Paylaş
17 yaşında Erdal Eren’i asan zihniyet ile Dilan’ın gördüğü muameleyi haklı çıkarmaya çalışan zihniyet arasında fark yok!
Olsa olsa zaman ve ‘şapka’ farkı var! Ama vandallık aynı!
İmralı’da, Kandil’de keyif çatarak oturup, binlerce kişinin katline hükmedenlere‘höyküremeyen’, meydanlarda ‘Türk bayrağına’ yasaklı örgüt paçavrası muamelesi yapan, ülkenin her köşesinde ‘yabancı devlet bayrağı’ gibi sallanan paçavralara ses bile çıkaramayan zihniyet, gaz bombaları ile komaya soktuğu Dilan’ın kanında ellerini yıkamaya çalışıyor!
O ses kâh ‘vali’ biçiminde İstanbul’da, kâh ‘milletvekili’ olarak sinkaf ederek TBMM’de, kâh ‘bakan’ olarak sosyal medyada mazlumken mağrur olmanın keyfini çıkarıyor.
Bir çocuğun bedeni üzerinde aczini örtmeye çalışan bir yönetici, bir Vali hiç görmemiştik bugüne kadar; bunu da gördük.
Militanmış!
Cana mı kıydı? Katliam mı yaptı? Dağa mı çıktı?
Ne çabuk da hükmünü vermişler? Ne çabuk da çarmıha germişler!
Militanmış!
Ama yeri yanlış! Dağda olmalıydı ki Habur gibi törenle karşılansın.
Bir Vali daha 17’sindeki bir çocuktan intikam almayı fıtratına uygun görmüş? Soralım kendisine; bir baba olarak dahi yüreği acımaz mı?
Quo vadis?
Korkmayın!
Geriye dönüp tekrar çarmıha gerilmeyi göze alacak çok Dilan’lar çıkacaktır bu ülkede.
Elbette ki onların yeri Dilan’ları çarmıha geren ‘Roma valisi’ misali kişiler ile tarih sayfalarında aynı olmayacaktır.B.E
Turing parça parça elden gidiyor...
TÜRKİYE Turing ve Otomobil Kurumu’nun Olağan Genel Kurulu bugün İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda saat 13.00’te yapılacak. Turing’in eski üyelerinden bir grupla konuştuk; hepsi üzgündüler. “Turing’in neredeyse yok edilmesine yönelik kararların alınacağı Genel Kurul’da bir yıl içinde usule uygun olmadık biçimde 1.200 civarında fazla üye kaydedilmek suretiyle yapılacak oylamaların tartışmalara sahne olması bekleniyor” dediler.
Turing’e son yıllarda ne oldu dedik; gündemle ilgili söyledikleri şu:
“Gündem maddelerinin en önemlilerini oluşturan; Safranbolu’da bulunan ve konaklama tesisi olarak kullanılan Küçük Konak ve Cevizli Konak’ın, kiracılıktan çıkılarak iadesine; Onursal Başkan rahmetli Çelik Gülersoy’un Turing’e kazandırdığı Beybağı Sokağı’ndaki 6 eski evin satışına, Kapıkule’de 80 dönümü bulan arazinin kamu yararına çalışan bir vakfa devrine kadar birçok konuda Yönetim Kurulu’na yetki verilmesi isteneceği konuşuluyor.
Geçtiğimiz birkaç ay içinde de, Turing’e ait Safranbolu’daki Havuzlu Asmazlar Konağı, İstanbul Sultanahmet’te Soğukçeşme Sokağı’ndaki Ayasofya Konakları, aynı sokakta Konuk Evi ve Sarnıç Restoran boşaltılmış, burada çalışanların işlerine de son verilmişti. Bunlar yetmezmiş gibi bir iktisadi işletme hüviyetinde olan Yayın İşletmesi de kapatılmıştı. Bu şekilde toplam 120 civarında eleman işten el çektirildi”.
Peki, yeni bir tüzük tadilatı söz konusu olabilir mi?
Eski üyeler şöyle konuşuyor:
“Olağanüstü Tüzük Tadil Kongresi yakın zamanda yapılmış olmasına rağmen yeniden bir tüzük tadilinin bu genel kurulda görüşülecek olması ise son derece düşündürücüdür. Tüzük tadili ile 7 kişilik Yönetim Kurulu 11 kişiye çıkarılan Turing’te, satmak, kiraya vermek, işletme kapatmak, eleman çıkarmak dışında hiçbir icraat yapılmamıştır. Dönemin Maarif Nazırı Haşim Paşa’nın, “Şu mektepler olmasa Maarif’i ne güzel yönetirdim” sözünün bir benzeri bugün Turing’te yaşanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt bir kültür abidesi olan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu yavaş yavaş ve çeşitli oyunlarla yukarıda anlatmaya çalıştığımız biçimde yok edilmektedir.”
Bu gidişle Turing’in merkezinin bulunduğu 11 dönümü bulan Seyrantepe’deki arazisinin yarın ne olacağını düşünmek bile insanın içini acıtmaya yetiyor.
Biliyor musunuz
- KARŞIYAKA Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen 2013 Basın Özgürlüğü Ödülü’nün; gazeteci Ayşenur Arslan’ın aldığını...
- TÜRK Havacılık tarihinin en üretken ve girişimci kişilerinden olan, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi, Meclis tarafından üç kez takdirname alan tek kişi olan Vecihi Hürkuş’un, Kadıköy Belediyesi tarafından yaptırılan anıtının Kızıltoprak’ta yarın açılacağını...
- SEMİH Eryıldız, Sosyal Demokrasi Dernekleri olarak geleneksel ‘Hıdrellez’i aile fertleri ile birlikte bir düşünce şöleni ile kutlayacaklarını belirterek ‘aydınlanmacıları’ pazar günü Ataköy Marina Kazancılar restoranında brunch ile kutlayacaklarını (Bilgi ve davetiye; 0532 4161665; 0507 5968989; 0532 4545306)...
- KADIKÖY Belediyesi’nin ‘Üç Fidan’ın ve 68 kuşağının anısına düzenlenen ‘Bir Avuçtular Deniz Oldular’ sergisinin Caddebostan Kültür ve Sanat Merkezi’nde bugün açılacağını (Can Dündar, Bora Gezmiş, Hacı Tonak, Gökalp Eren, Sönmez Targan’ın konuşmalarıyla)...
- GAZETECİ Mahmut Sabah’ın, Hürriyet’in Kayseri temsilcisi iken Gemerek’te yakalanan Deniz Gezmiş’le ilgili ilginç anılarını ve fotoğraflarını (Grifin Yayınları) ‘O gece Gemerek’te’ adlı kitapta topladığını (Osman Arolat’ın önsözüyle)...
İETT’den gizli zam
İETT, 1 Mayıs 2013 tarihinden itibaren aylık abonmanda geçiş limitini 200’den 180’e indirmiş. Böylece abonman birim fiyatı 0.775 TL’den 0.861 TL’ye yükselmiş ve yaklaşık % 11 gizli zam yapılmıştır.
Bu, 1 Mayıs tarihinde yapmıştır. Aylık kart dolduranlar dikkatli okuduğunda 200 geçiş limitinin 180’e düştüğünü görmüştür.
Merkezi aradığımızda geçişlerin düşürüldüğünü fakat zam yapılmadığını söylemişlerdir. Aslında yapılan gizli zamdır.
Lütfen bu işin peşini bırakmayın.
Prof. Fatih Hilmioğlu’nun, kanser olduğunu biliyor musunuz
ERGENEKON tutuklusu Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, kanser. Bulunduğu yerdeki koşullar nedeniyle tedavi göremiyor.
Mahkeme, tedavisi için gereken tahliye kararını vermiyor.
Sayın Hilmioğlu’nun tedavisi engellendiği için, ölümcül uyku apnesi hastası olan Emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk de tedavi olmayı reddediyor.
Sayın Atalay, bu insanlık ayıbını sonlandırmak, sizin yetkiniz dâhilinde.
Ya sorumluluğunuzu bilerek yetkinizi kullanacak, gereğini yapacaksınız ya da bu insanlık ayıbını ömür boyu taşıyacaksınız. Seçim, sizin...
Adnan PELVANLAR
HAVA-İş Sendikası, THY’de neden greve gittiklerini açıklıyor.
HAVA-İş’in açıklamasına göre, THY’de neden greve gidiliyor:
- İşveren görüşmelerde sendikanın değişiklik önermediği maddelerde dâhil toplu iş sözleşmesinin 107 maddesini de uyuşmazlığa götürmüştür. İşveren kazanılmiş haklarımızı da tehlikeye sürüklemiştir. Toplu iş sözleşmesine rağmen vardiya saatlerini insan biyolojik saati ile uyuşmayan saatlere çekerek ve normal çalışanları günde 9 saat çalıştırmak için çalışmalar yapmaktadır.
THY işvereni sürekli toplu sözleşmeyi haksız ve hukuksuz biçimde ihlal etmektedir. Şirket prosedürlerini adeta işçilerin haklarını yoketmek için araç olarak kullanmaktadır.
sendikanın görüşü alınarak değiştirilmesi gereken personelin özlük hakları bu madde hiçe sayılarak keyfice değişikliklere uğratılmaktadır.
- Uçucu ekiplerin uzun menzil uçuşlardaki 36 saatlik dinlenme hakkı bir gecede 24 saate indirilmiştir. Örneğin hiç bir mantiki gerekçe gösterilmeden artik insanlarin saçı, ruju, giyimi ile ilgili kısıtlayıcı ve açikça mobbing içeren kadini bir süs eşyasi gibi gören uygulamalar israrla dayatilmaktadir.
HASTA HASTA İŞE GİDİYORUZ
- İşçiler sağlıkları koruma hakkından bile mahrum edilmekte sağlık raporu kullananlar işten çıkarılmakta insanlar uçuş emniyeti hiçe sayılarak hasta hasta işe gitmek zorunda bırakılmaktadır.
En tecrübeli ve eğitimli personel Bağkur’u varmı diye bile araştırma yapılarak emekliliği geldiği gün gerekçesiz işten çıkarılmaktadır.
- İş yükünün bunca artmasına rağmen işler part-time personelle ve minimum uçuçu ekiplerle yapılabilmekte, uçucu ekipler büyük bir biriken yorgunluğa maruz bırakılmaktadır.
Uçucu ekiplerin kazanılmiş haklarını yoketmek ve SHGMshgm’nin bilim dişi sht 6a -50 talimatini uygulamak için baskilarla uçuş planlamaktadir
planlamalar ucu ucuna limitler zorlanarak yapilmakta aylik uçuş planlamalari günübirlik değişikliğe uğratilmaktadir.
İŞVERENDEN HUKUKSUZ DAVRANIŞ
- İşveren yasal sorumluluk olarak altına imza attiği toplu iş sözleşmesinde ikramiye ödeme tarihine bile uymamakta hukuksuz davranmaktadir.
Dişarıdan alınan bakım teknisyenlerinin başka şirketlerde çalıştığı yılları kıdemden sayarken bu şirkete yıllarca hizmet etmiş bakım teknisyenlerinin kıdemliliğini yok saymaktadır.
- İş yükü ikiye katlanmış filo sayısı her yıl %20 büyüyen ve 1.100.000 TL kar açıklayan THY çalışanların bunca özverisine rağmen işçilere %3 gibi komik zam önerisinde israr etmiştir.
- İşveren geçen mayıs ayında AKP milletvekilleri ile birlikte getirdiği anti demokratik grev yasağına karşı çıkan bu nedenle haksızca işten çıkarilan 305 işçiyi bilirkişi raporları
mahkeme kararları ve Yargıtay onamalarına rağmen hala işe döndürmemektedir. Asil önemlisi bu şirkette iş barışı ve huzuru yokedilmiştir, sendikasiz toplu iş sözleşmesiz bir düzen için sendikasızlaştırmaya yönelik planlı ve sistemli bir saldırı yürütülmektedir.
- İşte bu nedenlerle tüm uzlaşı çağrılarımıza yanıt verilmediği için 15 mayısta THY’de grevdeyiz!
Anadolu Jet’e dikkat
DAHA önce pek çok kez THY hakkında dile getirmiş olduğunuz aksaklıkların maalesef Anadolu Jet için de geçerli olmaya başlamasından ötürü size yazıyorum.
Geçen hafta başında 19.45 Esenboğa-Sabiha Gökçen uçuşum havaalanı yolunda iken değişikliğe uğradı. Havalimanına vardığımda ise iki saat ertelenen uçağın belki de hiç kalkmayabileceğini öğrendim. Bana alternatif olarak Atatürk Havalimanına gitmem önerildi. Zamanı çok kısıtlı ve arabasını Sabiha Gökçen otoparkına bırakmış bir kişi olarak bu öneri çözüm değil tabii…
Artık böyle mazeretler göz yumulmuyor.
Merve KARAÇÖL
Bize ilaçım için yardımcı olunuz
DALAĞIM rahatsızlık nedeniyle alınmıştı. Doktorum her beş yılda bir zatürüye aşısı olmam gerektiği söylemişti. Bu günlerde bu aşıyı sağlığım nedeniyle olmak gerekiyor.
SSK’nın karşıladığı ve maliyeti 20-30 TL arasında olduğu söylenen Fransız Pastör firmasının üretimi olan Pnömo 23 isimli aşıyı doktor, eczacı ve hastaneler nezdinde yaptığım arayışlar sonucunda bulamıyorum. Pastör firmasının Türkiye temsilciliği, üretim ve son kullanım arası süresinin çok kısa olduğu bu aşının, 2013 yılı üretim tarihli ürünlerinin getirilmediğini söylemişlerdir.
Fiyatı yaklaşık 150 TL olan Amerikan menşeili Prewevar 13 isimli ilaçı SKK karşılamıyor. Ne yazık ki, bu aşının spekctrum dozu düşük olduğu için ihtiyacımızı karşılamamaktadır.
Bu nedenle PNÖMO 23 aşısının şu anda benim gibi bekleyen çok hastanın ihtiyacı olduğu gerçeğinden yola çıkarak bizlere yardımcı olmanızı ve sağlığımızı korumak için Bakanlığı’nızın çözüm üretmesini ve aşının bizlere ulaşmasını sağlamanızı çok acil bekliyoruz.
2013 Türkiye’sinde talebimizin karşılanacağını ümit etmekteyim.
Hakan YILMAZEL
Paylaş