Ralli -2-

‘‘Geyik üreme alanında ralli yapıldığını hiç görmemiştim’’ diye yazdığım için ralliciler kızdılar.

Bazıları Türkiye'nin Batı'ya tanıtımı için bunun yapıldığını söylediler.

Sanki Batı'da araba yok.

Ya da; Fransızlar-İtalyanlar-Japonlar gelip, kendi yarattıkları arabalara Türkiye'de bakacaklar.

Bakacaklar, nasıl gidiyor?..

Oysa asıl Antalya doğa parkının yeryüzünde bir eşi bulunmuyor. Asıl doğayı bozmazlarsa, insanlar onu görmek için durmadan gelecekler.

Bazıları ise; rallilerin teknolojideki gelişme sağladığını, böylece test edilen araçların daha gelişmiş üretildiğini belirttiler.

O zaman çamaşır makineleri olsun, buzdolapları olsun, gelişmeleri imkánsız...

Çünkü üzerlerine binilip ralli yapılamıyor.

*

Kimi ralli yöneticileri de Antalya'da yapılan Anatolian Rallisi'nin geyik koruma, ya da üreme alanı olan Milli Park içinden geçmediğini öne sürdüler.

Bu doğru değildi.

Çünkü 19 Ağustos tarihli, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün iç yazışması, rallinin Milli Park içinden (Kesme Boğazı'ndan) geçtiğini zaten kanıtlıyor.

Ve bu Milli Parklar Yasası'nın 14'üncü maddesine göre suçtur.

Yasayı kim çiğnerse, buna kim izin verirse, yargılanması gerekir.

*

Ama hepsinin ötesinde bir şey var ki:

Her türlü otomobil üretebilirsiniz. O otomobilleri her yerde, her zaman yarıştırabilirsiniz. İnanılmaz hızlara, akıl almaz teknolojilere ulaşabilirsiniz.

Ama yeryüzünün bütün güçleri bir araya gelse...

İşte; insanların bilinçsizliği sonucu yok olan Anadolu kaplanını artık kimse geri getiremez.

Ne de o ünlü doğu vaşaklarını...

Çünkü bittiler.

O zaman kimden yanasınız?..

Otomobil fabrikalarından, otomobil pazarlarından, dev otomobil sektöründen, onların rallilerinden ve doğaya karşı saygısızlıktan mı?..

Yoksa bu koca dünyada yaşama alanı kalmamış, tel örgüler arkasına sıkışmış, orada yaşamaya çalışan dilsiz, güçsüz, savunmasız geyiklerden, karacalardan, ceylanlardan mı?..

Kimden?..