Sahuru atlamayın, iftarı abartmayın

Sağlıklı birinin günde 12-14 saatlik bir süreyi yiyip içmeden geçirmesi tıbbi açıdan ciddi bir sorun yaratmaz.

Eğer şeker hastalığı, ağır hipertansiyon, ciddi bir organ yetmezliği ve benzeri sağlık sorunları yoksa aklı fikri yerinde sağlığı iyi olan herkes oruç tutabilir. Ne var ki (sağlığınız iyi de olsa) oruç tutarken sağlığınızda bozulma işaretleri ortaya çıkarsa (örneğin hipoglisemi nöbetleri yaşamaya ve bununla ilgili sağlık problemleri ile boğuşmaya başlarsanız) ya da beden ve ruhsal fonksiyonlarınızda bazı arızalar başlarsa oruçta ısrar etmemeli, ara vermelisiniz. Önemli olan ramazan ayı boyunca bedensel ve ruhsal yönden kendinizi “inanmış ve adamış” bir şekilde arınmaya, temizlenmeye, dua etmeye, iyiliğe, kısacası iyi hayatın inşasına yöneltmeniz ama bu arada sağlığınızı da gözetmenizdir.
Ben her ramazan ortaya atılan diyet tavsiyelerinden genellikle ürker, bu çoğu ipe sapa gelmez önerilerin nerede ve nasıl üretildiğini anlamakta güçlük çeker, “Ramazanda nasıl kilo verilir?” gibi dizileri endişeyle izlerim. Bana göre yapılacak şeyler son derece kolay ve anlaşılabilir küçük bazı değişimlerdir. Oruç tutarken de yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermeye devam etmek, öğünleri “sahur-iftar” ana öğünleri ve iftardan bir-bir buçuk saat sonrasına bırakılan bir veya iki ara öğünle desteklemekten yeterlidir. Eğer sahura kalkmaz (yani tembellik ya da efelik yapıp (!) sahura kalkmadan oruç tutmaya kalkarsanız) önemli bir yanlış yaparsınız.

SAHUR ÖNEMLİ

Sahuru mümkün olduğu kadar geç saatlere kaydırmanız, sahurda proteinden zengin yoğurt, peynir ağırlıklı kahvaltı yapmanız ya da çorba, zeytinyağlı sebze yemeklerinden oluşan besinlerle sahuru desteklemeniz iyi olur. Sahurda dikkat etmeniz gereken temel nokta (özellikle gün içinde acıkma eğiliminde olan biriyseniz) midenin boşalma süresini uzatan ve tokluk hissini güçlendiren yiyeceklere öncelik vermenizdir. Bulgur pilavı, mercimek eklenmiş çeşitli yemekler, kuru fasulye ve nohut gibi seçeneklerden bu amaçla faydalanılabilir. Prensip olarak sahurda da aşırı yağlı, şekerli, tuzlu, hazmı zor yiyeceklerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Sahurda ayran, sebze suları, soda ve mineralli sulardan istifade etmeyi unutmamanız gerekir. Yavaş yemeli, yeme saatini uzatmalı ve sahurdan hemen sonra tok karna uyumamayı tercih etmelisiniz.

İFTARA DİKKAT

İftar seçeneklerine gelince... Zeytin, peynir, domates, salatalık ve benzeri iftariyelik yiyecekler son derece akılcı seçimlerdir. Sofranızı kesenize ve damak zevkinize göre oluşturmalısınız. Ben çorba seçeneğinin hava ne kadar sıcak olursa olsun her iftar öğününde bulunması gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra 10-15 dakikalık bir kısa dinlenme aralığı bırakmalı ana yemeği bu dinlenme aralığından sonra yemelidir. Ana yemekte sevdiğiniz her şeyi yiyebilirsiniz. İmkânlar ölçüsünde proteinli bir ana öğün (et, tavuk, balık) ve buna eklenmiş sebze yemeği ve salata seçenekleri en doğru seçimlerdir.
Hafif şeyler yiyin, yağlı yiyeceklerden, ağır besinlerden uzak durun. Az yağla yapılan kızartmalardan, buharda, tencerede, düdüklüde pişmiş yemeklerden daha çok istifade edin.
İftarınıza bulgur pilavından kuskusa, zeytinyağlı yemeklerden sulu tencere yemeklerine kadar başka seçenekleri de ekleyebilirsiniz. ıftar yatsı arasında da yeteri kadar su içmeyi ihmal etmemenizi tavsiye ederim.
Bir önemli noktayı da hatırlatmakta fayda var: Uzun ve sıcak yaz akşamlarında iftar uyku arasında kalan 3-4 saatlik sürede tembellik yapmak yerine evden çıkıp biraz dolaşmanızda da fayda var. Bu kısa mesafeli yürüyüşler yalnız sindirime yardımcı olmakla kalmaz dolaşımınızı destekler sizi iyi ve kaliteli bir uykuya hazırlar.
Keyifli, huzurlu, sağlıklı bir ramazan geçirmenizi diliyorum.

Kanser göstergesi testler

Vücuttaki kanser hücreleri tarafından yapılan bazı kimyasal maddeler kana karışırlar, bunların tespiti ve seviyelerinin ölçülmesi kanser teşhisinde veya takibinde kullanılabilir. Ancak, tümör markerleri denilen bu kimyasal maddeler vücuttaki normal hücreler tarafından da salgılanabilir veya kanser olmayan durumlarda da (iltihap gibi) seviyeleri kanserdeki kadar yüksek olmasa da artmış bulunabilir. Bu durumlarda kanser teşhisinde kafa karıştırıcı olabilirler. Tümör göstergeleri (markerlerine) örnek vermek gerekirse:
PSA (prostate specific antigen): Prostat kanseri
Ca 125 (cancer antigen 125): Yumurtalık kanseri
Calcitonin: Modüller tiroid kanseri
AFP (alpha-feta protein): Karaciğer kanseri
HCG (human chorionic gonadotropin): Testis ve yumurtalıktaki gam hücreli kanserler
DR. ERHAN CANKAT

“Çakma” diyetlere dikkat edin

HİÇ çaba harcamadan ÇOK hızlı kilo kaybını vaat eden diyetler;
Çok KATI kuralları olan, belirli gıda gruplarının tüketimini YASAKlayan, bazılarını kısıtlayan diyetler;
Herhangi bir çalışma ile desteklenmeyen, güvenilirliği zayıf diyetler;
Tıp fakültelerinin ilgili kürsülerinin, beslenme ve kilo yönetimi konusunda uzmanlaşmış kliniklerin, ulusal ya da uluslar arası organizasyonların önerileri arasında yer almayan, bilimsel uygulamalarına ters düşen diyetler;
Gıdaları İYİ ya da KÖTÜ gıdalar olarak gruplayan diyetler;
Vaat ettiği sonuçlar gerçek olamayacak kadar güzel görünen, örneğin iki haftada 5 kilo kaybettiren diyetler;

YAĞ YAKAN ya da METABOLİZMAYI HIZLANDIRAN gıdalardan oluşan diyetler;
Bir hekim ile konsülte edildikten sonra lisanslı bir beslenme ve diyet uzmanı tarafından hazırlanmamış olan diyetlere dikkat edin, itibar etmeyin!
DR. EVREN ALTINEL

Prostat kanseri riskiniz varsa

Araştırmalar fazla miktarda kırmızı et ve et ürünleri tüketmenin prostat kanseri riskini arttırabileceğini gösteriyor. Ayrıca, prostat kanseri yüksek erkeklerin, kalsiyum haplarını kullanmaya başlamadan önce doktorlarıyla görüşmeleri gerekiyor. Yüksek dozda kalsiyum ihtiva eden kalsiyum desteklerini kullananlarda prostat kanseri riski yükseliyor. Bu durum özellikle düzenli multi vitamin hapı alan erkekleri ilgilendiriyor.
Kalsiyum muhtevası yüksek vitamin desteklerini erkeklerin uzun süre kullanması tavsiye ediliyor. Prostat kanseri riski olan erkeklere bir uyarı da kilo yönetimi uzmanlarından geliyor. Obez erkeklerde prostat kanseri riski artıyor. Eğer prostat kanseri bakımından riskli biriyseniz aşağıdaki öneriler işinize yarayacaktır.
* Daha sık ve bol domates ve domates ürünü yiyin. Domates suyu için.
* Keten tohumu içeren desteklerden uzak durun.
* Kırmızı eti azaltın.
* Gereksiz yere kalsiyum hapı kullanmayın.
* Yüksek dozda kalsiyum içeren çoklu vitamin desteklerini (multivitamin) almayın.
* Aktivitenizi artırın.
* Sağlıklı kilonuzu koruyun.
* Günde 2-3 bardak yeşil çay için.
* Selenyum ve Saw Palmetto içeren desteklerden faydalanmayı da düşünebilirsiniz. Bu destekleri de doktorunuza sormadan kullanmayın.
Yazarın Tüm Yazıları