"Âşıklar şehrinde üç güzele vuruldum" Burayı mutlaka listenize ekleyin...

Âşıklar şehri diye anılmasını anlayabiliyorum, çünkü etrafın böyle güzelliklerle çevrili ve kalbine giden yol fazlasıyla lezzetli yemeklerle doluyken aşka gelmemek elde değil!

Bu güzel şehir hâlâ ilk 10 listemde yer alıyor. İlk gidişimde hepsini gördüğüm turistik yerlerde zaman geçirip keyif alabilmek her turistik şehrin harcı değil.

Roma’nın ayrı bir büyüsü ve cazibesi var. İşte size Roma’nın ilk üçü ve bazı ipuçları:

İspanyol Merdivenleri
Şehrin en ikonik, en kalabalık ve en çok kullanılan yerlerinden biri. İspanyol meydanı (Piazza d’Espagna) ve meydanın ortasında uzun, geniş ve dik merdivenler.

Şüphesiz en turistik olan yerlerinden de bir tanesi… Güzel olan yanıysa kalabalığın tek sebebi turistler değil. Hem çok merkezi bir nokta hem de turistik yerlerden en hızlı uzaklaşma sebebi olan turist tuzağı pahalı ve sıradan yerlerin aksine bu bölgede küçük, lokal ve Roma’ya yakışır lezzet duraklarının ve sokak kafelerinin olması. Sabah merdivenlerin gölge kısımlarında hâlâ boş kalan yerleri yakalayıp soluklanabilir, akşam da dondurmanızı veya tiramisunuzu alıp istediğiniz yükseklikten etrafı izleyebilirsiniz. Sabahı da akşamı da ayrı güzel…

Kolezyum
İspanyol merdivenleri en ikonik yerlerinden biriyken Kolezyum en ikonik yeri olabilir. 1. yy’dan kalma bir amfi tiyatro olduğunu düşünürsek de namını sonuna kadar hakkediyor ve hakkını veriyor diyebiliriz. İçine girmek için uzun bir süre, hatta dışındaki taşlara oturmak için bile belli bir süre beklemeniz gerekebilir.

Roma’ya ilk gelişimde heyecanla, saatlerce sırada bekleyip içine girmiş, daha uzun saatlerce içinde dolaşmıştım ve kesinlikle beklediğime değdiğine kanaat getirmiştim.

Ancak sonraki gelişlerimde uzaktan bakmak, yakınlarında oturup bir şeyler içmek ve etrafında zaman geçirmekten daha fazla keyif alıyorum. 30’uncu kez geliyor olsam, yine de Kolezyum’u görmeden Roma’dan gitmem!

Aşıklar Çeşmesi – Fontana di Trevi
Direkt tercümesi de hikâyesi de, aşkla ve aşıklarla ilgili olmasa da bu şekilde anılıyor. Kesinlikle daha akılda kalıcı! Esasında ismi Trevi’nin Çeşmesi, hikâyesi ise; Roma’ya gelip de çeşmeye para atan kişinin mutlaka Roma’ya tekrar geleceğini rivayet ediyor.

Zaman içerisinde bu tekrar gelme dileğinin herkeste olmasından ötürü, dileklerin gerçekleşmesine; herkesin ortak dileğinin aşkla ilgili olmasından dolayı hep aşkla ilgili dileklerin tutulmasına; o yüzden de Aşıklar Çeşmesi diye anılmasın sebep olmuş olabilir.

Arkanı dönüp, sol elinle, sağ omzundan geriye doğru para atma ritüelinin kaynağını bilmemekle birlikte bozukluk atmadan geçmediğim yerlerden bir tanesi. Gitmişken güzel bir hatıra fotoğrafınız olmasını diliyorsanız kesinlikle sabahın erken saatinde gitmenizi tavsiye ederim.

Roma’nın ilk üçünü göreceli olarak değişebilir. Yalnız genel geçer olmazsa olmaz ve herkesin favorisi olabilecek bir Roma üçlemesi yapabiliriz. Dondurma, Pizza ve Makarna!

Size mutlaka şu restoran gidin demeyeceğim. Çünkü bölgedeki her yer inanılmaz ütünler çıkarıyor. İçinizden geldiği gibi restoranları deneyin derim, kötü çıkma ihtimali çok düşük!

Ve size güzel bir haberim daha var! Bu kadar hamur işi ve tatlıyı yersek yuvarlanarak eve döneriz diye düşünenler… Onların hamur işinde kullandıkları durum buğdayı bizdekinden farklı (semolina) ve bizdekinin aksine depolanmadan çok daha kolay öğütülüp daha hızlı enerjiye çevrilebiliyor.

Bu sebeple de gerçekten üst üste hamur yediğiniz halde hazımsızlık ve şişkinlik yaşamıyorsunuz. Tabii ki porsiyonları abartmamak kaydıyla…

Bu arada dondurma da, dondurma gibi dondurma! Böylesini bulmuşken kalori hesabı yapmadan tadına çıkarırsanız zararından çok faydasını görürsünüz.