Pahalı markalara karşı niş çantalar

Ayakkabıdan sonra kadınların kendini kaybederek alışveriş yaptığı ikinci saha sanıyorum çanta.

Pahalı ve "trendy" markalara sahip olmak için haftalarca mağazaların sipariş listesinde bekleyen, iyi bir taklitçi peşinde koşan, yabancı dergileri satır satır takip eden, fotoğraf kesen pek çok kadın var. Kollarına (taklit ya da orijinal) bir Fendi Spy, Tods veya Chloe Paddington takıp dolaşmadıkça içleri rahat etmiyor.

Adını ve modelini şimdi unuttuğum bir çanta vardı. İlk çıktığında düzenlenen defilede mankenler çantayı omuzlarına asmak yerine - ki gayet fonksiyonel bir askısı vardı - kollarının altına sıkıştırıp kucaklarında taşımışlardı. Bunu gören bizimkiler de caddelerde eziyet çekerek, o çantaları omuzlarına asmak yerine bebek gibi kucaklarında gezdirmişti.

Bu sadece bize özgü bir durum değil, tüm dünyada böyle. Amerika’da markalarda gözü kalan ama parası olmayan kadınlar için kiralık çanta sistemi kuruldu. Aylık belli bir para veriyorsunuz, canınız hangi markayı çektiyse alıp dolaşıyorsunuz. Taklit çanta peşinde koşanlar da sadece bizde görülmüyor.

Bir süre önce Kadıköy’de taklit çantalar satan bir mağazadan bahsetmiştim. Daha Türkiye’ye gelmemiş, en yeni modellerin bile taklidini bulmak mümkündü. Yabancı dergilerden kestikleri resimlerle gelen kadınlar sıraya girmiş vaziyetteydi. Hatırlı müşterilere (bir iki tanesini çıtlattılar, hakikaten hatırlı isimlerdi), yeni gelenler telefonla bildiriliyor, onlar istemezse "halka" satılıyordu.

Şimdi "Çantaalmaktanaslabıkmayankadınlar"ın ikinci bir türü oluşmaya başladı. Onlar satın aldıkları çantayı herkesin üzerinde görmekten hoşlanmadıkları, dünyanın parasını dökmeyi gereksiz buldukları için niş markalara yöneliyorlar. Bizde şimdilik daha çok gençlerin böyle bir merakı var. Hanların, pasajların içindeki küçük dükkanlardan harika şeyler bulup çıkarıyorlar. Özellikle kumaş çantalarda sonsuz seçenek var. Ben mesela Aslı Kerimol’un ortağı Esin Bayrak Durmaz ile yaptığı çantalara bayılıyorum. Nişantaşı’ndaki küçük atölyesinde bulabiliyorsunuz sadece.

Shiloh’un tişörtü ve emziği

Banyo yaparken çekilen fotoğraflarını çaldırarak, yeryüzündeki ilk talihsizliğini yaşayan Shiloh Nouvel Jolie-Pitt’i ilk gördüğümüz fotoğrafı hatırlıyor musunuz? Hani annesiyle babası üzerine eğilmiş bakarken görülüyordu. Açık renk bir tişört giymişti. İşte o tişört, meğer ünlü anne babaların gediklisi olduğu bir tasarımcıya aitmiş.

Tişörtün üzerinde bir kurukafa (yeni doğmuş bebek için ilginç bir seçim) ile bir takım tencere, tava ve kaşık resimleri var. Melek kanatlarını da unutmayalım tabii. Tencere&Tava Orkestrası yazıyor hepsinin altında. Tasarımcı Kingsley Aarons, evdeki kap kacağa kaşıklarla vurarak cinnet ortamı yaratan iki yaşındaki oğlundan ilham almış. Kendisi aslında bir grafik tasarımcısı, ancak bebekler için iki yıl önce yapmaya başladığı tişörtler kapış kapış gidiyor. Johnny Depp, Gwen Stefani, Seal ve Heidi Klum ile Guns n’Roses’ın Slash’i bebeklerine hep onun tasarımlarını giydiriyor. Yeni nesil anne babalar, kendilerini giyeceği türden giysiler almaktan hoşlanıyormuş çocuklarına. Unutmadan ekleyelim, ünlü tişörtün fiyatı 38 dolar. Fakat hiçbir yerde kalmamış.

Bu arada ItsmyBinky.com adlı internet sitesi de Shiloh için bir emzik tasarlamış. Öyle bildiğiniz emziklere elbette benzemiyor. Beyaz altın üzerine elmasla kaplı ve 17 bin dolar değerinde. Daha açık olmak gerekirse tam 279 elmas kullanılmış. Elbette kimse bebeğin bu emziği kullanmasını beklemiyor. Aksi halde ciddi çene sorunları yaşayacağı kesin.

File içinde kesekağıdına dönüş kampanyası

Geçen hafta, ekolojik pazara giderken kullandığım ip filelerle fazla nispet yapmışım galiba. Pek çok kişi nereden file bulunur diye sordu. Bir de pazarın detaylı adresini isteyenler var. Efendim Ekolojik Pazar, Feriköy Sabit Pazarı’nda her cumartesi kuruluyor. Bomonti Caddesi, Lala Şahin Sokak. Eski Tekel Bira Fabrikası’nın bir alt sokağı oluyor kendileri.

File nereden bulunur meselesine gelince... Malesef sadece İstanbul’dan adres verebileceğim. Elbette akla gelen gelmeyen diğer tüm nesneler gibi ip fileler de Tahtakale’de bulunuyor. Eski Ticaret Odası’nın karşısında soba, kuzine, mangal satan dükkanlar vardır. Onların bir arka sokağına geçin, hamak filan satan yerlere sorun. Yanlış yere sorsanız bile doğru adresi gösterirler. Bir de Kapalıçarşı’da Dervish diye bir dükkan var. Anadolu’nun dört bir yanından gelen kumaşlar, dokumalar, havlular, sabunlar satılıyor. Buradan bir şey satın alırsanız, aldıklarınızı ip fileye koyuyorlar. Ben en son gittiğimde durum böyleydi, umarım değişmemiştir.

File soran okuyucular, bir de kampanya talep etmişler. "File içinde kesekağıdına dönüş" kampanyası istiyorlar. Anladığım kadarıyla pek çok kişi naylon poşet kullanmaktan o kadar da memnun değil. Alternatif bulunmadığından mecbur kalıyorlar. Hakikaten ben de dikkat ediyorum, semt pazarlarında bile kesekağıdı kullanan pazarcı sayısı çok azaldı. Oysa herkesin bir filesi olsa, onu tekrar tekrar kullansa, filenin içine konanlar da kesekağıdı ile paketlense, çevre için epey bir şey yapılmış olurdu.
Yazarın Tüm Yazıları