sadece bu işle uğraşıyor. Tabi hemen ‘Soneva garden salata’ istedim başlangıç olarak. Tamamen organik, bahçeden. Henüz toplanmış. Sebzeli rigatoni yedim ana yemek olarak. Aşçının ikram ettiği ‘Tuna Carpaccio’ya bayıldım. Hem sağlıklı, hem de leziz yemek yedim.
Ay’ı izledik
Yıldızlar gurubunu seyre daldım. Uzun zamandır bu kadar yıldızı bir arada görmemiştim. Kahvelerimizi içtikten sonra ahşap yollardan geçip gözlemevine gittik. Teleskopla ayın tüm muhteşemliğini seyrettik. Böyle bir şey nereden akıllarına gelmiş. İnanamadım. Son derece masraflı bir yatırım. Ayrı bir ücret falan da almıyorlar. Kullanması bedava. O kadar güzel bir yorgunluk çöktüki üzerimize odamızın yolunu bisikletlerimizle zor bulduk.
Yıldızlar gurubunu seyre daldım. Uzun zamandır bu kadar yıldızı bir arada görmemiştim. Kahvelerimizi içtikten sonra ahşap yollardan geçip gözlemevine gittik. Teleskopla ayın tüm muhteşemliğini seyrettik. Böyle bir şey nereden akıllarına gelmiş. İnanamadım. Son derece masraflı bir yatırım. Ayrı bir ücret falan da almıyorlar. Kullanması bedava. O kadar güzel bir yorgunluk çöktüki üzerimize odamızın yolunu bisikletlerimizle zor bulduk.
Sabah kahvaltı için gittiğimiz ‘Mihiree Mithaa’ restorantta yediğimiz kahvaltıya da bayıldık. Odalarda her şey çok. Sadece peynir çeşitleri ve soğuk etler var. Peynirinde, soğuk etlerinde en iyileri. Çeşitleri o kadar çok ki. Seçimde zorlanıyorsunuz. Bir başka oda da ev yapımı çeşit çeşit reçeller, ekmekler, tatlı kekler var. Hepsi birbirinden lezzetli. Bir de meyve reyonu var. Kaç çeşit meyve var sayamadım dünyanın her yerinden meyveler renk cümbüşü içinde. Başındaki aşçı neredeyse yalvaracak meyveleri soyup vermek için. Ayrıca masaya oturduğunuzda günlük özel hazırlanmış taze ev yapımı bir karışım var getirip ikram ettikleri. Size enerji veren meyve suyu. Tadına doyamazsınız ‘Fadima’ imiş adı bize servis yapan Maldivlinin. “ Özel reçete ile hazırlıyoruz” dedi. Bu özel taze meyve suyu ve sebze karışımını.
Bu adaya niye bu kadar ısrarla gitmek isteyişimi umarım anlatabilmişimdir. Ada grubundaki bir çok adayı denemiş olmama rağmen 36. gidişimde yine ‘Soneva Fushi’yi tercih ettim. Bu kadar farklı özellikleri taşıyan başka bir ada görmedim. Doğaya gösterdikleri duyarlılığa tek kelime ile şapka çıkardım. Sahi unutmadan sivrisinekleri anlatmalıyım. Sivrisinekler de araziye uymuşlar. Hiç ses çıkarmıyorlar ama delik deşik ediyorlar. O kadar küçükler ki görmekte zorlanıyorsunuz. Gelin görün ki acayip şişiriyorlar ısırdıkları yeri.
ISSIZ ADADA BİR BAŞINA
Maldivler’de 1.192 adası var. 130’unda resort var. 202 ada da yerli halk yaşısyor. 40 resort daha yapım aşamasında. 800’den fazla ada tamamen boş, el değmemiş... İşte bu adalardan birine gittim. Bu deneyimi tatmak ve tek başıma yaşamak istedim. Hiçbir şey yok. Dedim ya el değmemiş... Dünyanın en büyük üçüncü okyanusunun ortasında... Binlerce kilometrekare alanda en ufak hayat izi yok. Küçücük mercan yükseltisi (Ada demeye dilim varmadı o kadar küçük yani). Tekne beni bıraktı ve gitti.
Maldivler’de 1.192 adası var. 130’unda resort var. 202 ada da yerli halk yaşısyor. 40 resort daha yapım aşamasında. 800’den fazla ada tamamen boş, el değmemiş... İşte bu adalardan birine gittim. Bu deneyimi tatmak ve tek başıma yaşamak istedim. Hiçbir şey yok. Dedim ya el değmemiş... Dünyanın en büyük üçüncü okyanusunun ortasında... Binlerce kilometrekare alanda en ufak hayat izi yok. Küçücük mercan yükseltisi (Ada demeye dilim varmadı o kadar küçük yani). Tekne beni bıraktı ve gitti.
Gitme bakışı...
‘Yalnızlık’ ne demek biz bilmiyormuşuz meğer. Adada bir başıma kalınca hanyayı konyayı anladım. Şnorkelim, kitaplarım, biraz parça yiyecek, su, kalem ve kağıt. Tüm servetim buydu mercan adasında. Sessizliğin sesini dinledim. Zaman zaman ürperdim. Şnorkelimle yüzerken arkadaşlık ettim rengârenk balıklara. Ayağı sakat bir ‘deniz kaplumbağası’ gördüm. Küçüktü. Yemek yerken yan gözle süzdü önce. Belliki ilk defa rastlıyor insan evladına. Baktı ki benden kötülük gelmeyecek beraberce mercanların arasında dolaştık.
‘Yalnızlık’ ne demek biz bilmiyormuşuz meğer. Adada bir başıma kalınca hanyayı konyayı anladım. Şnorkelim, kitaplarım, biraz parça yiyecek, su, kalem ve kağıt. Tüm servetim buydu mercan adasında. Sessizliğin sesini dinledim. Zaman zaman ürperdim. Şnorkelimle yüzerken arkadaşlık ettim rengârenk balıklara. Ayağı sakat bir ‘deniz kaplumbağası’ gördüm. Küçüktü. Yemek yerken yan gözle süzdü önce. Belliki ilk defa rastlıyor insan evladına. Baktı ki benden kötülük gelmeyecek beraberce mercanların arasında dolaştık.
Ne o benden ayrılmak istedi, ne de ben ondan ayrılmak istedim. O kadar etkilendim ki... Koca okyanusun ortasında o ve ben, abartmıyorum, saatlerce yüzdük dip dibe. Hava kararıyordu. Sudan çıkmalıydım. ÇIktım. Ardımdan bakakaldı. Sanki ‘gitme’ der gibi... Bir animasyon filimndeydim sanki... Bu kadar zamandır dalış yapan (Divemaster) biriyim. Hiçbir dalışta bu kadar etkilenmedim inanın.
Bir uçtan bir uca birkaç dakika
Maldivliler nasıl yaşıyorlar, okyanusun ortasında bu adalarda neler yapıyorlar? Şöyle anlatmaya çalışayım. O kadar hiçbir şey yok ki yerli halkın yaşadığı adalarda... Küçücük bakkaldan bozma dükkândaki dondurma reklamını bile büyük gururla gösterdi rehberim. Anlayın durumu.
Maldivliler nasıl yaşıyorlar, okyanusun ortasında bu adalarda neler yapıyorlar? Şöyle anlatmaya çalışayım. O kadar hiçbir şey yok ki yerli halkın yaşadığı adalarda... Küçücük bakkaldan bozma dükkândaki dondurma reklamını bile büyük gururla gösterdi rehberim. Anlayın durumu.
Adayı kuzeyden güneye, doğudan batıya birkaç dakika da dolaşabiliyorsunuz. Zaten bir ucundan baktığınızda öbür ucunu görebiliyorsunuz.
Deniz ürünlerini çıkarmak yasak
Kabul etmeliyim ki ilk gittiğimde daha hiç uluslararası otelleri yoktu. Balıkta para etmiyordu o yıllarda doğal olarak. Lokal adaları ziyaret eden tek tük turistlere köpekbalığı çenelerini satıyorlardı. 15- 20 dolara. Geçim kaynakları neredeyse bununla sınırlıydı. Bu yüzden nesli tükenme noktasına gelmişti köpekbalıklarının. Şimdilerde Maldivler Hükümeti çok duyarlı davranıyor doğaya. Eskisi gibi değil. Köpekbalığı avcılığını yasaklamışlar. En ufak bir deniz kabuğunun bile yurt dışına çıkmasını istemiyorlar. Boş olsa dahi. Çünkü o boş deniz kabuğu bir gün bir başka deniz canlısına yuva olacak. Alanda yakalarlarsa kötü muameleye hazır olun. Benden söylemesi.
Kabul etmeliyim ki ilk gittiğimde daha hiç uluslararası otelleri yoktu. Balıkta para etmiyordu o yıllarda doğal olarak. Lokal adaları ziyaret eden tek tük turistlere köpekbalığı çenelerini satıyorlardı. 15- 20 dolara. Geçim kaynakları neredeyse bununla sınırlıydı. Bu yüzden nesli tükenme noktasına gelmişti köpekbalıklarının. Şimdilerde Maldivler Hükümeti çok duyarlı davranıyor doğaya. Eskisi gibi değil. Köpekbalığı avcılığını yasaklamışlar. En ufak bir deniz kabuğunun bile yurt dışına çıkmasını istemiyorlar. Boş olsa dahi. Çünkü o boş deniz kabuğu bir gün bir başka deniz canlısına yuva olacak. Alanda yakalarlarsa kötü muameleye hazır olun. Benden söylemesi.
Deniz yaşıyorlar ama yüzme bilmiyorlar
Geçen yıllar içinde çok şeyler değişti Maldivlerde dünya markası oteller geldi. Keşfedilmişti Maldivler. Turizm patladı. Fiyatlar da... Hükümet turizmin tadını alınca vergi üstüne vergi koymuşlar. Yüklüce vergi topluyorlar anlayacağınız..
Geçen yıllar içinde çok şeyler değişti Maldivlerde dünya markası oteller geldi. Keşfedilmişti Maldivler. Turizm patladı. Fiyatlar da... Hükümet turizmin tadını alınca vergi üstüne vergi koymuşlar. Yüklüce vergi topluyorlar anlayacağınız..
Şimdilerde başka bir sosyal projeye daha uğraşıyor; ‘Soneva Fushi’ su sporları bölümü. Çocuklara özel. Ve kadınlara yüzme dersi veriyorlar. Okyanusun ortasında küçücük adalarda yaşıyorlar ama birçokları daha elini denize değdirmemiş. Halbu ki yüzmeyi mutlak bilmek durumunda Maldivliler. Çünkü hayati önemi var. Her türlü tehlike (tsunami dahil) denizden gelebilir. ‘Deniz’ hayat demek, balık demek, turizm demek... Maldivlilere hayat veren okyanus aynı zamanda büyük tehlike demek. Deniz seviyesinde adalar. Kaçacak bir yer yok, yaşam ve ölümü bir bakıma deniz tayin ediyor Maldivlilere...
Nasıl gidilir?
Türk Hava Yolları artık direkt uçuyor. Şayet direkt uzun uçuşu sevmiyorsanız. Katar Hava Yolları aktarmalıgidiyor. İstanbul’dan 19.30’da kalkıyor, 23.30’da Doha’ya iniyor. Uçaktan inip alanda dolaşmak iyi geliyor bana. ‘Caviar house’ var Doha Havaalanı’nın tam ortasında. Nefis deniz mahsulleri yerken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Katar Hava Yolları’nın saatleri bana göre çok iyi. Tercih size kalmış.
Türk Hava Yolları artık direkt uçuyor. Şayet direkt uzun uçuşu sevmiyorsanız. Katar Hava Yolları aktarmalıgidiyor. İstanbul’dan 19.30’da kalkıyor, 23.30’da Doha’ya iniyor. Uçaktan inip alanda dolaşmak iyi geliyor bana. ‘Caviar house’ var Doha Havaalanı’nın tam ortasında. Nefis deniz mahsulleri yerken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Katar Hava Yolları’nın saatleri bana göre çok iyi. Tercih size kalmış.