Paylaş
Almanya seyahatimizin ilk durağı Esslingen olmuştu. Esslingen için en iyi seyahat dönemi bizim de denk geldiğimiz soğan festivali dönemi olan Ağustos başı, şarap festivalinin olduğu Ağustos sonu ve elbette Christmas dönemi… Şarap bağlarıyla çevrili şehir, 13 ve 14. yüzyıldan kalma mimarisi ile benim aklımı başımdan aldı.
Adeta bir oyuncak şehirde dolaşıyor hissi veren Esslingen, özgür bir imparatorluk şehri oluşu, asla prensler ve dükler tarafından yönetilmeyişi ile de kendine has özelliklerini çoğaltıyordu. Esslingen’e Stuttgart’tan S-bahn treni ile yaklaşık 15 dakikada ulaşmak da mümkün. 2. Dünya savaşından çok az hasar ile kurtulan, kendine has dokusunu kaybetmeyen bu şehri isterseniz yazın dilerseniz de Aralık ayında meşhur Christmas marketleri için görmeniz şart.
İlk durağımız Esslingen’i tepeden görebileceğimiz Esslingen Kalesi oldu. Yaklaşık 700 yıldır şehri koruyan kale, üzüm bağları içindeki bu pitoresk şehrin çok güzel panoramik manzarasını sunuyor. Esslingen şehir kilisesi, Church of Our Lady , Dominik ve Franciscan kiliselerinin de yükseldiği manzaradan bir süre kopamadık. Asla bir soyluya ait olmayan kale her zaman halk tarafından sahiplenilmiş olduğu da bir başka önemli detay.
Esslingen’in eski şehir bölgesine Arnavut kaldırımlı, üçgen çatılı sokaklardan iniverdik. Ve ‘’bu belediyede gönüllü memur olurum’’ dedirten Rathausplatz meydanındaki belediye binası (Rathaus ) ile karşılaştık. Adeta lego parçalarından yapılmış gibi duran bu pembe bina 1422 yılında yapılmış ve tarh boyunca bir buluşma, merkezi olmuş. İdam ve mahkeme kararları buradan duyurulmuş. Karşısında da yeni belediye binası bulunuyor.
Hemen yan tarafında Almanya’nın en eski ahşap destekli, üçgen çatılı evlerinin olduğu Hafenmarkt sokağına giriyoruz. Bu evler öyle güzel ve öyle iyi korunmuşlar ki hayran olup, baktıkça bakasınız geliyor. 1328-1331 arasında yapılmış bu evlerin ardından tüm görkemiyle Kessler evini görüyoruz. Kessler Sektkellerei, Almanya’nın en eski köpüklü şarap üreticisi. Öğrendiği köpüklü şarap sırlarını halka öğretmek için 1826’da Esslingen’e gelen Kessler, ilk mahzeni kuran kişi olmuş. Bu dev üçgen çatılı evin bahçeli ön tarafında köpüklü şarabınızı yudumlayabilirsiniz.
Esllingen Marktzplatz’a doğru geldiğimizde her yıl Ağustos ayında düzenlenen soğan festivalinin de ortasına düşüveriyoruz. Meydan sırasında dizilmiş restoranlar, kendi standlarını kuranlarla dolu. Soğan festivali geleneği ise Ortaçağ’a kadar uzanıyormuş. Efsaneye göre, şeytan Esslingen pazarındaki bir kadından bir elma istemiş.
Kurnaz kadın bir elma yerine şeytana soğan vermiş. Şeytanın "sahte" elmayı tatması üzerine, çığlık atıp "Bunlar elma değil soğan, bundan sonra Esslingen’e soğan diyeceksiniz’’ deyip şehirden uzaklaşıp bir daha hiç gelmemiş. Soğanın şeytanı uzak tuttuğunan inanan Esslingenliler o zamandan bu zaman her yıl aynı hafta Soğan festivali düzenliyor. Soğan keki anlamına gelen Swabyon ve yanına bir beyaz Esslingen şarabı içmeyi de ihmal etmedik.
Esslingen’nin ortasından Avrupa’nın en uzun nehirlerinden Ren nehrinin bir kolu olan Neckar geçiyor ve şehri bir masal diyarına çeviren kanallar da oluşturmayı ihmal etmiyor. Parke taşlı sokaklarından yürürken yine şehrin simgelerinden 13. Yy’da inşa edilen Schelztorturm kulesini görüyoruz. 1989 yılında sanatçı Hubert van der Goltz, "Skywalker" isimli ‘’yürüyen adam’’ heykelini kuleye bağlı çelik bir kiriş üzerine inşa etmiş.Kulenin girişinde dondurmaları çok güzel olan Eiscafe Torre’e uğramayı unutmayın.
Esslingen’e tepeden baktığımızda dikkatimizi çeken büyük kilise, “Church of Our Lady”, tarihi şehir merkezindeki en yeni yapı. 1475 yılında inşa edilmiş olan kilise Ensinger ve Böblinger isimli ünlü ailelerin ustaları tarafından yapılmış. Mimarisini mutlaka yakından da incelemenizi tavsiye ederim.
Eslingen’de bunları da yapmayı unutmayın!
Müze gezmeyi seviyorsanız Gelben Haus'daki Stadtmuseum dahil olmak üzere pek çok şehir ve sanat müzesi gezebilirsiniz burada. Müzelerde günümüzden Ortaçağ’ın başına kadar eserler görebilirsiniz.
Edebiyat ile ilgiliyseniz F. Schreiber Müzesi’ni tavsiye ederim. Schreiber yayınevi ve Schreiber ailesinin geçmişini anlatan belgeleri ve anıları görebilirsiniz.
Esslingen Kilisesi’nin altında yer alan St Dionys Müzesi ile şehrin neredeyse ilk kurulduğu zaman geri dönebilirsiniz.
Esllingen’de hayalet turları pek meşhurmuş. Bu tip korku dolu bir seyahate yer açmak isterseniz bu turlardan birine katılabilir ve şehri daha gerilimli bir pencereden gezebilirsiniz. Korkutucu bir yemek de dâhil bu turlara.
Esslingen'i Aralık ayında gidiyorsanız göz atmanız için 200'den fazla tezgahın bulunduğu bölgedeki en büyük pazardan biri olan Noel pazarına gidin.
700 yıllık bir şarap mahzeni olan Weinkeller Einhorn’u ziyaret edin. Ancak rezervasyon yaptırmayı unutmayın.
Alman mutfağı ile aranız iyi değilse Blumenstrasse, 15 adresinde yer alan Akdeniz mutfağı ile Osteria La Vite'yi deneyin.
Mevsimlik yerel ürünlerle hazırlanan Bavyera yemekleri için ise adresiniz Marktplatzbesen olsun.
Hamburger severler için Juleps’i önerip, akşamında Das Dick bölgesinde dolaşmanızı tavsiye ederim.
Paylaş