Ölüm danışmanlığı

Doğu’ya göre Batı ülkelerinde yaşayan insanların hemen hepsinin ölümden korktuğu belirtiliyor. Bu korku öylesine büyük boyutlarda ki, bilim çevreleri buna bir de ad takmışlar ‘thanafobi’ Thanatos, Yunanca’da ölüm anlamına geliyor.

Genel kanıya göre ölüm olayı, son derece korkutucu ve açıklanması çok zor bir sır olarak algılanır. İnsanın kendi ölümüne ilişkin bir yorum yapması, en azından bu dünya üzerinde olanaksız gibi gözüküyorsa da, acaba kaç kişi kendisini bu kaçınılmaz doğal sonuca hazırlamaktadır?

Gelişmiş ülkelerde ölümü yaklaşan hastalar hastahaneye yatırılır ve ölünceye kadar burada tedavi edilir. Öleceğini kimseye söyleyemeyen bu insanlar, yaşamlarının belki de en acı anlarını yaşarlar. Ziyaretçileri hastalarının kötüye gittiğini bildikleri halde yatıştırmak için iyileşeceklerini söylerler. Ne kadar ziyaretçisi olursa olsun, bu hastalar hep yalnızdır.

Belki de bu yalnızlığı kısmen de olsa gidermek için bir meslek dalının ortaya çıktığı görülüyor; Ölüm danışmanlığı.

Özellikle ABD’de ilginç gelişmelerin kaydedildiği bu meslek için tıbbi bir terim kullanılıyor. ‘Thanatoloji’ ya da ölümbilim. Bu konuda en etkin çalışma ve araştırmalar ise Amerikalı bir doktor olan Elisabeth Kübler-Ross’un yaptığı biliniyor.

Kübler-Ross’un 1860’lardan bu yana aralarında hemen her yaştan insanın bulunduğu ölmekte olan kişiler üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Bu ilginç çalışmaların tıp çevrelerinde rahatsızlık yarattığını da ilave etmek gerek.

Kübler-Ross şöyle diyor;

‘Ölüm halindeki hastalarla görüşmelere başlamazdan önce, ölümden sonra bir yaşam olabileceğine dair hiçbir inancım yoktu. Fakat, şimdi inanıyorum. Siz ister ruh deyin, ister başka bir şey, insan bedeninin ölümden sonra da varlığını sürdüren bir eşi var.’

Kübler-Ross’a göre, hasta ölünceye kadar beş aşamadan geçiyor. Birinci aşama hastanın içinde bulunduğu durumu inkar etmesi; ‘Ben ölmem.’

İkinci aşama, kızgınlık şeklinde beliriyor; ‘Niçin ben? Neden bir başkası değil de, ben? Niçin daha bilgisiz, işe yaramayan ya da yaşlı birisi ölmüyor da ben ölüyorum?’

Üçüncü aşama ise pazarlık devresidir; ‘Eğer dediklerinizi yaparsam, beni iyileştireceksiniz, değil mi?’ Bu aşamadan itibaren artık durumu yavaş yavaş kabullenmeye başlar. Bu dördüncü aşamadır; ‘Ben ölüyorum. Gerçekten ölüyorum.’

Son aşamada ise hasta ölümü tümüyle kabullenir ve beklemeye başlar. Bu son aşama hastanın davranışlarında ilginç gelişmelerin olduğu aşamadır. Örneğin, sesler işitir, ölmüş olan yakınlarının kendisini beklediğini söyler.

Bu aşamada hastaların büyük çoğunluğunun parlak ışıklar, sonu aydınlık tüneller gördükleri, benliklerine bir huzur duygusunun egemen olduğu belirtiliyor. Bilinen bir gerçek daha var ki, o da tıbben ölüp sonra hayata döndürülen kişilerin daha sonra ölümden korkmamaları... Demek ki, tek çare bilgi.

Keşifler kapıda

Bugün öğle saatlerinde Balık burcuna giren Ay, Uranüs’ü tetikleyecek ve bilinmeyen konulara yönelik keşiflerin, maddenin ötesine dair bilgilerin açığa çıkması için zorlayacak. Üstelik aynı anda Merkür ve Venüs kavuşumu da Uranüs’ü harekete geçirmiş bulunuyor. Böylece bilinçaltının keşfi için yapılan çalışmalar, tıp ve teknoloji alanında yapılan keşifler, şaşırtıcı bilgiler ortaya çıkabilir.
Yazarın Tüm Yazıları