Ortak değerler üzerine

BİR toplumu aynı tarih ve coğrafya zemininde buluşturan, aynı kültür, aynı dil ve aynı inanç sistemi etrafında bütünleştiren değerler, hepimizin ortak değerleridir.

Yani, bizi ‘biz’ yapan, bizi ‘millet’ haline getiren değerlerdir bunlar. Bir milleti dilsiz, inançsız, mefkûresiz, hedefsiz olarak düşünmek mümkün değildir. Aksi takdirde tarih sahnesinde şahsiyetli, özgür ve bağımsız bir millet olarak var olma ve yaşama iddiasından yoksun kalırsınız. Başka milletlerin uşağı ve kölesi olursunuz. İnsanlarınızı kimliksizleştirirsiniz. Geleceğe dönük umutlarınızı karartırsınız. Bir süre sonra da yok olup gider, tarihin kimsesizler mezarlığına gömülürsünüz.

Ortak değerler, sadece bizi biz yapan değerler değildir. Ortak insanlık değerlerine sahip olmadan, ortak milli ve manevi değerlerinizi oluşturamazsınız. İnsanlık bu değerlere çeşitli istihalelerden geçerek, kan ve gözyaşı dökerek, nesillerini feda ederek sahip olabilmiştir. Bunlar evrensel değerlerdir. Hak, hukuk, adalet, eşitlik ve özgürlük gibi çağımızı simgeleyen değerlerdir.

* * *

Esasen, bütün bunlar ilahi dinlerin vahiy yoluyla insanlığa ulaştırdığı mesajlar arasında yerini bulmuş olan değerlerdir. Farklı tarih dilimlerinde, farklı coğrafyalarda yaşayan ve farklı ilahi dinlere mensup olan inanç sahipleri, tüm bu farklılıklara rağmen aslında aynı ahlaki değerlere sahip olmuşlardır. Hırsızlık yapmamak, adam öldürmemek, zina etmemek, yalan söylememek, adil olmak, başkasının hakkına hukukuna tecavüz etmemek, hemcinslerine karşı nazik ve saygılı olmak gibi temel değerler tüm inananlar için geçerlidir.

Mesela, alçakgönüllülük inananların ortak bir vasfıdır. İnsan olmanın da en güzel erdemlerinden birisidir. Allah, ayetlerinde kendini büyük gören, başkalarına tepeden bakan kibirli insanları sevmediğini bildirmiş, inananların tevazulu tavrını Furkan Suresi’nde şöyle belirtmiştir:

‘O Rahman (olan Allah)’ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman ‘Selam’ derler.’

Diğer bir ayette de (Hac Suresi, 34) mütevazı müminler cennetle müjdelenmiştir:

‘İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır, artık yalnızca O’na teslim olun. Sen alçakgönüllü olanlara müjde ver.’

Aynı şekilde Tevrat’ta da kibirli olmaktan sakınmak gerektiği, kibirli davrananların ise muhakkak küçük düşürülecekleri ifade edilmiştir.

‘Dinleyin ve kulak verin, kibirli olmayın; çünkü Rab söyledi. (Yeremya, Bap 13, 15)’

‘Alçakgönüllüleri kurtarır, gururluları gözler, gururunu kırarsın. (2.Samuel, Bap 22, 28)’

* * *

Her üç kitapta da birçok ortak hüküm ve yasaklar vardır. Demek oluyor ki, dini ve orijini ne olursa olsun bütün inananlar, bu ortak kabullere uygun hareket etmek zorundadırlar.

Şahsiyetli bir millet olabilmemiz için harcımızı, harsımızla ve inançlarımızla yoğurmamız lazımdır. Birlik ve beraberliğimizi ancak bununla temin edebiliriz. Dilimiz ve dinimiz bu harcın en güçlü unsurlarıdır. Dil ve din birliğini kaybetmiş nesillerin uğradıkları akıbetlere uğramamak için bizim bu iki güce büyük bir inançla sarılmamız gerekir.

* * *

On bir yılı aşkın Diyanet İşleri Başkanlığı hizmetinden sonra, bu vatana ebedi borçluluk içinde olduğumuzun idrakiyle, Türk toplumunu ortak milli ve manevi değerler etrafında bütünleştirmek üzere ‘ORTAK DEĞERLER DERNEĞİ’ adında bir dernek kurarak, bu tür faaliyetleri bundan böyle fikri zeminlerde sürdürme kararına vardık. Derneğin amacı kısaca şöyle:

‘Türk milletini kaderde, tasada, kıvançta bir araya getiren değerler manzumesini ortak hafızada diri tutmak, milletin beka ve yükselme davasına hizmet edecek fikir ve inanç birliğini pekiştirmek; bu kapsamda, sanat ve kültürümüzün bütün unsurlarını, tarihimizi, coğrafyamızı, edebiyatımızı, milli ve manevi hasletlerimizi tanıtmak, sevdirmek ve benimsetmek, ‘kültür milliyetçiliği’ tanımı ve ‘anayasal vatandaşlık’ kavramı çerçevesinde milli birlik ve bütünlüğün güçlendirilmesini esas alan çalışmalar yapmak, ülkemizi ve milletimizi hedef alan bölücü, kışkırtıcı ve yıkıcı akımlar karşısında bilgili, şuurlu ve dirençli bir insan zenginliği oluşturmak.’

İlgi ve yardımlarınızla, tek yürek ve tek gönülle...

Telefon: 4430729-30 e-mail: ortakdegerler@hotmail.com

SORALIM ÖĞRENELİM

Uzun saçlı bayanlara gusül abdesti için dinimizde bir kolaylık tanınmış mıdır?

Münih’ten A.K./ALMANYA

Boy abdesti alan bayanların kulak hizasından aşağı inen uzun saçlarını yıkamaları gerekmez. Saç diplerinin su ile buluşması yeterlidir.

Dinimizde diş macunu kullanmak doğru mu, sarı ve kırmızı renkler mekruh mu?

Ruhayet Alp/İSTANBUL

Dinimiz temizliği emreden bir dindir. Diş temizliği de vücut temizliğinin bir parçasıdır. Diş macunu kullanmak elbette çok doğrudur. Macunun sarı, kırmızı veya başka bir renkte olmasının sakıncası yoktur.

Almanya’da yaşıyorum ve metrodan et alıp yiyorum. Eniştem, bunlar besmelesiz kesildiği için yenilmez, diyor. Doğru mu?

Saime Çiçek/ALMANYA

Kuran’da kitap ehlinin, yani Yahudi ve Hıristiyanların kestikleri hayvanların etinin yenebileceğine dair ayet vardır. Dolayısıyla, metrodan satın aldığınız etleri yemenizde dinen herhangi bir mahzur yoktur.

Gıda ürünlerinin kontrolü Arena ekibine kaldı. İl sağlık müdürlerimiz ne iş yapıyor acaba?

İsmet Aksan/ALMANYA

Sağlığımızı hiçe sayan ve para kazanmaktan başka düşüncesi olmayan insanların taşıdığı vebalin büyüklüğünü ifadeye kelimeler yetmez. Bu sorumsuzları vicdanlı olmaya çağırıyor, Uğur Dündar’ı da bu örnek çabalarından dolayı tebrik ediyorum. Umarım, bu sitemimiz Sağlık Bakanlığı’nca dikkate alınır.

Geçmişimi düşünüyorum, geleceğimi düşünüyorum. Düşündükçe bunalıma giriyorum. Yaşam bana zehir oluyor. Ne yapmalıyım?

Mehmet Alkan/İSTANBUL

Hayat üç zaman diliminden ibarettir. Dün, bugün ve yarın. Dün, artılarıyla eksileriyle geride kalmıştır. Bugün, içinde yaşanılan gündür. Yarın ise meçhul. İnsan, içinde bulunduğu zamanı çok iyi değerlendirmelidir. Dün rüya, yarın hayaldir. Rüya ve hayal ile oyalananlar hep kaybederler. Dün-bugün-yarın arasında köprü kurmak, geçmiş ve bugün üzerinde analiz yapmak, kişiye gelecekte temkinli adım attırır. Geçmişten ibret alan kişi, günün kendisinden ne istediğini anlar ve yükümlü olduğu işleri en iyi şekilde icra eder. Gereksiz vehimlere kapılmanız yersizdir.

Üzerinde Ayetel Kürsi yazılı kolye ile tuvalete girilebilir mi?

Derya Yücekaya/İSTANBUL

Ayete saygı açısından böyle bir kolye ile tuvalete girmek yerine, kolyeyi cebinize ve çantanıza koyarak girmeniz tavsiye olunur.
Yazarın Tüm Yazıları