Paylaş
Şelaleler hem Arjantin, hem Brezilya tarafında olduğu için hangi tarafı ziyarete gideceğinize karar veremeyebilirsiniz. Bence en panoramik, en güzel bölüm Brezilya tarafında yer alıyor. Tangolar diyarı Buenos Aires'ten buraya geçişimiz uçakla yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü. Uçağımız inişe geçerken devasa yemyeşil ağaçların arasında yağmur ormanlarının içine inecekmişçesine süzülerek indik. Gerçekten görülmesi değer bir inişti. Bize harika bir manzara sundu bölge... Tabii uçak korkusu olmayanlar, bu zevki maksimum düzeyde tadabilirler.
Bölgedeki otelimiz Viale Cataratas idi. Standart, temiz ve ihtiyacımızı karşılar cinsten... Buenos Aires'ten sonra bize otel konaklama hizmeti olarak bir tık daha üst standartta olduğumuz hissini verdi burası. Otelimizden ertesi gün otobüslerle Ulusal parka (Iguaçu National Park) geldik. Giriş muhteşem ve büyüleyici. Önce Nasyonel parktan şelalelere geçeceğiniz için, yağmur ormanlarını ve turuncu gagalı kuşları, rengârenk uçuşan kelebekleri gördüğünüzde, mavi ve yeşilin harmanladığı doğanın size verdiği pozitif enerji ve huzurla cennete geldiğinizi anlıyorsunuz.
Ormanda giderken mini safari jiplerle geziyorsunuz. Ağaçların tepesindeki maymunlara el sallayıp, kelebeklerle kendinizi yol seyrinde yaylanırken, kelebeklerin burnunuzdan ve saçlarınızın arasından dans edercesine tılsımlı geçişi sırasında, ilahi bir harmoninin içinde kendinizi buluyorsunuz. Renk cümbüşünün içinde adeta sarhoş oluyorsunuz. Orman sizi mıknatıs gibi çekiyor, daha da derinlere gitmek, yürümek istiyorsunuz... Aldığınız temiz hava ve Brezilya'nın yer altında bulunan taşları sayesinde ayağınızdan aldığınız pozitif enerjiyi, burnunuzdan çektiğiniz yağmur ormanlarının oksijeni, gözlerinizin karşılaştığı renk cümbüşleri sizi adeta ormanın derinliklerine itiyor ve ruhunuz huzur buluyor. Doğaya kendinizi teslim ediyorsunuz. O teslim anındaki iç huzuru yaşamalısınız.
Ormandaki jip ile geziden sonra üç alternatifiniz var. Şelalelerin yanındaki yürüyüş yolundan, şelalelerin o coşkulu sesini dinleyerek yürüyüş yapmak ya da şelalede botlarla, nehirde, 'Macuco safari' yapmak. Ya da Şelaleleri helikopterle gezmek. Maceracı ruhum ile tabii ki ikinci seçeneği seçiverdim. Alt tarafı birazcık ıslanacaktım o kadar. Park girişinde zaten hediyelik eşya satan bir butik vardı. Islanırsam oradan da tişort, pantalon alırdım ne fark ederdi ki... Hem zaten giysimin üstüne şeffaf uzun bir yağmurluk da almıştım. Su geçirmezdi. Su dökülür geçer giderdi üzerimden...
Salda bekleyen şişme botlara binmeden önce üzerimizdeki her şeyi sala 20-25 metre kala kilitli şahsi eşya kasasına kilitlememizi rica ettiler. Enteresandı. Uzun yağmurluktan zaten su geçmeyecekti ki cüzdanlarımız ıslansın! "Tamam bir bildikleri var " dedim ve söylenen ne ise tüm eşyaları teslim ederek sala doğru ilerledim. Salda yüzlerce kelebek beni karşıladı ve gözlerim kamaştı. Bu kadar çeşit renkte kelebeği hayatımda görmemiştim. Bize " hoşgeldiniz" ritüeli yapıp, dans ederek karşıladılar.
Botlara bindik ve bizi neyin beklediğini bilmeden saldan şelalelere doğru yol almaya başladık. Nehir ters akıntı gidiyordu, zor zar ilerliyorduk. Sonra anladım ki şelalenin indiği anda yaptığı basınç bizi nehirde bir sağa bir sola sürüklüyordu, bir meçhule doğru gidiyorduk. Nehrin sesi ve o müthiş manzara bize her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu sanki. Bu sesin verdiği güven ve biraz da kendi cesaretimle şelaleyle yüz yüze geldim. Bot durdu ve yerel rehberimiz "hazır mısınız? " dedi. "Hazırız tabi biz bu kadar yolu ne için geldik? " dedim içimden.
Botta bulunan yerel liderin böyle bir es yaparak bu soruyu sormasının nedenini şelalelere doğru yaklaşınca anladım. “Aman Allah’ım şelalenin tam da altına girer mi ki ?”diye kendi kendime sorduğum anda birden şelalenin döküldüğü yerin altına botun gireceğini ve suyun basıncı ve akış hızını tüm bedenimde her bir noktada hissedeceğimi nasıl bile bilirdim! Suyun o haşmetli akışına, şelalenin yatağıyla buluşma anına şahit olmalısınız. Bu kavuşma anında, ruhunuzun hissettiği duyguyu hissetmeli ve o duygunun yarattığı hazzı almalısınız. Vücudunuza salgılanan adrenalin burada görevini fazlasıyla yerine getiriyor. Bundan emin olabilirsiniz. Ve kesinlikle bu macerayı yaşamalısınız...
MACUCO SAFARİ
Bot şelaleden dönüş yaptığı anda sizi gökkuşağı kucaklıyor. Sudaki mucizevi moleküller sizi dinginleştiriyor. Ardından sizi karşılayan gökkuşağı renklerinin boyutlarında geziyor gözleriniz. Aşık oluyorsunuz doğaya... Şehirde yaşadığınız hayat aklınıza geliveriyor hemen . O aklınıza gelen kaos dolu şehir hayatını hızlıya alıp, aklınızdan geçiştirip,'an'a dönmenin zevkini aldığınızda mutluluktan uçuyorsunuz. Burada hayata dair çok şeyler öğreniyorsunuz.
Sala doğru yanaşırken içiniz buruk, bir taraftan iç sesiniz size : "Dönmek istemiyorsun ama her tarafın ıslak, üstünü değiştirmelisin" gibi bir hatırlatma yapsa da inanın umurumda değil modunda karaya ayak basıyorsunuz. Bu tecrübeyi yaşamak alt tarafı baştan aşağı ıslanmanıza mal oluyor. Her güzelliğin bir zorluğu vardır derler. İşte Macuco safaride bedel, sırılsıklam olarak ıslanmak. Bu da bu tecrübeye değer.
İşte Iguazu'nun bende yarattığı ve hissettirdikleri... Burası ruhsal ve bedensel terapi yeri. Tekrar Iguazu'ya gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Uzaklardan bir yerlerden beni çağırdığını hissediyorum ve şelalelerin sesini kulağımda duyar gibi oluyorum.
Paylaş