Nedim Şener neden IPI’ın dünya basın kahramanları listesinde
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
DÜN sabah Türkiye yine gazetecilere yönelik bir tutuklama dalgasıyla uyandı. Artık tutuklamalar şaşırtmıyor. Çünkü isimler önceden belli oluyor.
Hatta dün sabah STV’de genç muhabir arkadaş evleri aranan gazetecileri sayarken, listede olmayan bir meslektaşımızın adını da defalarca tekrarladı. Belli ki beklenti listeleri raflarda hazır bekliyor. Hatta yerel medyanın kulağına fısıldananların olduğunu da duyuyoruz. “Aman dikkat et” nasihatleriyle başlıyor süreç. Ve bu beklentiler birinde olmazsa, diğer gazetecileri tutuklama dalgasında mutlaka gerçekleşiyor. Nedim Şener, “sırada” olduğu mesajlarını önceden almıştı. Bunlara yazılarında açıkça yer verdi. Yargıya bu durumu duyurdu. İşte bu nedenle, “sürmekte olan bir dava sürecinin sonuçlarını bekleyelim” açıklamaları artık değer taşımıyor. Kaldı ki, dünyanın her yerinde muhalif basını susturmanın gerekçeleri çok farklı değil. Ya rejimi yıkmak ya da hükümeti devirmek. Dünkü operasyonda, son yirmi yılda derin devlet örgütlenmesiyle ilgili çok ciddi gazetecilik kitapları yayınlayan araştırmacı gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık da bulunuyor. Onların, derin devlete karşı olduğu iddia edilen Ergenekon davasından gözaltına alınmalarını açıklayacak hiçbir makul gerekçe olamaz. Nedim Şener, Hrant Dink Cinayeti’nin devletin bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olduğunu, ihmal zincirinin aktörlerini ortaya çıkartan çalışmalar yaptı. Önce inkar edilen bu iddialar sonra teker teker ispatlandı. Ahmet Şık ise derin devlet konusunda çok ciddi çalışmalar yaptı, karanlık ilişkilere ışık tuttu. 60 KAHRAMAN Uluslararası Basın Enstitüsü, kuruluşunun 60. yıl dönümü nedeniyle, bugüne kadar seçtiği 50 basın kahramanına geçen yıl, 10 gazeteciyi daha ekledi. Uluslararası bir jüri tarafından seçilen on üye arasında Nedim Şener de, daha önceki yılarda listeye giren iki Türk gazeteci arasında yerini aldı. Abdi İpekçi ve Hrant Dink. IPI uluslararası jüri başkanı Güney Afrika Report Gazetesi’nin editörü Raymond Louw, altmış basın kahramanının yer aldığı kitabın önsözünde basın kahramanı kriterlerini şöyle sıralıyor. -Zor koşullar altında bağımsız haber, düşünce ve görüşlerini açıklayarak basın özgürlüğüne katkıda bulunanlar; basın özgürlüğü uğruna gözaltı ve hapis cezaları riskini kabul edenler, kendilerine ve ailelerine yönelik tehditlere hedef olanlar. -Haberleri ya da düşüncelerini açıkladıkları için öldürülen gazeteciler. -Kendi ülkelerinde basın özgürlüğünü savunmak uğruna işlerini ya da şöhretlerini tehlikeye atan basın özgürlüğü savunucuları. İşte Nedim Şener, tehdit ve yıldırmalara rağmen Hrant Dink cinayetindeki gerçekleri ortaya çıkartmak için, tehditlere rağmen yaptığı araştırmacı gazetecilik nedeniyle basın kahramanları listesine girdi. Bu listedeki isimlerin bir kısmı ülkelerindeki baskıcı rejimlere karşı çıktıkları için canlarından olan gazeteciler. Zaten bu yüzden listeye uluslar arası basın çevrelerinde “Gazeteciler Panteonu” deniyor. Bu Panteon’da dolaşınca dünyanın her yerinde gazetecilerin susturulma yöntemlerinin birbirine benzediğini görüyorsunuz. Beş kıtadan altmış gazetecinin birçoğu devlet ya da mafya tarafından öldürülerek susturulmuş, diğerlerinin sesi de cezaevi duvarlarının arkasında boğulmak istenmiş. İster askeri rejimler, ister komünist ya da tek adam yönetimleri olsun onların da susturulma gerekçeleri birbirine benziyor: “Hükümeti devirmek için kurulan gizli örgüt üyeliği”.