isari@hurriyet.com.tr

Haber Giriş: 25 Eylül 2017 - 09:00 | 20 Aralık 2017 - 01:35

Avrupa’da 15 ülke gezdi, yaşamak için Münih’i seçti

Hamide Tekin (29) özel bir şirkette yöneticilik yapıyor. Seyahate olan merakı üniversite yıllarında başladı. O zamana kadar uçakla hiç seyahat etmemişken, şimdilerde her ay bir ülkeye gitmek için plan yapıyor. Seyahatlerinin temasında ya kültürel geziler var ya da futbol. Sevdiği takımların maçlarını ülke ülke takip ediyor. Beş ay önce eşi Selçuk Karakaya ile Almanya’nın Münih’e yerleşti. Şu günlerde hayatı yeni bir iş ve ülkeye alışmakla geçiyor. Tekin ile hem Münih’i hem de seyahate olan tutkusunu konuştuk.

Hamide Tekin (29) özel bir şirkette yöneticilik yapıyor. Seyahate olan merakı üniversite yıllarında başladı. O zamana kadar uçakla hiç seyahat etmemişken, şimdilerde her ay bir ülkeye gitmek için plan yapıyor. Seyahatlerinin temasında ya kültürel geziler var ya da futbol. Sevdiği takımların maçlarını ülke ülke takip ediyor. Beş ay önce eşi Selçuk Karakaya ile Almanya’nın Münih’e yerleşti. Şu günlerde hayatı yeni bir iş ve ülkeye alışmakla geçiyor. Tekin ile hem Münih’i hem de seyahate olan tutkusunu konuştuk.

Yeni bir şehre alışma süreci nasıl geçiyor?
- Başka bir ülkeye yerleşmek gerçekten sabır ve ciddi araştırma gerektiren bir şeymiş. Gerek taşınmadan önceki gerekse şimdiki süreç çok yoğun ve yorucu.

Özellikle dilini bilmediğiniz bir ülkede yeni bir hayat kurmaya çabalamak uzaktan göründüğü kadar kolay değilmiş.

Biraz sıkılmış gibisiniz. Bir mecburiyetten dolayı mı oradasınız?
- Aslında romantik komedi tadında hikayesi var. Hayatta yapamam dediğim şeylerin başında başka bir ülkede yaşamak vardı. Anladım ki, büyük konuşmamak gerekiyormuş.

İki yıl önce hayatımda her şey yerli yerinde güzel giderken, eşim Almanya’da iş bulduğunu söyledi ve taşındı. Kısa vadede geri dönmeyi de düşünmüyordu. Ben ise ya kariyerimi bırakıp yanına yerleşecektim ya da birbirimizi çok severek ayrılacaktık.

Ama şans yüzümüze güldü, iş olarak güzel bir teklif aldım ve sonunda mesafeler ortadan kalktı.

Münih dışında başka şehirleri gezme fırsatınız oldu mu?
- Frankfurt ve Berlin gibi büyük, Stuttgart, Ingolstadt, Rosenheim gibi küçük şehirleri gezdim. Şu ana kadar edindiğim tecrübeye göre Almanya’nın kuzeyi ve güneyi büyük farklılıklar barındırıyor.

Güney kısmı yani Bavyera eyaleti ve civarı hem ekonomik olarak hem de toplumsal refah olarak çok gelişmişken, Berlin’i de içine alan ve Berlin Duvarı’nın yıkılışına kadar Doğu Almanya diye gecen kısım hâlâ gelişmeye çalışıyor.

Peki Münih’e alıştınız mı? Özellikle yaz seven biriyseniz sanırım hayal kırıklığı olmuştur.
- Hiç sormayın. Türkiye’de yaz dediğimiz şey en azından üç ay kesintisiz sürerken, ağustos sonu itibariyle Münih’te yaşadığım ‘yaz gibi yaz’ gün sayısı 30’u geçmez.

Henüz kışı yaşamadım ama söyleyenlerin dediği kadarıyla Game of Thrones’daki kışı aratmayacak bir kışa hazır olmalıymışım. Bunların dışında alışmaya çalışıyorum. Almanca dersleri, iş güç derken zaman geçiyor.

Münih’i İstanbul ile kıyaslarsanız neler söylersiniz?
- Bir kere Münih çok pahalı… Özellikle bütçeye uygun kiralık ev bulmak samanlıkta iğne aramak gibi zor. İstanbul’da pahalı bir şehir ama Münih ağır basar.

Bavyeralılar eğlenmeyi, bir araya gelmeyi çok seven insanlar, bu yüzden hemen her şeyin bir festivali var. İstanbul’da hafta sonları bir organizasyon olsa bile trafikten dolayı ya geç gider ya da gitmekten vazgeçerdim.

Burası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. En sevdiğim özelliği ise toplu taşıma… İstanbul’dayken altıda işten çıkınca en erken sekizde evde olurdum. Burada yolcuğum 20-30 dakika sürüyor.

Seyahate olan merakınız nasıl başladı?
- Üniversite için Eskişehir’den İstanbul’a geldiğimde hayatım çok değişti. Türkiye’nin bile keşfedilecek kocaman bir gezegen olduğunun farkına vardım. O zaman kadar uçakla hiç seyahat etmemiştim.

imdi içimdeki yeni yerleri görme arzusu durdurulamaz seviyede diyebilirim, zira bir ayı yeni bir yer görüp yeni bir şeyler deneyimlemeden geçirdiğimde söylenmeye başlıyorum.

Yolun başında sayılırım 15 ülke ve 61 şehir gezdim ama sayıyı arttırmak için şimdiden planlarım hazır.

Gezeceğiniz yerleri nasıl belirliyorsunuz?
- Aslında ne tarz seyahat edeceğim gittiğim ülkeye göre değişiyor. Kültürel geziler de yapıyorum, adrenalini de seviyorum. Örneğin futbol aşığı biriyim. Taraftarı olduğum Fenerbahçe dışında hemen hemen tüm ligleri takip ederim.

14 yaşıma kadar futbol oynadım. Maç izlemek için hafta sonları yurt dışında çıktığımda oluyor.

Nerelere gittiniz?
- Örneğin Roma seyahatime denk gelen hafta sonunda Lazio-Cenova maçına gittim. Bir de rüya takım Barcelona’yı Camp Nou’da izlemek harikaydı.

Şimdi Almanya’dayım düzen tamamen otursun burada da maçlara gideceğim.

Futbol dışında festivalleri de seviyorum. Geçen yıl katıldığım Oktoberfest’de çok eğlenmiştim.

Soğuk olarak bilinen Almanların aslında ne kadar iyi, cana yakın ve eğlenceli olduklarına tanık oldum. Bu festivali öneririm zaten şu an başladı 4 Ekim’e kadar devam edecek.

Henüz yolun başındasınız ama şimdiye kadar sizi en çok etkileyen ülke hangisiydi?
- İtalya… Roma’da Kolezyum’da, Vatikan’da San Pietro Basilikası’nda ve Cinque Terre’nin eşsiz manzaralı köylerinde adeta büyülendim.

Romeo ve Juliet’in Sheakspeare’in yazdığı bir eserin kahramanları olmalarına rağmen Verona’da onlar için yapılmış evi ve Romeo serenat yaparken onu dinleyen Juliet’in durduğu balkonu ziyaret ettiğim günü hiç unutamıyorum. İtalya bambaşka bir ülke…

Gideceğiniz ülkelerde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
- Bütçe her zaman bizim gibi beyaz yakalı orta direkler için bir engel. Bu engeli de genelde en ucuz seyahat yöntemini ya da ucuz konaklama fırsatlarını değerlendirerek aşmaya çalışıyoruz.

Genelde Avrupa’da üç günlük bir tatil için ulaşım hariç kişi başı 1200 TL’yi geçmeyecek şekilde planlama yapmaya çalışıyorum. İki gecelik konaklama, yeme içme, şehir içi ulaşım gibi şeyler için günlük 400 TL normal bir rakam bana göre.

Seyahat konusundaki en büyük hayaliniz nedir?
- Yeni rotamızda Amerika, Küba ve Meksika var. Güzel bir balayı tatili yapmak istiyorum. Buralar görmek istediğim yerlerdi. Ama hayalim Latin ülkelerinden birinde düzenlenecek Dünya Kupası turnuvası maçlarını canlı izlemek.

Şu sıralar Almanya’da Oktoberfest Festivali zamanı... Sonbaharı eğlenceli bir şekilde karşılamak istiyorsunuz çok az bir zamanınız kaldı. Festival 4 Ekim’e kadar devam edecek.

Hamide Tekin, seyahatlerinde çektiği fotoğraflarını ‘@hamidetekin’ Instagram hesabından paylaşıyor.

İsmail SARI