Bahar GÜNDOĞDU
Bir tatlı huzurun en güzel adresi! Şimdi tam zamanı...
Burası tarihteki adıyla ‘İmroz’ olan, çorak topraklardaki Bereket Tanrısı Imbrasos'un bolluk diyarı Gökçeada… Biraz olsun şehrin gürültüsünden sıyrılmak istiyorsanız en doğru adres… Gökçeada dendiğinde hemen hemen herkesin aklına Rum köyleri ve muhteşem sahilleri gelir. Ama bu güzel cennet sadece bu kadarla sınırlı değil. Rüzgârlı havası, ister kumluk ister kayalık denizi, lezzetleri ve meşhur gün batımıyla size aradığınız her şeyi verebilir. İşte size Gökçeada gezi rehberi
Burası tarihteki adıyla ‘İmroz’ olan, çorak topraklardaki Bereket Tanrısı Imbrasos'un bolluk diyarı Gökçeada… Biraz olsun şehrin gürültüsünden sıyrılmak istiyorsanız en doğru adres… Gökçeada dendiğinde hemen hemen herkesin aklına Rum köyleri ve muhteşem sahilleri gelir. Ama bu güzel cennet sadece bu kadarla sınırlı değil. Rüzgârlı havası, ister kumluk ister kayalık denizi, lezzetleri ve meşhur gün batımıyla size aradığınız her şeyi verebilir. İşte size Gökçeada gezi rehberi...
Fotoğraflar: Bahar Gündoğdu, Alamy
Fotoğraflar: Bahar Gündoğdu, Alamy
Feribotla araç geçişi 35 TL, karavan içinde ayrıca 30 TL ödedik. Araç içi yolcuya ekstra ücret alınmıyor.Biz Kefalos'daki dalış kulübündeki arkadaşlarımızın yanına gidiyoruz. Kefalos'da birkaç tane karavan kampingi var. Günlük 30 TL civarı.
Tuz gölünün etrafından gidilen, Bulgar ve Romenlerin karavan ve çadırlarla geldiği bembeyaz köpüklü plajda gökyüzü uçan kite sörfçülerle kaplı…
Burası sonbaharda flamingoların uğrak yeri. Bu göle gelen dibinden çıkardığı siyah krem kıvamındaki çamuru vücuduna sürer. Bulabilirseniz tabi… Baya aramak zorunda kaldık.
Tuz gölüyle Kefalos plajının arası kısacık. O arayı yürürken çamur kuruyor. Arada o halde araçlara otostop yapmayı ihmal etmiyorum. O halimizi gören herkes bize çok gülüyor. Çamuru denizde yıkamak gölün çamurunu bitiyor mu bilmiyorum ama denizde çok kolay çıkıyor ve ipek gibi bir cildiniz oluyor.
Adanın meşhur oğlağından, badem kurabiyelerinden yemeden dönmeyin. Kefalosa yakın olan köyde birkaç tane restoran, bakkal var. Oradan kısıtlı ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz. Akşam saatlerinde Kite sörfçülerin uğrak yeri oluyor köy.
Adanın kuzeybatısındaki bu koyda bir kamp alanı var. Artık karavan kabul etmiyorlar. Çadır sizden olursa kişi başı 30 TL, kahvaltıda alırsanız 55 TL. Seneler önce burada kalmış, sıcak duşlu, internetli, harika çalan müzikleriyle herkese anlattığım kamp yüksek ücretiyle beni şaşırtıyor.
Çok değişik bir kaya yapısı var. Plajı taşlık ve suyun içi kaygan kayalık, bir dubalı iskelesi var. Atlarken dikkatli olun, çok derin değil. Biz milli parkın da içinde kaldığı koyda dalıp çıkıp kamp alanında bir şeyler yedik. Bir ada tostu 12 liraydı. Bize pahalı geldi. Sırada Zeytinli köye gidip Barba Hristo'nun damla sakızlı muhallebinden yemek, dibek kahvesi içmek var.
Ellerimizi dut yaprağıyla yıkarsak boyasının çıkacağını da anlatıyor. Adını öğrenemeden de hızlıca uzaklaşıyor. Dereköy zamanında adanın hatta Türkiye'nin en büyük köyüymüş. Haliyle en büyük çamaşırhanede burada… İlk defa tarihi bir çamaşırhane görüyorum. Şimdilerde 150 hane anca yaşıyor. Her yer yıkılmış, viran. O yıkılmış evlerin üstünde satılmıştır yazıları var. Kim almış niye almış bilinmez.
İncik boncuk, kahve, tavernalar... Bir dalış kulübü var ancak benim gibi yıldızı olanları daldırmayı sevmiyorlar. İlk defa dalacaksanız sizinle çok ilgileneceklerdir. Kefalos’daki dalış kulübünde her türlü dalabilirsiniz. Adada bir şelale var ama bu seferde gitmeyi başaramadım.