Paylaş
Antakyalı, solo sergiler açan sanatçıların ön plana çıkmasını sağlayan galericilerle kesişen yollar ile evrensel çağdaş sanatın sınırlarının günümüzdeki noktaya taşınmasına önem veriyor.
Antakyalı sanatını sokaktan besleyen bir sanatçı. Kendini tanımlarken “Ben kent insanıyım” diyor. İşlerinde ana tema hep metropol ve sokaklar. O sokakları resmetmiyor, sokakları iç mekanlara taşıyor. Kentten ve kent insanının günlük koşuşturmalarından besleniyor, sokağı ve sokağın jargonunu iyi biliyor, işlerine yansıtıyor. Yanından geçip de fark edilmeyen görüntü bombardımanından seçkiler sunuyor.
BETON TUVAL
Antakyalı, kendi yöntemiyle tuvali neden betonla buluşturduğunu şöyle anlatıyor:
“Beton metropoldeki yapıları oluşturan ana materyallerden biri. Duvarlar, cadde ve sokaklar, viyadükler, köprüler, barajlar, setler, stadyumlar, hava ve deniz limanları, otobüs terminalleri, taşıyıcı elemanlar. Hep içinde, üstünde, altındayız...”
SORULAR, SORULAR...
“Kriminal” adını verdiği son çalışmalarını Ankara Tepe Prime Galeri m1886’da sergileyen Antakyalı, betonlarıyla sanatın kime ve neye göre suç olduğunu aramaya çalıştığını belirterek, “otorite”ye de gönderme yapmaktan geri kalmıyor:
“Suçluların kendini sürekli olarak geliştirdikleri günümüzde suçla mücadele yöntemlerinin de sürekli yeniliklere açık olması gerekmektedir. Peki sanat kime ve neye göre suçtur? Geleneksel teknikleri reddeden sanatçı, suçlu mudur? Estetik kolay okumalarla masum iken, zor okuma gerektiren bulgular ile yapıtı ve onu üreten insanı neye, kime göre suçlu kılar? Kişinin kendini eğitmesi otoriteye göre suç sayılabilir. Kriminal, her çağda en çok inovasyonu gerçekleştiren bulgu teknikleri dizisidir. Sosyal yaşam birey için ne kadar önemli ise sanat için de o kadar önemlidir. Ülkemizde (otoriteye göre) sanat ve sanatçı masumiyeti kanıtlanamayan suçlu durumundadır. Peki sanatçı ve onun eylemi olan sanat suçlu mudur? Suçu sanata ve sanatçıya yükleyen kimlerdir? Otorite sanatın olmazsa olmazlarını belirleyebilir mi? Hangi zihniyet hangi düşünce sanatçıyı ve sanatı suçlu ilan eder ve kimleri tetikçi olarak kullanır? Suçlu azmettiren midir? Provoke eden midir? Azmettiriciler yarım yamalak bilgileri ile kimleri kandırabilir? Güncel olanın beslendiği süreci dahi bilmeyen midir suçlu? Yoksa sonuca ulaşmaya emek harcayan sanatçı(lar) mıdır? İnsanın biyolojik evrimi kadar düşünsel evrimi de önem kazanabilir mi?”
KENTTE NE VAR?
Nur Koçak (2 Kasım’a kadar-Galeri Nev/GOP), Cem Sağbil heykel sergisi (5 Kasım’a kadar-Arete Sanat/Yıldız), Serdar Pehlivan fotoğraf sergisi (22 Kasım’a kadar-Atlas Sanat/Çankaya), Tuğçe Şenol (5 Kasım’a kadar-BiTabu Sanat/Yıldız), Vahap Taşkınsoy (23 Ekim’e kadar-Erge Sanat/CEPA AVM), Takı- tablo-nazarlık sergisi (23 Ekim’de açılacak-Ankara Vakıf Eserleri Müzesi/Ulus), Ülke Yalım Günay (22 Ekim’de açılacak-Galeri Gözde/Y.Ayrancı), Tuğrul Cankurt (Ekim boyunca-Nurol Sanat/Güvenevler), Nevzat Can (25 Ekim’de açılacak-Stillife Sanat/ Hilal Mah.), Aslıhan Demirtaş (31 Ekim’e kadar-Salt/Ulus), Betül Burnaz (22-27 Ekim/ TBMM Mustafa Necati Sanatevi/Kızılay), Karma sergi (31 Ekim’e kadar-Anka Sanat/Doğukent Bulvarı/Çankaya), Karma sergi (30 Ekim’e kadar-Galeri Polart-Hilal Mah.), Karma sergi (25 Ekim’e kadar-Sevgi Sanat/Çankaya)
Paylaş