Paylaş
Yaşar Holding, Türkiye’de birçok konuda olduğu gibi, sanat alanında da ilkleri gerçekleştiriyor. Özel sektörün desteklediği ilk ve en uzun soluklu resim yarışması olan ‘DYO Resim Yarışması’ bu yıl 35. kez düzenleniyor. Türk sanat hayatında önemli yer tutan yarışmaya ilgiden memnun olduklarını anlatan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, sanata desteklerinin artarak devam edeceğini anlatıyor. Çocukluğunda sanat ve sporla ilgilendiğini, ama önemini iş hayatına atıldıktan sonra çok daha iyi anladığını söyleyen Yiğitbaşı, özellikle çocukların ve gençlerin daha yakından ilgilenmelerini desteklediklerini vurguluyor. 35. Dyo Resim Yarışması’nda ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan eserler, İzmir Resim, Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi’nde 28 Ocak’a kadar sergilendikten sonra Antalya, Gaziantep, Ankara, Erzurum ve Krasnodar/Rusya’da sanatseverlerle buluşacak.
RENKLERDE VE BOYAYA OLAN TUTKUYLA BAŞLADI
- DYO Resim Yarışması’nın ilk düzenlenme amacı neydi? Sanat hayatına nasıl etki bırakmak amacıyla başladı?
- 1941’de Türkiye’nin ilk üretimiyle ilk boya markasını yaratan ve 1954’de DYO Boya Fabrikası’nı kuran merhum Durmuş Yaşar ve Onursal Başkanımız Selçuk Yaşar’ın renklere ve boyaya olan tutkusu eskilere dayanıyor. Bu tutkuyla, DYO’nun kuruluşundan 13 yıl sonra Türk resim sanatını desteklemek, yeni sanatçılar kazandırmak, gençleri resme özendirmek amacıyla DYO Resim Yarışması başlatıldı.
- Başladığı dönemin ve bugünün sanat hayatına bakılınca nasıl bir süreç göze çarpıyor? Yarışmanın nasıl etkisi olmuş olabilir?
- Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’nın düzenlediği DYO Resim Yarışması 1967’de Türkiye’nin sanayileşme süreci devam ederken ve Türkiye ekonomik anlamda değişirken sosyal değişime destek ve sanata katkı amacıyla başlatıldı. 45 yıllık süreçteresim sanatının gelişimini izlemek mümkün. Başladığı yıldan bu yana yarışmaya katılan eserleri incelediğimizde sanatın ve sanatçının nasıl geliştiği, değiştiği ve hatta teknolojinin sanata yansıması ve katkısını çok net görebiliyoruz.
İLKİNE 91 SANATÇI KATILMIŞKEN BUGÜN SAYI BİNE ULAŞTI
- Yarışma bir çok ilkler ve enler barındırıyor. Bunlardan kısaca bahsedebilir misiniz?
- Türkiye’de özel sektörün düzenlediği ilk resim yarışması. 45 yılda 12 bin 886 sanatçı 21 bin 715 eserle katıldı. Yarışmanın başlangıcından bu güne 2 bin 773 eser sergilendi ve 196 eser ödüllendirildi. 25 şehirde 127 sergi açıldı. 1967’deki ilk yarışmaya 91 sanatçı 271 eserle katılımışken 2012’de 944 sanatçı bin 585 eserle katıldı. Yarışmanın ne denli büyüdüğünü ve ilgi gördüğünü bu rakamlardan anlayabiliyoruz.
- Bu yarışma ile sanata kazandırılmış veya önü açılmış sanatçılardan bahsetmek mümkün mü?
- Yarışma çok sanatçı kazandırdı, çok sanatçının sanat hayatına katkıda bulundu. Fahri Sümer, Cavit Atmaca, Bilal Erdoğan, Zafer Gençaydın, Zahit Büyükişleyen, Yalçın Gökçebağ, Cuma Ocaklı gibi şu anda adını sayamadığım birçok ünlü sanatçı yarışmaya katılıp ödül almıştır.
ÖDÜL KAZANAN ESERLER İLK KEZ RUSYA’DA SERGİLENECEK
- DYO Resim Yarışması yurtdışında nasıl bir etki bırakıyor. Uluslararası çalışmalar nelerdir?
- 1999’da düzenlenen 29. DYO Resim Yarışması’na yurtdışından ilk kez katılım oldu. Kıbrıs, İsveç ve Romanya’dan sanatçılar katıldı. Romanya ve Kıbrıs sergileriyle yarışma sergileri ilk kez yurtdışına açıldı. 35’nci yarışmada ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan eserler, yurtiçi sergilerinin ardından ilk kez Rusya Krasnodar’da sanatseverlerle buluşacak.
- Yaşar Holding’in sanata verdiği destek gelenekselleşmiş durumda. Bunda en büyük etmen nedir?
- “Daha iyi bir yaşam için”, Yaşar Topluluğu’nun vizyonunu ifade ediyor. Kurulduğu günden bu yana Türk ekonomisine, üretim, istihdam ve yaratılan markalar anlamında büyük katkılar sağlayan topluluğumuz, ekonomik gelişimin yanı sıra toplumun sosyal gelişimini de destekleyecek projeler üretiyor. Bizim için, sadece ekonomik ve çevresel değil sosyal sürdürülebilirlik de çok önemli. Ürünlerimizi tüketicilerimize sunarken, onlara sadece bir ürün değil daha iyi bir yaşam sunmaya çalışıyoruz. Tüketicilerimizin sadece fiziksel ve zihinsel gelişimine değil sosyal gelişimine de destek olmak amacıyla sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.
ÖDÜL ALAN 7 ESERDEN 5’İ İZMİR’DEN, İZMİR SANAT DUYARLI
- İzmirlilerin sanata tepkisi nasıl? Bu tip organizasyonların değeri biliniyor mu?
- 35. DYO Resim Yarışması’na çok sayıda İzmirli sanatçı katıldı. Hatta ödül alan 7 sanatçının 5’i İzmir’den. 10 Ocak’taki sergi açılışına çok sayıda sanatçı ve sanatsever katıldı. İzmir halkı sanatı ve sanatçıyı destekliyor. Tüm sanatsal organizasyonlarda salonların dolu olduğunu görüyoruz. Bu aynı zamanda bir potansiyeli de işaret ediyor. Kazandırılacak yeni kültür merkezleri ile sanatla daha çok içiçe olacak bir İzmir yaratmak mümkün.
- Resim yarışması dışında birçok farklı sanat etkinliği gerçekleştiriyorsunuz. Bunlardan da kısaca bahseder misiniz?
- DYO Resim Yarışması, çok uzun süredir devam ediyor. Bunun yanı sıra 31 yıldır başarıyla gerçekleştirdiğimiz Pınar Çocuk Resim Yarışması, 1987’de kurulan Pınar Çocuk Tiyatrosu ile sanata desteğimizi sürüyor. 2012’de Pınar Çocuk Resim Yarışması’na Türkiye’nin dört bir tarafından ve ayrıca KKTC ve Almanya’dan da öğrenciler katıldı, toplam bir milyon 68 bin 440 resim gönderilerek bir rekora da imza atıldı. Pınar Çocuk Tiyatrosu ile 25 yılda Türkiye’nin her tarafında yaklaşık 3 milyon çocuğu tiyatroyla ücretsiz buluşturduk.
2012’DE RESİM YARIŞMALARIMIZA KATILIM REKOR DÜZEYDE
- Bundan sonrası için neler hedefliyorsunuz? Özellikle gençlerimizi sanata daha fazla yönlendirmek adına neler yapmayı planlıyorsunuz? - İlk ve orta öğretim öğrencilerinin katıldığı Pınar Resim Yarışması ile çocukları çok küçük yaşlarda sanatla buluşturmayı hedefliyor, Dyo Resim Yarışması ile de sanatla buluşan çocuklarımızın ileriki yıllarda Türkiye için önemli birer sanatçı olmaları yönünde çalışıyoruz. Her iki yarışmamıza da gösterilen ilgi bizi çok mutlu ediyor. 2012 yılında hem Dyo Resim Yarışması hem de Pınar Çocuk Resim Yarışması’na rekor katılım sağlandı. Türkiye gibi sanata ilginin henüz tam anlamıyla olgunlaşmadığı bir ülkede bu katılımı sağlayabilmek, ilgiyi sürekli diri tutabilmek büyük başarıdır. Özellikle çocukların ve gençlerin dünyalarını anlayabilmek çok önemli. Onları daha iyi anlayabilmek ve faaliyetlerimizi bu doğrultuda geliştirmek, daha fazla kişiye ulaşabilmek üzere çalışıyoruz.
Paylaş