Bir müdavim dağı: Kartalkaya
Türkiye’deki en popüler iki kayak merkezinden biri Kartalkaya. Uludağ’a göre daha ufak, daha sakin. Kartalkaya’yı kuralına göre yaşamak için okumaya devam edin.
Bazıları için hayat aralıktan nisana kadar değişiyor, hayatına kayak/snowboard giriyor, her gün dağlardaki kar yüksekliğini, rüzgârı kontrol ediyor. Bu tarihler arasında ülkenin en tercih edilen tatil destinasyonlarından biri az sayıdaki oteli, daha da az sayıdaki yeme-içme mekânıyla ülkenin en havalı kayak merkezi Bolu, Kartalkaya.
PİSTLERDEN
Kartalkaya’da 35-40 km’lik, 15-16 pist var. Orta seviyede bir kayakçı/board’cu en uzun pisti, eğer bol kara girmezse 10 dakikada inebiliyor. Dağdaki pistler, iki bölgeye ayrılıyor ve etraflarında beş otel var: Grand Kartal ve Kartal dağın bir tarafını; Dorukkaya ve Kaya Palazzo diğer kısmını kullanıyor. Goldenkey’inse piste direkt çıkışı yok ama müşterileri istediği pisti kullanabiliyor.
Kartal otelleri ve pisti gayet sakin. Buranın uzun, iddialı pisti Köroğlu harika bir pist, fakat hava şartlarından dolayı sık sık kapanıyor. Yine burada Türkiye’nin en büyük snowpark’ı var. Bir de güneş batarken Arka Çanak’ta kaymak çok zevkli.
Dorukkaya ve Kaya Palazzo bölgesi biraz daha ‘trendy’ ve curcunalı. Popüler müziklerin sesi oradan yükseliyor. En uzun, teknik olarak en gelişmiş lift’i burada.
Türkiye’deki tüm kayak merkezlerindeki müzik ironisi, Kartalkaya’da da mevcut. Neon kıyafetleriniz, yanar dönerli gözlüklerinizle tam gaz ilerlerken kimi zaman en damar Türkçe şarkılara da denk gelebiliyorsunuz.
OTELLERDEN
Aspen’den çıkmış gibi görünen, bütün gün kaydığını asla belli etmeden şarabını yudumlayan şık müşteriler Goldenkey’de.
Müşteri kitlesi en genç
otel Dorukkaya. Popüler yeme&içme yeri Drop’a yakın. İçinde en iyi snowboard ve kayak malzemelerini bulacağınız SPX mağazası var.
Otellerin en yenisi geçen yıl açılan Kaya Palazzo. En güzel yanı Swiss Fondue Restaurant. Sahibi İstanbul Yeniköy’deki Café Swiss’in de sahibi olan İsviçreli Ursula, iyi fondünün garantisi. Romantik de bir yer.
Yıllardır Kartal Otel’de kalıyorum. Sıcakkanlı personeli, ağaç ağırlıklı yapısı, nefis yemekleriyle ev rahatlığını yaşatıyor. Odaları geniş. Bir lüksü yok ama eksiği de yok.
Dağın yenileri: Drop ve biber
Bu sezon en büyük yenilik, Dorukkaya ve Kaya Palazzo’nun kullandığı pistte daha önce Chocolate ve Biber olarak işletilen mekânın Reina tarafından Drop adıyla yeniden açılması. Dağda görme ve görülme, eğlenme, yeme-içme ve dans etme yeri burası.
Üç saat kaydıktan sonra benim keşfettiğim ilk fark kapının önüne kurdukları dev barbekü ve nimetleri oldu tabii. Sucuklarını kendileri yapıyorlar. Sucuk dürüm, hamburger, hamur bohçada çöp şiş ve sıcak şarap favorim. Hatta Kartalkaya’da içtiğim ilk güzel sıcak şarap.
Kapının önündeki şezlonglarda postlar, son model şömine, zengin şarap mönüsü, iddialı bir gece kulübünü aratmayan ses donanımı ve en popüler şarkılar burada.
Kartal otellerinin pistindeki alt kafe de artık yeni bir işletme. Adı Beeves. Bütün çalışanlar kovboy şapkası giyse de Colorado’da değil, Kartalkaya’da olduğunuz hissinden uzaklaşmıyorsunuz. Yine de geniş restorana hoş dekoratif dokunuşlar ve yepyeni bir mönü getirmişler. Beeves, bir steak restoranı. İstanbul Caddebostan şubesi size referans olabilir.