Revizyonist Anayasa

TABİİ ki değişmeli. Sonradan söyleyeceğimi baştan belirteyim. Anayasa değişmeli.

1982 Anayasası’na, şeffaf zarflarla baskı oluşturulmasına karşın "Hayır" oyu vermiştim. Anayasa’nın içeriğinden çok onu biçimlendiren hakim zihniyete, Anayasa’nın hazırlanış biçimine karşı olduğum için, "Hayır" dedim.

Darbe ile ve onun neden olduğu sonuçlarla hiç yüzleşmeden, Türkiye’nin demokratik laik sistemini olgunlaştıracak iklimin nasıl bozulduğunu, mahvolduğunu, neden böyle olduğunu hiç sorgulamadan hazırlanan bir metnin, halkın önüne konmasına karşıydım o yüzden içi görünen zarflara hayır pusulasını yerleştirmiştim.

Çoğunluğun o Anayasa’yı onaylamış olmasını da doğrusu pek ciddiye almadım.

Bu oylama referandumların, demokrasilerin en tartışmalı araçları olduğunu bir kez daha ortaya koymuştu. Darbecilerin kendilerini halka onaylatmak, işkenceler, idamlar ve onca rezaletten sonra "demokratik" destek sağlamak için başvurdukları bir aracı, sırf, halk oy kullandı diye meşru göremedim doğrusu.

O büyük "evet"in, yani referandumun 1982 Anayasası’nı meşrulaştırmaya yetmediğini anlamak için yirmi beş yıl gerekti.

* * *

EVET
bu Anayasa’yı değiştirmek gerekiyor. Ama ne yazık ki bu konu iktidar partisi dışında muhalefetin gündeminde hiç yok. CHP ve DTP de dahil. Parlamento dışı muhalefet de suskun.

Tartışmayı birilerinin başlatması gerekiyor. Doğru. AKP bunu yaptı. Buna da itirazım yok.

Ama öyle apar topar bir süreç açıldı ki, taslağın yayınlanmasından bir hafta sonra, bu taslak üzerinden, Türkiye’nin yeni anayasasını tartışır olduk.

AKP’nin, taslak ile ilgili olarak AB büyükelçilerini bilgilendirecek olması da bunu gösteriyor.

Tabii bu arada, gündemde bekleyen çok önemli birçok konu da ertelenmiş oluyor.

Avrupa Birliği’ne, "Anayasa değişikliği yapıyoruz, reformların yolunu açacağız, bizi sıkıştırmayın" mesajı veriliyor.

Bu çok yanlış bir başlangıç.

301 neden hálá bekliyor? Neden Güneydoğu için kalkınma paketi bir an önce hazırlanıp hayata geçirilmiyor? Neden aile içi şiddete karşı mücadelede sığınma evleri gibi alt yapı hazırlıklarının tamamlanması için düğmeye basılmıyor?

Bu adımların atılmasının önündeki tek engel bugünkü Anayasa mı?

* * *

SİVİL
bir anayasa yapıyoruz iddiasıyla hazırlanan ve tartışılan anayasayı incelediğimde, yeni bir anayasa hazırlığından çok bir anayasa revizyonu görüyorum. Sivil anayasa bu mantıkla mı hazırlanır?

Türkiye 12 Eylül 1980 zihniyetiyle hesaplaşmadan gerçek bir sivil anayasaya sahip olamaz.

Siz istediğiniz kadar taslağınıza ’farklılıklar zenginliğimizdir’ diye yazın, Başbakan’ın talimatıyla hazırlanmış olan insan hakları raportörleri Prof. Kaboğlu ve Prof. Oran, Kürtlerin etnik haklarından söz ettiler, azınlık sorunlarının altını çizdiler diye suçlanıyorlarsa, farklılıkların zenginlik olduğu filan hepsi anayasa kitapçığının sayfaları arasında kalır, hayata geçemez.

Anayasa değişikliği, rövanşist önceliklerle değil yeni bir toplumsal ivmenin gönüllü kararlılığı ile gerçekleştirilmezse, demokratik süreçler dayatmaların aracı haline dönüşür ve biz bir 25 yılı daha heba ederiz.
Yazarın Tüm Yazıları