Paranoya sevgilim

NE de olsa ‘komploya yatkınlık’ konusunda fevkalade bereketli topraklar üzerinde yaşıyoruz.

Bu yüzden olacak:

Bülent Ersoy olayıyla ilgili olarak, ‘Siyasi komplo var’ açıklamasını kim yapacak diye merakla bekliyordum.

Tabii ki fazla beklemedim.

Beklentimi karşılayacak ilk açıklama, biraz kıyıda köşede kalmış bir ‘mecra’dan önüme geliverdi.

Söylenen şöyle bir şeydi:

‘Baykal’ı, Kürt sorununda hükümete destek vermediği için Bülent Ersoy eliyle cezalandırıyorlar.’

Nasıl? Şahane bir saptama değil mi?

Peki bu iş nasıl olmuş olabilir?

Hadi bir senaryo yazalım:

‘Hükümet-Danışman-Aydın’ çetesi, ‘Kürt sorunu’ konusunda Baykal’a acayip öfkeleniyor ve soluğu Bülent Ersoy’un yanında alıyor

‘Çete’, Ersoy’a şöyle yalvarıyor:

‘Bülent Abla, Bülent Abla. Hani sen bize kurban olacağını söylerdin. Senden bize kurban olmanı filan istemiyoruz. Bizim için yapabileceğin çok daha kolay bir şey var. Ne olur hafızanı şöyle bir yokla. Sana sahne yasağı konduğu dönemlerde gri takım elbiseli bir siyasiyle konuşmuş olabilir misin? Ve sakın o konuştuğun adam Baykal olmasın?

Bülent Ersoy Hanımefendi ‘çete’nin mesajını alıyor, yalvarıştan etkileniyor ve ortalığı karıştıran açıklamasını patlatıyor.

Sakın ‘Yok artık’ filan demeyin.

Bu ülkede bu senaryoya inanacak çok adam çıkar.

***

Biz ki:

Komplo teorisi üretmekte, paranoyaya yaslanmakta ve irrasyonellikte sınır tanımamakta şampiyonuz.

‘Bülent Ersoy olayı’nı tek bir komployla geçiştirmek yakışır mı bize?

Tabii ki yakışmaz.

İşte bakın ikinci komplo, bu kez CHP ‘politbürosu’ndan geliverdi.

Miting alanlarında Deniz Baykal’ı halka, ‘Aman Allah’ım! Aman Allah’ım! Baykal geliyor! Ne de güzel geliyor!’ diye son derece ‘yaratıcı buluşlar’la tanıtan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, şanımıza yakışır çıkışı yaptı.

İşte Sevigen’in söyledikleri:

‘Gündemi değiştirmek için bir senaryo kurdular. Namuslu, dürüst bir insana nasıl leke atılır, ‘siyaseten yenemiyoruz, ne söylerse söylesin bu adam hep haklı çıkıyor’ diyen bazı çevreler iktidarıyla, muhalefetiyle bunun içindedirler. Bir oyun oynadılar. Sanatçı bir arkadaşa daha önce kurduğu bir senaryoyu sahneye koydurdu bazı arkadaşlarımız.’

Ben bu ‘harika’ komplo teorisinde en çok ‘Siyaseten yenemiyoruz, ne söylerse söylesin bu adam hep haklı çıkıyor’ bölümüne bayıldım.

Çünkü kara, kavruk ve bıyıklı bir adamın ‘Alice Harikalar Diyarında’ oyununun başkahramanı olması, grotesk bir görüntü gibi geldi bana.

Komploya dönersek:

Düşünün.

İktidar, CHP dışındaki muhalefet ve CHP içindeki Baykal karşıtları bir toplantı yapıyorlar.

Gündemde ‘siyaseten bir türlü mağlup edilemeyen Baykal’ konusu var.

Çünkü adam ‘ne söylese haklı çıkmış’ durumda ve bu yüzden ‘CHP gümbür gümbür geliyor’.

Yani önünün kesilmesi şart.

Bu toplantıdan şöyle bir karar çıkıyor:

‘En iyisi çamur atmak kardeşim. Bu iş için en uygun kişi de Bülent Ersoy’dur. Onun elinde mutlaka Baykal hakkında atılacak bir çamur vardır.’

Neyse...

Daha fazla uzatmayalım.

Söylenecek çok şey var ama biz sadece Mehmet Sevigen’in adının ‘Metal fırtına Mehmet’ olarak değiştirilmesini önermekle iktifa edelim.

Anadolu vodvili

YAVUZ Donat
abimiz yazdı da öğrendik:

Meğer Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun Beyler, elbirliği edip Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya’yı bir güzel işletmişler.

Ayrıntılara girmeyelim, sadece oynanan oyun için ‘Anadolu vodvili’ tadında deyip geçelim.

Ses değiştirme, yanlış anlama, Elazığ şivesi kullanma, Diyarbakır şivesinden yararlanma falan filan...

Ankara’nın ‘gayri resmi’ yüzüne bir parça aşina olanlar, üç bakanın mizah anlayışlarının nasıl da örtüştüğünü ve Necati Çetinkaya’nın da ‘işletilmeye’ nasıl da teşne olduğunu bilirler.

Ben bu ‘işletme’ olayından yola çıkarak, ‘Koskoca bakanların yaptıklarına bak’ diyerek sıkıcı bir ‘doğru Ahmet’ tavrı koymayacağım.

Çünkü eğlenmek onların da hakkı.

Ancak...

Şunu söylemeden de edemeyeceğim:

Efendim, karşınızdakini gafil avlamaya dayalı mizah anlayışı bir hayli demode kaçmaktadır. Özellikle Cemil Çiçek gustosunda bir siyasetçi, hani nasıl derler, daha sofistike bir mizah anlayışına derhal yükselmelidir.
Yazarın Tüm Yazıları