Nilgün Belgün: ‘Âşık olursam, yine aslanlar gibi yaşarım. Bedeli neyse de öder, masadan kalkarım’

Ben bu kadını çok sevdim, doğallığını, sahiciliğini, dobralığını. Her ay önünüze bir tane Nilgün Belgün röportajı dayayabilirim, o kadar hoşuma gitti onunla sohbet etmek.

AYŞE ARMAN NİLGÜN BELGÜN FOTOĞRAFLARI



Sabah kuşağında bir televizyon programı yapmak istiyor, bence şahane fikir, kadınlara yaşam enerjisi ve işlerine yarayacak mesajlar vereceğine eminim. İcabında programda Sirtaki de yapar, Tango da. Öyle eğlenceli. Güzel olan bu, laubali olmayan bir samimiyeti var onun ve müthiş bir kendine güveni. Ama kof bir güven değil, bütün kadınların ondan öğreneceği çok şey var. Benim de...  Cumartesi başlayan röportaj bugün son buluyor.

Bu hayatta ıskaladığını düşündüğün bir şey oldu mu? Yine aynı adamlarla birlikte olur muydun mesela...
Elbette. Yine olsa, yine aynı şeyleri yaşardım. Ama artık gizli yaşamaya karar verdim. Çünkü çok ortalıkta olunca herkes karışıyor.
Son sevgilinle büyük aşk yaşıyordunuz, n’oldu?
Çok güzel bir ilişkiydi, çok mutlu da olduk. Evde, sokakta, yatakta bir gün bile ellerimiz ayrılmadı. İşte bir gün ellerimiz ayrıldı, biz de ayrıldık...
Neden ayrıldı elleriniz?
Başka çevrelerden, başka hayatlardan geldiğimiz için aslında. O daha muhafazakâr bir çevreden geliyordu.
Aranızda 20 yaş fark olması sorun mu yarattı?
Yarattı tabi. Onu rahat bırakmadılar. Sadece annesi, babası, ailesi değil, Türk sanat müziği okuyan bir adamdı, o çevre bile istemedi...
Tam olarak neyi istemediler? Seni mi?
Ben, “Senin mutlu olman önemli!” diye yetiştirildim. Ama bazı çevrelerde, “Aman evladım, etraf ne der?” önemli oluyor. Yoksa bizim için yaş farkı sorun değildi, bizim dışımızdakiler için oldu. Bir yerde biz de tıkandık kaldık.
Ben hiç kendimden küçük bir adamla birlikte olamam gibi geliyor. Genç erkeğin tılsımı, büyüsü, seks dışında nerede?
Ben “bozulmamış erkek” seviyorum. Feleğin çemberinden çok geçmemiş, çok deşifre olmamış erkek. Böyle insanlar beni daha fazla etkiliyor. Çünkü benim de içimde bozulmamış bir ruh var. O saf ruhuma hitap ediyor genç erkek. Bir de tabii, aşk aşktır, yaşın önemi yoktur. Kendimi neden bir aşktan alıkoyayım ki? Enerjilerimiz uyuyorsa, tamamdır.
Bir daha kendinden genç bir adamla birlikte olur musun?
Yeter ki, gönlüm istesin. Yeter ki, beynim tamam desin. Ne yaşımla ne bedenimle bir sorunum var. Yalnız kalırım korkum da yok. Âşık olursa, yine aslanlar gibi yaşarım. Bedeli neyse de öder, masadan kalkarım.

İyi bir kadın programı yapmak istiyorum

Şu an hayatının hangi dönemindesin?
En güzel döneminde. Bir kere özgürüm. Her şeyin farkındayım. Ne istediğimi biliyorum. Kendimle barışık ve mutluyum. Sağlıklıyım ve bedenimden memnunum. Daha ne olsun?
Yaşlanma korkun var mı?
Sadece hastalanıp birilerine muhtaç olma korkum var. Annem çok güçlü bir kadındı ama kanserdi ve son dönemlerini zor geçirdi. Kendime bu yüzden iyi bakıyorum. Kanser hastalığının üzüntü ve stresten ortaya çıktığını düşünüyorum. Annem, babamın ondan ayrılmasına çok üzüldü.
Projelerin...
Oyuna devam. Bir televizyon projem var. İyi bir kanalda o projeyi hayata geçirmek istiyorum. Gerçekten izlenebilecek, adam gibi bir kadın programı yapmak istiyorum. Kadınlara yaşam enerjisi verebileceğimi düşünüyorum.
Sürekli “mutlu ka-
dın” olmak ya da görünmek için acılarını saklıyor olabilir misin, mesela bu son aşkın acısını...
Hayır, hayatta hiçbir şeyi saklamam. Yaşadığım acıyı kendi kendime yaşayıp, onunla bir miktar mutlu oluyorumdur. Ama aşk acısından önemli acılar var hayatta. Annemi kaybettim, ötesi var mı? Bu saatten sonra aşk acısı bana koymaz, koyarsa da yakışmaz!

Hayatla iyi geçinmeye karar verdim

Ben hayatla iyi geçinmeye karar verdim. Ya kavga edip mutsuz olacaktım ya da kavga etmekten vazgeçecektim. Ben ikinciyi tercih ettim. Hayatla sörf edeceksin, ondan sana gelen dalgalarla birlikte yükselip, inmeyi becereceksin. Bir de, tabii ki üzüleceksin. Acı çekmek de güzeldir. İnsanı büyütür, her dakika, “lay lay lom” olamazsın...

Aşk yaşıyorum, ne avcısı!

Platonik aşkın hiç olmadı mı?
Gençliğimde Metin Akpınar’a âşıktım. Tabii ne kadar aşk denebilirse. Bana göre değil, ben platonik filan dinlemem, tutmak, dokunmak isterim. Ama mesela, evli bir adamla asla birlikte olmadım. Ben aldatıldım, kimsenin başına gelsin istemem. Bir de sevdiğim adamın elini tutup, sinemaya gidip, patlamış mısır yiyemeyeceksem, o aşka da aşk demem.
Adın, “avcı kadın”a çıkar diye korkuyor musun?
Yok canım. Ben sadece aşk yaşıyorum. Karşı tarafı tutup da evime atmıyorum ki. Hayatımda hiç bardan adam çıkarmadım, tek gecelik ilişkilerim de olmadı. Benim aşklarım oldu. Aşk yaşıyorum ne avcısı! Dahası, kendimi “av” yapıyorum...
Para problemin var mı?
Yok Allah’a şükür. Çalışırsam daha rahat yaşarım ama çalışmazsam da yaşayabilirim. Ev kendimin, iki tane  babamdan kalma evim var, köşede de biraz param. Çok zengin değilim. Ama sürünmem.
Kızlarınla ilişkin nasıl?
Aramızda arkadaş ilişkisi var, ama saygı da var. Bakma, ben rahatım, samimiyim ama laubalilikten hoşlanmam. Saygı duymadığım erkekle de birlikte olamam.
Kızlarına sorsam seni nasıl anlatırlar...
Biri, “Sen puma gibisin!” diyor. Tırnaklarımı çıkarıp, her an atlayacak halim varmış. Öteki kızım da, “Sana kötü bir şey söylemek istemiyorum” diyor. Çünkü ben hayatımda herkesi mutlu görmek istiyormuşum...
Herkesi mutlu görmek istediğine göre, sen de acılarını kimseye göstermiyor, kendi içinde yaşıyorsun...
Doğru, acılarımı kimseye göstermem, anlatmam. Sadece çok yakın arkadaşlarımla dertleşirim. Kimseye özel hayatımla ilgili fikir de sormam. Sonuçta hayat benim, kararlar da benim.

Kadın gerçekten gitti mi bir daha gelmez

Bu kadar seksi görünüp, “Benden başkasına bakmaz” hissini nasıl veriyorsun erkeklere...
Bu da iyi bir şey mi bilmiyorum. Son kocam örneğinde olduğu gibi kazık yediğim de oldu. Sonra evlendi, kızı oldu. O kadını da aldattı. İyi yapmışım yani onunla devam etmemekle! Ama düşman da olmam kimseye. Beni ne üzer biliyor musun, bilmem kaç yıllık sevgilimle, yıllar sonra karşılaştığımda, kaldırım değiştirecek kadar ondan uzaklaşmış olmak. Öyle bir kadın değilim, kin tutmam.
Bazıları, “Eski sevgiliden dost olmaz” der...
Yeni ayrılmışsan, olunmaz. Ama sonra neden olmasın? Gerçi Türk erkekleri zor dost oluyor. Ya da, “Yeniden başlar mıyız?” diye bekliyorlar. Oysa kadın, gerçekten gitti mi, bir daha gelmez.

Güzel bakan erkek severim

Kendini çapkın değil ama flörtöz olarak tanımlıyorsun...
Evet. Güzel bakan erkeği severim. Bir de güzel gülüş etkiler beni...
Eline, boyuna bosuna bakmaz mısın?
Ona sonra bakacağız!
Bir kadın yaş aldıkça bencilleşir mi?
Her insan bencilleşir. Ben mesela, bu saatten sonra evlenip bir adamla evimi paylaşabileceğimi düşünmüyorum. Çünkü o evde yalnız olmaya çok alıştım. Yalnızlıktan da korkmuyorum, yalnızlığımı seviyorum.