Paylaş
Bir zamanlar Tekel kibrit kutularının üzerindeki motiflerde ‘Stalin portresi’ arayan paranoid bakış açısıyla bu karar gerisindeki bakış açısı arasında paralellik yok mudur?
Bakanlığınız –ve Dumlupınar Üniversitesi yöneticileri- heykeltıraş Atanas Karaçoban’ın aynı üniversite yerleşkesinde İstiklal Savaşımızı simgeleyen Kurtuluş Heykeli’ne ilaveten Rektörlük binası önündeki Atatürk Anıtı’nı, Atatürk’ün silah arkadaşlarından Asım Gündüz’ün heykelini ve daha pek çok tanınmış kişinin heykellerini yapan, tanınmış ve önemli bir sanatçı olduğunun bilincinde midir?
Bakanlığınız, ‘Aslan ve Kartal’ heykelinin anlamını açıklayan sanatçının, ‘Geleceğin teminatı olan Türk Gençlerini vatanın bölünmezliği ve milletin birliği yönünde motive etmeyi amaçladığını’ söylediğinden haberdar mıdır? Keza sanatçı Karaçoban’a göre heykeldeki ‘aslan’ın yeni öğrencilere ‘Buraya hoş geldiniz Aslan evlatlarımız’ mesajı verdiğini, kartalın da mezun olup gidenlere ‘Edindiğiniz bilgi ve becerileri vatanın dört bir yanına taşımak için buradan gökyüzüne uçun ve olabildiğince yükselin’ anlamına geldiğini Bakanlığınız bilmekte midir?
Dumlupınar Üniversitesi’nde depoya atılan heykelle ilgili telif hakkı sanatçı Karaçoban’a mı yoksa Dumlupınar Üniversitesi’ne mi aittir?’
Bu soruları CHP Milletvekili Oktay Ekşi, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e soruyor.
‘Tablet’le eğitimi bize danışsalardı
‘BURASI Türkiye, her an her şey değişebiliyor’ diyen Bekdata Teknoloji A.Ş. Genel Müdürü Bekir Gül, eski bir öğretmen, 1995’te eğitim teknolojileri konusuna odaklı bir firma kurmuş. Kendi ağzından ince eleştirilerini okuyalım:
“1995’ten beri de Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm teknolojik alımlarına yön veren kişi ve firma olduk. 1999 yılında akıllı tahta diye adlandırılan ürünü ülkemize getirdik. İlk satışımızı İstanbul Üniversitesi ile Harran Üniversitesi uzaktan eğitim uygulaması için yaptık. Daha sonra şirketlerin toplantı salonlarında kullanılmak üzere büyük firmalara satışlarımız gerçekleşti.
2005 yılında MEB tarafından 2.625 adet akıllı tahta alımı yapıldı. Bu ürün de bizim ürünümüz. Beraberinde ne eğitim, ne içerik verildi. Kendi çalışmalarımızla bir şeyler vermeye çalıştık. Sonucunda da pazar büyümeye başladı.
2007-2009 yıllarında
Çözüm dergisi dershaneleri tüm sınıflarında akıllı tahta kullanacaklarını ilan etti. Bugüne kadar da 2.350 adet alım yaptılar.
2009-2010 yılında Fatih Belediyesi, belediye sınırları içindeki 65 okulun 1.100 sınıfını akıllı sınıf sistemine dönüştürdü. Başkanın özel katkıları ile sistem oturdu. Sınırsız eğitim desteği verdik. 4 yıldır tüm bakanlık kitaplarını sistemin içine atıp bunları ücretsiz verdik. Mustafa Başkan’ın özel ilgisi nedeniyle akıllı hocalarımız oldu.
Bekdata Teknoloji A.Ş. 17 yıldır eğitim kurumlarının teknoloji çözümlerini üreten ve geliştiren bir eğitim teknoloji firmasıdır. Ülkemizde geliştirilen tüm içeriklere yön verdik, vermeye de devam ediyoruz.
Bugüne gelinceye kadar en çok emek veren birisi olarak, yetkililer bir anda yepyeni bir sisteme karar verdiler. Bugüne kadar yapmaları gereken hiçbir şey yapılmadı. Tamamen şov yapılıyor. Hep aynı videolar izleniyor. Öğretmen eğitimleri için kurulacak uzaktan eğitim merkezleri nerede? İçerikler hazır olacaktı? Nerede? Hiç bunlardan bahseden yok. Bizleri arayıp fikir dahi almadılar. Fatih Belediyesi’ni arayıp neler yapıldığını sormadılar. Sonuçta dünyada bir ilk başarıldı! 2’nci Fatih fethedildi! Hayırlı olsun. Bize de bu sisteme destek vermek düşer!
Bir firma yoktan var edilen bir ürünle milyonları kazandı. Yıllardır bu işe hizmet veren firmalarda kapanma noktasına geldi. Allah hükümetimize zeval vermesin.”
Daha fazla demokrasi istemiyoruz!
REKTÖRÜ eleştiren öğrenciye 11 ay hapis.
Yılmaz Güney Festivali afişine bir hafta okuldan uzaklaştırma.
Dekan hakkında Ekşi Sözlük’te çıkan yazısı nedeniyle yarıyıl öğrenim yasağı, Grup Yorum’un konser biletini satan öğrencilere 1-13 yıl arasında hapis.
3 yumurtaya 11 yıl hapis cezası istenmesi. ‘Parasız eğitim istiyorum’ pankartı asan gençlere 19 ay hapis.
Yıllardır suçunu bilmeden hapiste yatan gazeteciler.
Sesini duyurmak isteyen gazilerimize Başbakanlık önünde dayak. Karikatüre bile tahammül yok ama ülke bölünsün diyene ses yok. Silahı bıraktık deyip zafer işareti ile gelen teröriste davul zurna ile karşılama.
Ülkenin Genelkurmay Başkanı’na jet hapis istemi.
Yalakaya tam destek, eleştirene ve muhalefete tam köstek...
Daha fazla demokrasi istemiyoruz!
Her demokrasi lafından sonra despotizme bir adım daha yaklaşıyoruz.
Hasan ÖZYURT - İZMİR
Edirne’de zarar 800 milyon TL
DSP’den eski Edirne Milletvekili Şadan Şimşek, Edirne’deki sel felaketi 8 yıldan beri göz göre yaşanıyor. Edirne’ye gelen valiler, sel uzmanı olup daha sonra gidiyorlar; her baskından sonra yeniden bir ‘öğreti’ başlıyor. Bulgaristan su gelince baraj kapaklarını her yıl açıyor; devletin imkanları yine seferber ediliyor. Hesabıma göre Edirne’nin uğradığı maddi kayıp 800 milyon TL’dir. Vatandaş ve ekinleri (buğday ve çeltik) sular altında telef olan köylü yine sessiz! Hakkını aramayı ne yazık ki bilmez... Yapılacağı yıllardır söylenen Suakacağı ve Çömlekköy barajı ile ilgili DSİ hâlâ karar veremedi mi? Bulgaristan’la hâlâ mı görüşmeler sürüyor?
‘Zamanaşımı’nın peşine düştüler
SAKARYA‘nın Pamukova ilçesinde 2004 yılında yaşanan ve 41 kişinin öldüğü ‘hızlandırılmış’ tren kazasıyla ilgili dava 7,5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasının ardından son duruşma ile düştü. TMMOB Makine, İnşaat, KESK Birleşik Taşımacılık Sendikası, konunun mesleki ve bilimsel açıdan tarafları olarak davanın geldiği bu noktada görüşlerini bugün Beyoğlu’nda açıklayacaklar.
Paylaş