Avrupa'nın küçük ve huzurlu 6 ülkesi

Vergisiz alışveriş cenneti: Andorra

Pireneler'in eteklerindeki Andorra Prensliği, denize kıyısı olmayan küçük bir ülke. 'Vergi Cenneti' olarak biliniyor. Bu yönüyle, her yıl 10 milyondan fazla turisti kendisine çekiyor.

Turizm zaten ekonomilerinin temeli... Varlıklı bir aile olan ‘Busquets Ailesi’ için ev olarak inşa edilen tarihi yapı ‘Casa de la Vall’, en fazla ziyaret edilen yerlerinden biri.

Bahçesinde bulunan ‘La Danse’ anıtı mutlaka görülmeli. Piazza Rotonda, başkentin en prestijli meydanı…

5 metre yüksekliğindeki bronz ‘Salvador Dali’ heykeli de, turistlerce en fazla fotoğraflanan eser. Ülke karasal bir iklime sahip.

Ülkenin en güzel zamanı bahar ve yaz ayları…

Yalnız ülkenin gerçek sakinleri Katalanlar. Bu sebeple, Andorra'ya kadar gelmişken Katalan yemeklerini tatmayı unutmayın.

Medeniyetlerin beşiği: Malta

Ülkeye ilk insanların gelmesi, MÖ 4 bin yıllarına kadar dayanıyor. Fenikelilerin adaya gelmesiyle birlikte MÖ 800'lü yıllarda, ülke gelişmeye ve zenginleşmeye başlamış. Ardından Kartaca, Roma, Bizans, Arap, Norman ve İspanyol egemenliği başlamış.

Pek çok medeniyetin beşiği olmuş Malta… Son olarak, İngiliz sömürgesine girmiş ve 1964'te bağımsız Malta Devleti kurulana dek İngilizler, adanın her yerinde hüküm sürmüş. Günümüzde, başkent Valletta'da halen bu izleri görmek mümkün. Sokakları süsleyen kırmızı telefon kulübelerini görürseniz şaşırmayın.

Balık restoranları ve el işleriyle ünlü Marsaxlokk, ülkede mutlaka uğramanız gereken şirin mi şirin bir sahil kasabası. Başkentten sadece 30 dakika uzaklıkta.

Deniz ürünleri bir harika! Hafta boyunca açık bulunan Turist Pazarı'nı ve denk gelmeniz halinde, Pazar günleri kurulan Marsaxlokk Pazarı'nı gezmenizi öneririm.

‘Eski Şehir’ olarak anılan Mdina, renk renk pencereleri ve kapılarıyla ünlü. Malta'nın da eski başkenti. Toprak rengin hâkim olduğu kente daracık bir kapıdan giriliyor. Mdina Kapısı, kentte gerçek anlamda Ortaçağ'a açılan kapı. Şehir surları ve daracık sokakları sizi bir anda etkisi altına alacak, geçmişe doğru hoş bir yolculuğa çıkmanızı sağlayacak.

Malta'nın olmazsa olmaz duraklarından biri de, Mosta. Etrafınızı kiliselerin, heykellerin, mumların çevreleyeceği bir yer. Mosta Dome, hiç şüphesiz en dikkat çekici yapısı. Dünyanın en büyük kubbelerinden birine de sahip.

Orta Avrupa'da bir prenslik: Lihtenştayn

160 km2'lik yüzölçümüyle dünyanın en küçük ülkelerinden biri Lihtenştayn. İsviçre'nin de komşusu. Zürih'e giden turistlerin ve gezginlerin yaklaşık bir saatlik bir araba yolculuğuyla uğradığı popüler bir yer.

Ülke adını, ‘Liechtenstein Ailesi’nden almış. Aile, Aşağı Avusturya'dan gelmiş ve Vaduz Kontluğu'nu satın alarak bölgeye yerleşmiş.

Vaduz, günümüzde ülkenin başkenti ve en popüler yeri. Neo-gotik üslupta inşa edilmiş olan Vaduz Katedrali, bence ülkenin turistlere en güzel, en ihtişamlı sürprizi.

Lihtenştayn'ın da adeta simgesi durumunda... Mimar ‘Friedrich von Schmidt’ tarafından 1874 yılında yapılmış. Vaduz Kalesi, ulusal müzeleri Landesmuseum, Parlamento Binası ve Hükümet Konağı görülmesi gereken diğer popüler yerleri.

Kaleler ve kuleler ülkesi: San Marino

Halen bağımsızlığını koruyan dünyanın en eski cumhuriyeti olarak biliniyor San Marino. Apenin Dağları'nın tepesine kurulmuş. Ülkenin kendi havalimanı yok. Bu sebeple İtalya üzerinden geçiş yapabilirsiniz.

Önce yol üzerinde Rimini'ye uğrayıp leziz deniz ürünlerinin tadabilir, sonrasında ülkeye geçiş yapabilirsiniz.

Üç Kuleler ve Özgürlük Meydanı ilk göreceğiniz yerler olmalı. Buralar, Ortaçağ'ın havasını solumanıza olanak sağlayacak duraklar.

San Marino, benim Avrupa'da en keyif aldığım ülkelerden biri oldu. Yaz geceleri otellerin avlularında düzenlenen müzik dinletileri, hafif buruk şarapları ve ülkeye uzaktan vuran hoş kızıllık, harika bir tatil geçirmemizi ve ruhumuzu dinlendirmemizi sağladı.

Titano Suites Hotel, Hotel Titano ve Grand Hotel San Marino, konforlu bir konaklama için önerebileceğim oteller.

Gösterişli yat limanıyla: Monako

Vatikan'dan sonra Avrupa'nın en küçük ikinci ülkesi Monako. Ortalama bir hızla ülkeyi, bir baştan bir başa bir saatte yürümeniz mümkün. O kadar küçük ki göz alıcı yat limanı ve heliportu, adeta ülkeye bir boy büyük gelmiş durumda.

Gelişmiş kumar endüstrisi, turistlerin ülkeye akın akın gelme sebebi. Monte Carlo, ‘Kumar diyarı’ olarak anılıyor ve ülkenin yıldızı… Önünde sıra sıra dizili lüks arabaları, parlak ışıkları, smokinler ve şık tuvaletler içinde gezen konukları ile tam bir James Bond film seti.

Zaten burada üç tane James Bond filmi de çekilmiş. Ülke, 1929'dan beri düzenlenen Monaco Grand Prix yarışlarıyla dünya çapında bir üne de sahip. Monako'dan ayrılmadan önce, resmi başkent Monaco-Ville'i ve burada yer alan Palais Princier'i görmenizi öneririm.

Dünyanın en küçük ülkesi: Vatikan

İtalya'nın Roma kentinde konumlanmış bir şehir-devlet Vatikan. Dünyanın da en küçük ülkesi… İçindeyse dünyanın en büyük bazilikasını barındırıyor.

Aziz Petrus Bazilikası, Roma'ya gelen herkesin mutlaka görmesi gereken muazzam bir yapı. Aynı anda 60 bin kişiyi içine alabiliyor.

Bazilikanın içinde bulunduğu Aziz Petrus Meydanı da dünyanın en büyük meydanlarından biri. Meydanın tam ortasında 25,5 metre yüksekliğinde bir Mısır Obeliski yer alıyor.

Sistine Şapeli, bu şapelin içinde yer alan ve dünyanın en ünlü fresklerinden biri olan Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı; ayağına dokunulunca azizin kendisini kutsayacağına ve günahlarından arındıracağına inananların önünde uzun kuyruklar oluşturduğu St.Peter Heykeli ve Michelangelo'nun Pieta'sı mutlaka görülmeli.