Ravza Kavakçı'nın buruk sevinci...

Ravza Kavakçı Kan, bugün TBMM'deki yemin törenine 16 yıl önce kardeşi Merve Kavakçı'nın yemin ettirilmediği o günkü başörtüsüyle katıldı. Bu hareketi bir anlamda kardeşine vefaydı.

Haberin Devamı

Kendisine duygularını sorduğumda ‘Sevincim buruk. Türkiye için ümit verici bir gelişme ama 16 yıl 1 ay 21 gün önce Merve Kavakçı’ya ve onun şahsında başörtülü kadınlara yaşatılan çirkin saldırıyı hatırlamak içimi acıtıyor. Öyle bir had bildirilmişti ki ancak 16 yıl sonra başörtülü yemin edilebildi. Bunu yaşatanlar ve sessiz kalanlar tarihin kara sayfalarına gömüldü ve gömülecek."dedi.

Merve ve Ravza; ikisi de donanımlı, zeki ve bir o kadar hoşgörü sahibi iki kardeşler. Çok zor günler yaşadılar…

Merve’yi başörtülü milletvekili adayı yapan Erbakan Hoca da, “Bu kadına haddini bildirin!” diyerek meclisten kovan Bülent Ecevit de bugün aramızda yok. Yaşasalardı tepkileri ne olurdu bilemiyorum.

Haberin Devamı

Bu ülkede Başbakanın hedefinde olmak zordur. Öyle bir mahallenin kahraman ilan edip alkışladığına bakmayın. Hayatın gerçekleri başkadır.

Bu sebeple ne o gün Bülent Bey’in bir Başbakan olarak Merve’ye yaptığı çıkışı, ne de dün Tayyip Bey’in bir Başbakan olarak Amberin Zaman’a yaptığı çıkışı doğru buluyorum.

İkisinin de kendince haklı nedenleri olsa da bir kadın olarak her zaman buna itiraz ettim ve edeceğim…

Ravza’ya yeni görevinde başarılar diliyorum. Tek özelliğinin “Merve’nin kardeşi” olmadığını ispatlayacağına ve Türkiye’nin tanıdıkça Ravza’yı bağrına basacağına inanıyorum.

Milletvekili seçilen tüm kadın arkadaşlara başarılar diliyorum. Ülkemizde kadın olmayı kolaylaştıracak yasalara imza atmalarını ve siyasi görüşleri ne olursa olsun KADIN adına güzel çalışmalara imza atmalarını diliyorum.

Meclisteki çeşitliliğin korkulacak bir şey olmadığını Türkiye’ye göstermelerini bekliyorum.

Haberin Devamı

Her türlü ideolojik baskının son bulması için her birinin üzerine düşen sorumluluğun bilinciyle hareket etmelerini temenni ediyorum.

AHMET SEVER’İN KİTABI

Abdullah Gül’ün, “bir kahramanlık destanı olarak algılanır ve AK Parti’nin oyları düşer” düşüncesiyle kitabın çıkmasını seçimlerden sonraya bıraktırması samimi olmadı. Bunu Abdullah Bey’in öngörmemiş olması da ayrı bir mevzu. Böyle bir kitap, ancak anlatılan kişinin vefatından sonra yayımlanırsa anlamı olurdu.

Kitap, Abdullah Gül için prestij kaybı oldu maalesef. Ama en trajik durum Ahmet Sever cephesinde…

Sevdiği ve sahiplendiği, kahramanı tarafından sahiplenilmemek… Kaderin cilvesi işte!

Yarın Abdullah Gül, Ak Parti’nin Genel Başkanı olduğunda Ahmet Sever’in yerinin neresi olacağını zaman gösterecek ama hayal kırıklığının yerinin dolacağını zannetmiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları