Paylaş
Sizce bir kez suç işleyen kişi, ömür boyu suçlu mudur?
Bu uygulamadan anlıyoruz ki adalet sistemimizde bunun yanıtı, “Evet!”
Adalet sistemimize ve MEB’e göre, “Bir defa suç işleyen kişi her zaman suçlu ve toplumdan uzak tutulmalı.”
Bir eğitimci olarak bu kişilerin sorgusuz sualsiz işten alınmasına karşıyım.
MEB NE YAPMALIYDI?
Bu durumda MEB ilk olarak bu sabıkalı kişileri (Aralarında arananlar da varmış. Onları ayrı tutuyorum.) incelemeliydi.
İlk önce iyileştirme ve terapi sürecine alınmışlar mı, cezaları infaz edildikten sonra başka bir suç işlemişler mi kontrol etmeliydi.
Şimdi bu kişilere ne mesaj verildi: Siz suçlusunuz, siz kötüsünüz. Öyle kalın.
Hayatın onlara verdiği şansı, devlet onlardan aldı.
Şimdi asgari ücret ile çalışan bu kişiler ne yapacak?
Bu kişilerin topluma kazandırılması gerekmiyor mu?
ADALET BAKANLIĞI
Adalet bakanlığının Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanlığı var.
Bu kurumun görevi eski mahkûmların topluma kazandırılmasını sağlamak.
Bu kişiler için önceden bir şeyler yapmışlar mıydı?
Bu kurumun bu uygulamaya tepkisi ne oldu acaba? Fikir beyan etti mi?
CEZAEVİ SİSTEMİ
Tabii ki şöyle bir gerçek de var.
Aftan çıkan kişilerin çoğunun tekrar cezaevine döndüğünü biliyoruz. Bu da gösteriyor ki cezaevi sistemi suçluları ıslah etmede yetersiz kalıyor.
İlk önce bu düzeltilmeli. Tabii ki bu olmayınca, eski mahkumların tekrar suç işleme ihtimali artıyor ve bundan dolayı da toplum eski mahkumlara olumsuz bakıyor.
Bu olumsuz bakışlar da bu tür uygulamalara sebebiyet veriyor.
Konu çocuklar olunca hassasiyetimiz daha da artıyor.
İNSAN DOĞASINA BAKIŞ
Toplum olarak eski mahkumlara olumsuz bakış açımız, kültürel yapımızın yansıması.
MIT’in (Massachusetts Institute of Technology) ünlü hocalarından Douglas McGregor 1960’larda şu anda klasik olan çok önemli bir kitap yayınlıyor. Kitabın adı ‘Şirketlerin İnsani Tarafı’ (The Human Side of Enterprise).
Ana tezi de şu: yöneticiler insan doğasına bakışı açısından Teori X ve Teori Y’ye inananlar olarak ikiye ayrılıyor:
Teori X’e inan yöneticiler insanların özünde kötü ve tembel olduğunu varsayıyor. Teori Y’ye inananlar insanların özünde iyi ve çalışkan olduğuna inanıyor.
HANGİSİ DAHA BAŞARILI?
Araştırma gösteriyor ki Teori Y’ye inanan yöneticilerin şirketleri çok daha başarılı, insanlar daha mutlu ve sağlıklı. Daha fazla güven ve işbirliği var. Çalışma ortamları ideal.
Bir ülkeyi de bu açıdan değerlendirebiliriz.
Bizim ülkemiz genellikle Teori X’e inananlar ile dolu. İnsanlara güven az. İnsanların kötü olduğuna inanıyoruz.
Gelecek, Teori Y’ye inanan ve özünde insanların iyi olduğuna inanan vatandaşlar yetiştirmekte.
Tamam, sabıkalı insanları baş tacı etmeyelim, ama en azından onların da özünde iyi olduğunu varsayarak kararlar verelim. Onları topluma kazandıralım.
Paylaş