DHA
Dünyadaki cennetin adı: Kekova
Ünlü yazar Falih Rıfkı Atay'ın 'Bizim Akdeniz' adlı kitabında, 'Bu dünyada cennet varsa, o da Antalya'dan Fethiye'ye kadar olan Akdeniz kıyılarıdır. Ama rivayet odur ki o cennet Kekova'dır" diye tanımladığı Kekova, bünyesinde barındırdığı doğal ve tarihi güzelliklerle her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Doğal bir liman olan koyda kurulu, her yeri tarihi kalıntılarla dolu, birinci derecede doğal ve tarihi sit alanı olan Üçağız'da yapılaşma yasak. Özellikle kıyısındaki nekropol, içindeki Likya lahitleri, taş evleriyle tam bir tatil yeri olan Üçağız, yat turlarıyla gezilebiliyor. Likya Birliği'nin küçük kentlerinden biri olan Theimussa Antik Kenti ile iç içe olan Üçağız, Kekova bölgesinde karayoluyla ulaşılan tek yer.
Antalya ve Ege'den mavi yolculuğa çıkan Akdeniz tutkunlarının, Demre'nin Çayağzı Limanı'ndan, Üçağız Mahallesi'nden ve Kaş'tan günübirlik yat turuna çıkanların uğrak yeri olan Kaleköy tarihle iç içe yapısıyla hayran bırakıyor.
Antik eserlerin ve taş evlerin arasından tırmanarak, 400 metre yüksekliğindeki Simena Kalesi'ne çıkanlar etraftaki muhteşem manzarayı izleyebiliyor. Kalenin içinde Türkiye'deki en küçük Roma amfitiyatrosu yer alıyor. Kalenin doruğunda iş insanı Rahmi Koç'un katkıları ile çıkarılan Osmanlı topu tarihe tanıklık ediyor. Günümüze kadar gelmiş kalenin surları ise sağlam duruyor.
Yukarı tırmanırken Kaleköy'ün üretken kadınları el işi yazmaları, doğal ürünleri satmak için çaba harcıyor. Kaleköy'e özgü keçi sütünden yapılan dondurma da satılıyor. Kaleköy'deki denizin içindeki Likya lahdi, Türkiye'nin turizmdeki tanıtım objesi olarak binlerce yıla tanıklık ediyor. Kalenin etrafındaki yüzlerce Likya lahdi de dimdik ayakta duruyor.
Yüzlerce amforayı görmek mümkün
Kaleköy'ün tam karşısında yer alan Batık Kent, suyun içinde ve dışında yaşayan tarihle Kaleköy'e el sallıyor. Batık Kent'te suyun altında yatan bir tarih bulunuyor. Denizin sakin olduğu günlerde yatlarda bulunan aynalı bölümlerden suyun altında yüzlerce amforayı görmek mümkün. Batık Kent'te denizin içinde ve kıyısında yüzlerce tarihi dükkan ve konut bulunuyor.
Denizin içine batmış dükkanlar
Kekova bölgesindeki her koy tam bir cennet olarak nitelendiriiyor. Ancak Kekova'nın Demre yönündeki Gökkaya Koyu ise doğal liman özelliği gösteriyor. Koyun yanındaki dağ keçilerinin ve Korsanlar Mağarası'nın bulunduğu Aşırlı Adası ise doğal zenginliği ile adeta büyülüyor. Kekova'daki Tersane Koyu, Aperlai Koyu ve Akvaryum Koyu tarihle denizin, tarihle doğanın buluştuğu enfes koylar.
Tersane Koyu'nda denizin içine batmış dükkanlar bulunuyor. Yöre insanının rivayetine göre, Kekova'da bir gün geçirenin ömrü bir yıl uzuyor. Kekova bölgesine adını veren Kekova Adası ıssız ve yerleşimin olmadığı birinci derecede doğal ve tarihi sit alanı. Kekova bölgesi son yıllarda dalış tutkunlarının da uğrak yeri olmaya başladı. Su altında zengin bir tarih ve su altı canlılığı olan Kekova'da ayrıca birkaç batık da yer alıyor. Kekova'ya ulaşım Demre'nin Çayağzı Limanı, Üçağız Mahallesi'nden ve Kaş'tan teknelerle sağlanıyor. Kekova bölgesini normal zamanlarda yaklaşık 1 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği biliniyor.