Paylaş
Bizim ailede rest çekme olayı genetik olarak yok galiba. Ailemde rest çekmiş kimseyi bilmiyorum.
İzin de yok rest çekmeye. Verilmez pek...
Havada bi yerde “Asla!” yazan bir tabela asılı durur.
Dahası, bizde rest çekene, nutuk çekerler. “Rest çekemezsin” resti çekerler. Resti bırak küsemezsin bile. Bizde küslük de olmaz.
Alışmadık totoda duramayan don gibidir küslük ve bizim aile...
Hayatımda ilk defa rest çekebilenlere ve rest çekmeye kafa yoruyorum.
Özeniyorum.
Öğrenmek istiyorum.
Kuzenim getirdi bunu da gündeme, yoksa böyle derin düşünmek hiç aklıma gelmezdi.
Kimi zaman profesyonel hayatta, kimi zaman da özel hayatımda inanılmaz tıkandığım zamanlar var. İçimden hemen kestirip atmak, rest çekmek gelir ama, hemen kışkışlarım o duyguyu.
Ah bi çekebilsem o resti ona buna şuna!
Yazması bile yapmışım gibi rahatlatıyor şu an.
Daha önce hiç uygulamadığım için, nasıl yapılır emin değilim. Aslında korkuyorum.
Öyle atla deve şeyler de değil hiçbiri.
Cır cır şeyler.
****
“Kes at be kızım Yonca!” diyorum. “Sonunda ölüm yok ki! Kurtul... azad et kendini!”.
Ne kaybedersin?
Hiç.
Ne kazanırsın?
Zaman ve huzur!
Ayol bundan daha şahane ikili var mı?
Yok.
E ne duruyorsun?
Bil-mi-yo-rum!
****
İşe yaramayan konulara...
Zaman-güç-ömür ve iyilik tüketen şeylere...
Niyeti iyi olmayan insanlara...
Gücümü, enerjimi alan; bana ağırlık veren, engelleyen her şeye ŞİMDİ rest çekmek, onlardan kurtulmak istiyorum.
İçime bastırılmış öfke nöbetleri dolduran her şeyle göbek bağımı kesip kopartmak istiyorum.
Mutluluğuma gölge düşüren her şeyi tek hamlede defetmek istiyorum hayatımdan.
İçimdeki canlı kanlı heyecanlı Yonca’yı bu Ara-lık sil baştan doldurasım var.
Yapabilirim.
Yonca
“kes-at”
Paylaş