Beyşehir Gölü nerede ve hangi şehirde? Beyşehir Gölü oluşumuö Özellikleri, derinliği, büyüklüğü ve efsanesi
Beyşehir Gölü, Türkiye’nin büyüklükte üçüncü sırada yer alan tatlı su gölüdür. Konya topraklarında bulunan Beyşehir Gölü’nün nasıl oluştuğunu öğrenebilir, göl hakkında tüm detaylara ulaşabilirsiniz. Beyşehir Gölü ile alakalı farklı efsaneler bulunmaktadır. İşte Beyşehir gölüne ait tüm detaylar.
Beyşehir Gölü yaklaşık 45 kilometrelik uzunluğu ile ülkenin en büyük üçüncü gölü unvanını taşımaktadır. Sık sık turistlerin ziyaret ettiği, eşsiz güzellik 650 km² alana yayılmıştır.
İç Anadolu bölgesinde yer alan Beyşehir Gölü, Konya ilçesinde yer almaktadır. Adını bulunduğu ilçeden alan göl Beyşehir ve Seydişehir ilçeleri arasındadır. Tatlı su içeren Beyşehir Gölü’nde sudak, sazan gibi farklı balık çeşitleri yaşamını sürdürmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin sıkça tercih ettiği Beyşehir Gölü, doğal güzelliği ve el değmemiş toprakları ile görenleri hayran bırakmayı başarmaktadır.
Beyşehir Gölü Oluşumu
Özellikle günbatımında eşsiz bir manzaraya sahip olan Beyşehir Gölü, havza tabanı fazla çökmeden, etrafta bulunan dağların yükselmesi ile oluşmuştur. Anamas Dağları ve Sultan dağları arasında bulunan iki fay grabende oluşturarak, tektonik bir göl olan Beyşehir Gölü’nün oluşumu meydana gelmiştir. Gölün üzerinde farklı boyutlarda 33 ada bulunmaktadır.
Beyşehir Gölü Özellikleri
Beyşehir Gölü üzerinde farklı boyutlardan oluşan 23 ada bulunmaktadır. Gölün yüz ölçümü yaklaşık 650 kilometrekaredir. Ortalama derinliği en fazla 10 metre olan Beyşehir Gölü, deniz seviyesinden 1120 metre yükseklikte bulunmaktadır. Genişlik olarak kuzeyden güneye doğru derinleşen gölün, maksimum genişliği 28 kilometre civarındadır.
Beyşehir Gölü Efsanesi
Beyşehir Gölü’nün uzun yıllardır konuşulan en büyük efsanesi “yürüyen kervan” olmuştur. Nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar ulaşan efsane Beyşehir Gölü Havzası üzerinde yaşanmıştır. Efsaneye göre kış aylarında oldukça soğuk olan Konya’da Beyşehir Gölü tamamen veya kısmi olarak buz tutmaktadır. Yine soğuk geçen bir kış döneminde soğuktan tamamen buzlaşan gölün üzeri karlarla kaplanmıştır. Karlardan dolayı gölü fark etmeyen deve kervanı, Anamas dağından inerek ilerlemektedir.
Develer ile beraber yürüyen Yörükler gölü çöl sanarak yollarına devam ederken, etraftaki insanların şaşkın bakışları ile izlenmektedir. Meraklı kalabalığın buradan geçmeye nasıl cesaret ettiklerini sorması üzerine, Yörükbaşı “Burası çöl değil de göl mü?” diyerek insanlara yanıt veriyor. Geçtikleri bu yolun çöl olmayıp göl olduğunu fark eden Yörükler, göl kıyısında develerden birisini keserek dua ediyor.