Nokul ve sigara

Sinop seyahatinin üzerinden neredeyse 16 sene geçmiş. Geziden geriyeyse iki lezzet kalmış: Birincisi tabii ki senelerce içip sonra bıraktığım sigara.

İlk içtiği sigaralarda daha fazla heyecan duyuyor insan; ama benimki biraz da yeni şeyler tatma hevesiydi galiba. Piyasada bulabildiğim her sigarayı alıp denerdim daha çok hoşuma gidecek bir marka bulabilir miyim diye. Kaçak tezgâhlarındaki paketler keşfedilecek rengârenk mozaik taşları gibi görünürdü o zamanlar. Bıraktığıma çok memnunum bu arada; özendirmek gibi bir niyetim olmasa da silip atamamışım zihnimden.
Diğeriyse o zaman Sinop’ta tadıp bir daha hiçbir yerde karşılaşamadığım bölgeye has, içi kıyma ya da üzüm ve cevizle hazırlanan hamur işi “nokul.” Onu bu kadar özel kılan, çok iyi yapılmış olması mıydı bilemiyorum, ama kesinlikle ilk defa yemiş olmanın o toz pembe hevesi değildi. Nokulu, yıllar sonra soğuk sütle yemek yerine “Crème Anglaise (İngiliz Kreması) diye bilinen bir sosla denedim.
Bu arada Batı’daki restoran mönülerinde de sıkça görmeye başladığımız tütünü, kremaya aroma vermek için kullanabilirsiniz. Özellikle çikolata aromalı pipo tütününü tavsiye edebilirim.

MALZEMELER
Hamur için
Süt 400 ml.
Yaş maya 20 gr.
Tereyağı 100 gr.
Ayçiçek yağı 50 ml.
Un 600 gr.
Toz şeker 20 gr.

İçine koymak için
Ceviz 200 gr
Kuru üzüm 200 gr.
Toz şeker 200 gr.
Toz tarçın 1 çorba kaşığı

YAPILIŞI
Hamurun tüm malzemesini iyice karıştırıp yumuşak bir kıvam elde edene kadar yoğurun. Bir kaba alıp üzerini kapatın ve 45 dakika kadar dinlendirin. Daha sonra hamuru 5 parçaya bölüp hafif unlu bir tezgahta iyice açın. Hazırladığınız yufkaların üzerine karıştırıp hazır ettiğiniz üzümlü içten serpip sarın. Ruloları yağlı bir tepsiye dizip üzerlerini yağlayın ve 180 derecede 25-30 dakika kadar pişirip ılınmasını bekleyin, kesip servis edin.

Crème Anglaise (İngiliz kreması için)

MALZEMELER
Süt 290 ml.
Yumurta sarısı 2 tane
Toz şeker 60 gr.
Tütün 1 gr.

YAPILIŞI
Sütü tütünle beraber ısıtıp bir kenara alın ve 15 dakika kadar bekleyip süzün. Ayrı bir kapta şeker ve yumurta sarılarını çırpıp sütü ekleyin ve iyice karıştırıp küçük sos tavasına geri alın. Kısık ateşte karıştırarak (kaynamasına izin vermeden) ısıtın. Bir kaseye alıp üzerini kurumaması için yağlı bir kağıt ya da streç filmle kaplayın ve soğuttuktan sonra servis edin.

Yığınlara afyon olarak yemek isimleri

Yakın zamanda evinde kurduğu panik odasına sığınarak saldırgandan kurtulmayı başaran Danimarkalı Kurt Westergaard’ın, Hz. Muhammed’i konu alan karikatürleri birkaç sene önce inanılmaz bir yankı yaratmıştı. Karikatürlerin bir etkisi de, bütün dünyaca “Danish Pastry” (Danimarka Çöreği) diye bilinen tatlının isminin İran devletinin bulduğu çözümle “Hz. Muhammed Gülü” olarak değiştirilmesiydi.
Geriye baktığımızda bu tarz uygulamaları fazlasıyla görebiliriz.
Soğuk Savaş sürecinde Marshall Yardımları’ndan az da olsa sebeplenen bir ülke olarak biz de tarafımızı belirlemiş ve yıllardır Rus salatası diye bildiğimiz yemeğin adını Amerikan salatası olarak değiştirivermiştik.
Ya da Amerikalıların yine 1950’lerde Yeni Zelanda’dan kivi ithalatı yaparken, o zamana kadar adı “Chinese Gossberry” olan bu meyveyi toplumda Çin’e karşı oluşan antipatiyi dikkate alarak “melonette” (kavuncuk) olarak değiştirmesi de ilginç bir örnek. Daha sonraları Yeni Zelandalılar adalarına has ve uçamayan bir kuşun ismini vererek tekrar onurlandırmıştı “kivi”yi.
İran’daki çörek isminde yapılan son değişikliği ülke adına “çok demokratik ve ilerici bir adım” olarak görenler çoğunlukta olmalı. Böylece uygulamada “Batı model alınıp iyi tarafları benimsenmiş ve asla taklit edilmemiş” oluyor. Tıpkı bizde hep yapılageldiği gibi.
Yazarın Tüm Yazıları