İsmail SARI
Alyanslarını satıp, dünya turuna çıktılar!
Berra Demirel Çuhadar ve Murat Çuhadar, ikisi de pazarlama alanında yönetici. Hayalini kurdukları dünya turu için önce alyanslarını, sonra da gözü gibi baktıkları arabalarını sattılar. Rusya’dan başladıkları serüvenleri sırasıyla Moğolistan, Güney Kore, Japonya, Nepal ve Hindistan’a kadar uzandı. Günleri saymadan, özgürce yaşıyorlar. Dört aydır yoldalar ve günde ortalama 80 lira harcıyorlar. Çuhadar çiftini Tayland’da yakaladık ve maceralarını konuştuk.
Berra Demirel Çuhadar ve Murat Çuhadar, ikisi de pazarlama alanında yönetici. Hayalini kurdukları dünya turu için önce alyanslarını, sonra da gözü gibi baktıkları arabalarını sattılar. Rusya’dan başladıkları serüvenleri sırasıyla Moğolistan, Güney Kore, Japonya, Nepal ve Hindistan’a kadar uzandı. Günleri saymadan, özgürce yaşıyorlar. Dört aydır yoldalar ve günde ortalama 80 lira harcıyorlar. Çuhadar çiftini Tayland’da yakaladık ve maceralarını konuştuk.Tüm düzeni bozup, istifa ettiniz ve yola çıktınız. Sizce bu çılgınlık mı?
Murat: İlk bakışta evet! Ama sonuçlarını yaşamadan doğruluğundan da emin olamıyorsunuz. Bu sefer yolculuğumuz başka bir duygu yaşatıyor: zamansız yaşayabilmek...
Murat: İlk bakışta evet! Ama sonuçlarını yaşamadan doğruluğundan da emin olamıyorsunuz. Bu sefer yolculuğumuz başka bir duygu yaşatıyor: zamansız yaşayabilmek...
Berra: Aslında seyahat insanın kanına giren virüs gibi. Gördükçe göresin, gezdikçe gezesin geliyor. “Çocukken ne olacaksın?” diye sorduklarında “Bisikletle dünyayı gezmek istiyorum” derdim. Hayal kurmaktan ziyade, bu hayallerin gerçekleşmesi için ne yaptığınız önemli. Tek yön bilet alarak yola çıktık. Sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Bu tur hayatınızda verdiğiniz en doğru karar mı?
Berra: Kesinlikle. İş, ev, araba, eşya bunlar hep sonradan sahip olunan şeyler. Bu sahip olduklarınız zamanla size sahip olmaya başladığı zaman sıkıntı çıkıyor. İstanbul öyle bir şehir ki, insanın bütün enerjisini sömürüyor. Kazandığınız parayı keyifle harcayacak ne vakit ne de enerji kalıyor. Halbuki günleri saymadan yaşamak ne muhteşem bir duyguymuş.
Berra: Kesinlikle. İş, ev, araba, eşya bunlar hep sonradan sahip olunan şeyler. Bu sahip olduklarınız zamanla size sahip olmaya başladığı zaman sıkıntı çıkıyor. İstanbul öyle bir şehir ki, insanın bütün enerjisini sömürüyor. Kazandığınız parayı keyifle harcayacak ne vakit ne de enerji kalıyor. Halbuki günleri saymadan yaşamak ne muhteşem bir duyguymuş.
Dünya turu için nelerden vazgeçtiniz?
Berra Alyanslarımızı, taş yüzüğümü ve arabamızı sattık. “Bütçemize katkısı olsun” dedik. Bunları yapmasaydık daha uzun süre çalışıp para biriktirmek zorunda kalacaktık. Eşyanın kime faydası var ki, bize olsun. Bu hayatta kaybetme korkunuz yoksa işte o zaman özgürleşiyorsunuz.
Berra Alyanslarımızı, taş yüzüğümü ve arabamızı sattık. “Bütçemize katkısı olsun” dedik. Bunları yapmasaydık daha uzun süre çalışıp para biriktirmek zorunda kalacaktık. Eşyanın kime faydası var ki, bize olsun. Bu hayatta kaybetme korkunuz yoksa işte o zaman özgürleşiyorsunuz.
Tam anlamıyla gezgin olabilmek için, sizce dünya turu şart mı?
Berra: Hayır. İnsan, dünyayı gezemiyorsa, içindeki keşfetme ve öğrenme isteğiyle kendi şehrini de gezse gezgindir. Ben bir şeyleri başarabildiğimi ve cesur olduğumu 22 yaşında Londra’da anladım. Sonra 23 yaşında tek başıma interrail yaptım. Şimdi çıktığımız bu yolculukta yıllardır büyük şehirde modern köle olarak yaşamaya alışmış bedenimi ve ruhumu arındırmak istiyorum.
Berra: Hayır. İnsan, dünyayı gezemiyorsa, içindeki keşfetme ve öğrenme isteğiyle kendi şehrini de gezse gezgindir. Ben bir şeyleri başarabildiğimi ve cesur olduğumu 22 yaşında Londra’da anladım. Sonra 23 yaşında tek başıma interrail yaptım. Şimdi çıktığımız bu yolculukta yıllardır büyük şehirde modern köle olarak yaşamaya alışmış bedenimi ve ruhumu arındırmak istiyorum.
Dünya turu yapan gezginler kendilerini yeniden keşfettiklerini söylüyorlar. Sizin de maceranızın temasında bu mu var?
Murat: Kendini bulma pek çok gezginin ortak duygusu. Biz de çok şey öğreniyoruz. Çift olarak yolda olduğumuz için birbirimizi tekrar tanımaya başladık. İstanbul’da mesai, trafik derken evliliğinize çok az zaman kalıyor. Şimdi tüm gün beraberiz. Bu da farklı bir deneyim.
Murat: Kendini bulma pek çok gezginin ortak duygusu. Biz de çok şey öğreniyoruz. Çift olarak yolda olduğumuz için birbirimizi tekrar tanımaya başladık. İstanbul’da mesai, trafik derken evliliğinize çok az zaman kalıyor. Şimdi tüm gün beraberiz. Bu da farklı bir deneyim.
Nasıl bir hazırlık yaptınız?
Berra: Evin kapatılması, seyahat aşılarının olunması, yol alışverişi, veda partileri derken bir de bakmışız uçuş günü gelmiş. Bir gezgin bize “Ne düşünüyorsanız yarısını alın” dedi. Çok haklıymış. Yanımıza az kıyafet aldık. Ama termoslarımız, kişisel çatal kaşık kitimiz, tabaklarımız yanımızda. Biz yemeye içmeye düşkün çiftiz. Yanımızda minik bir mutfak taşıyoruz.
Berra: Evin kapatılması, seyahat aşılarının olunması, yol alışverişi, veda partileri derken bir de bakmışız uçuş günü gelmiş. Bir gezgin bize “Ne düşünüyorsanız yarısını alın” dedi. Çok haklıymış. Yanımıza az kıyafet aldık. Ama termoslarımız, kişisel çatal kaşık kitimiz, tabaklarımız yanımızda. Biz yemeye içmeye düşkün çiftiz. Yanımızda minik bir mutfak taşıyoruz.
Tayland’dan sonra nasıl bir rota izleyeceksiniz?
Murat: Malezya, Singapur ve diğer Güneydoğu Asya ülkelerini gezeceğiz. Ardından Pasifik ve Hint Okyanusu’daki birkaç takımada, sonra da Avustralya, Yeni Zelanda, Güney ve Kuzey Amerika... Bütçemiz elverirse Güney Afrika’ya da gidebiliriz.
Murat: Malezya, Singapur ve diğer Güneydoğu Asya ülkelerini gezeceğiz. Ardından Pasifik ve Hint Okyanusu’daki birkaç takımada, sonra da Avustralya, Yeni Zelanda, Güney ve Kuzey Amerika... Bütçemiz elverirse Güney Afrika’ya da gidebiliriz.
Gezdiğiniz ülkelerde neler yaptınız?
Murat: Rusya’yı baştan sona trenle geçtik. Moğalistan’da Gobi Çölü’nde binlerce yıldızın altında uyuduk. Su bulamadığımızda sağanak yağmurda yıkandık. Güney Kore’de Budizm kültürünü tanıdık. Japonya’da Hiroşima felaketinin izleriyle çok şey öğrendik. Nepal’de 10 günlük Annapurna trekkingi harikaydı. Ölü yakma törenleri, kutsal Ganj Nehri ve tren yolculuklarıyla Hindistan, hâlâ aklımızda.
Murat: Rusya’yı baştan sona trenle geçtik. Moğalistan’da Gobi Çölü’nde binlerce yıldızın altında uyuduk. Su bulamadığımızda sağanak yağmurda yıkandık. Güney Kore’de Budizm kültürünü tanıdık. Japonya’da Hiroşima felaketinin izleriyle çok şey öğrendik. Nepal’de 10 günlük Annapurna trekkingi harikaydı. Ölü yakma törenleri, kutsal Ganj Nehri ve tren yolculuklarıyla Hindistan, hâlâ aklımızda.
Tayland nasıl, neler yapıyorsunuz?
Berra: 2.5 hafta oldu geleli ve ev kiraladık. Markete alışverişe gidiyoruz. Plajda voleybol maçı yapıyoruz, akşam yemeklerinde evde misafir ağırlıyoruz. Hatta komşuya kahve içmeye bile gidiyoruz. Resmen burada bir hayatımız oldu.
Berra: 2.5 hafta oldu geleli ve ev kiraladık. Markete alışverişe gidiyoruz. Plajda voleybol maçı yapıyoruz, akşam yemeklerinde evde misafir ağırlıyoruz. Hatta komşuya kahve içmeye bile gidiyoruz. Resmen burada bir hayatımız oldu.
Yanınızda mini bir mutfak var. Bizim lezzetlerimizi tanıtıyor musunuz?
Berra: Tabii... Hemen hemen her ülkede yemek kültürümüzü anlatmaya çalışıyorum. Buna Rusya’da bir çiftin evinde mercimek çorbası ve musakka pişirerek başladım. Dünya’yı yemek yaparak ve yerel yemekleri öğrenerek dolaşmaya bayılıyorum.
Berra: Tabii... Hemen hemen her ülkede yemek kültürümüzü anlatmaya çalışıyorum. Buna Rusya’da bir çiftin evinde mercimek çorbası ve musakka pişirerek başladım. Dünya’yı yemek yaparak ve yerel yemekleri öğrenerek dolaşmaya bayılıyorum.
Bütçeniz ne kadar?
Berra: Ülkeye göre değişiyor. Japonya’da günlük 140 lira harcarken, Tayland ‘da 50 lira harcıyoruz. Gezimiz boyunca ortalamada günlük 80 lirayı tutturmayı amaçlıyoruz. Bir buçuk yıl sürmesini planladığımız bu gezi için yaklaşık 87 bin lira harcayacağız.
Berra: Ülkeye göre değişiyor. Japonya’da günlük 140 lira harcarken, Tayland ‘da 50 lira harcıyoruz. Gezimiz boyunca ortalamada günlük 80 lirayı tutturmayı amaçlıyoruz. Bir buçuk yıl sürmesini planladığımız bu gezi için yaklaşık 87 bin lira harcayacağız.
“Bir gün gazetede insanların ölüm döşeğindeyken en çok hayallerini gerçekleştiremedikleri için pişman olduklarını okumuştum. “Ben o insanlardan olmak istemiyorum” dedim. Cemal Süreya’nın da dediği gibi “Hayat kısa kuşlar uçuyor” işte seyahat hikâyemiz tam da bu...”