Neyin bakanı?

BİZİM alanımız değil. Ama Bergama yakınındaki -antik adıyla- Allianoi isimli “ılıca” yani “sağlık merkezi” harabelerinin, o yörede yapılacak Yortanlı Barajı suları altında kalmasına itiraz edenlere Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun söyledikleri, ister istemez bizi de tartışmanın içine çekti.

Biliyorsunuz itirazcılar oradaki tarihi değerlerin ve kültür mirasının korunması için çırpınıyorlar.
Aynen Rize’nin İkizdere vadisi başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin bakmaya bile kıyamayacağınız güzellikteki tabiat zenginliğinin, “Baraj yapıp elektrik üreteceğiz” hoyratlığı ile tam bir “katliama” maruz bırakılmasına isyan eden Jeoloji Mühendisi Kadem Ekşi ve arkadaşlarının çığlığı gibi.
Geçen gün Gila Benmayor bu gazetedeki sütununda yazdı:
Allianoi’nin sular altında kalacağı anlaşılınca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın oluşturduğu “Bilim Akademik Komisyonu” daha 2005 yılında, “Buranın UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine girebilecek önemde” bir yer olduğunu saptamış.
Ama “barajcı” kafalar onun tam karşıtı bir raporu 2007 yılında hazırlatmışlar.
O tarihte Devlet Su İşleri Genel Müdürü sıfatıyla “Barajımdan vazgeçmem diyen kafanın bugün Çevre Bakanı sıfatını taşıdığını fark edince, hazin gerçek daha iyi görünüyor.
Tam anlamıyla “kuzuyu kurda teslim etmiş” gibiyiz.
Nitekim bu bakan, aslında “Çevre Bakanı” mı “Orman Bakanı” mı olduğunu merak edenleri, Allianoi’yi savunan san’atçı Tarkan’a verdiği yanıtla ortaya koydu:
“Tarkan bilmediği şeylere burnunu sokmamalı, kendi işini yapmalı” imiş. Nitekim o da “müzik yapmaya” kalkmıyormuş.
Kaldı ki, “Allianoi diye bir yer yok”muş. Oranın adı “Paşa Ilıcası” imiş.
İyi de Eroğlu’nun yanlışı bir tane değil ki:
Önce arkeologlar itiraz ediyor. Yörenin adının Milattan Sonra 2’nci asırda yaşayan Ailius Aristides isimli Romalı hatibin kitaplarında geçtiğini söylüyorlar.
Kaldı ki, böyle “yeni ismi” savunmanın bugünkü siyasi iktidarın politikalarına ters düştüğünü Veysel Eroğlu bilmeyecek de kim bilecek?
Eroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Bitlis’in “Güroymak” İlçesi’ne “Norşin” dediğini, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın memleketi Güneysu’dan “Potamya” diye söz ettiğini nasıl unutur?
Mesele o yörenin adının şu veya bu olması değil, oradaki tarihi kalıntıların -istisnalar kusura bakmasın- “teknik adam” duyarsızlığıyla mahvolmasına izin verecek miyiz, vermeyecek miyiz sorusudur.
Nitekim Birecik Barajı yüzünden Zeugma; Ilısu Barajı yüzünden Hasankeyf harabeleri sular altında kalmasın diye dünya ayağa kalktı.
Zeugma’daki mozaiklerden birazı kurtarılıp Gaziantep’teki müzeye nakledilebildi. Zeugma Antik Kenti’nden kurtarılabileni de şimdi Gaziantep İl Özel İdaresi bir çatı altında korumaya almak için uğraşıyor. Çünkü gidenin değerini yeni anladılar.
Bunların değerini Veysel Eroğlu’nun da anlamasını beklersek, yandık.
Yazarın Tüm Yazıları