NATO buzları eritme zirvesi olacak

SOVYETLER Birliği’nin dağılmasından sonra derin bir kimlik krizine giren NATO, İstanbul Zirvesi ile 21’inci yüzyılın ihtiyaçlarına göre yapılandırılacak bir güvenlik şemsiyesi haline geliyor.

Brüksel’de iki gün NATO’nun siyasi ve askeri kanat yetkilileri ile görüşmelerde İstanbul Zirvesi’nin NATO tarihinde bir dönüm noktası olacağı kesinleşirken, bu hafta sonu İstanbul, bir başka önemli gelişmeye daha damgasını vuracak. Irak Savaşı ile gölgelenen Atlantik ötesi ilişkilerin, bu zirvede yeniden onarıldığı mesajı verilecek.

NATO koridorlarında, ABD Başkanı George Bush’un İstanbul’da, zirvenin yanı sıra çok önemli bir konuşma ile uluslararası kamuoyuna seslenmeyi planladığı söyleniyor.

NATO’nun askeri kanadında yapılan çalışmalara göre NATO, savunma örgütü olmaktan çıkmakla kalmıyor, eskiden üye ülkelerin coğrafyaları ile sınırlı olan hareket alanı artık tamamen bu coğrafyanın dışında belirleniyor.

Pekiyi nereye kadar? ‘NATO’nun Brezilya’ya gidecek hali yok’ dense bile, bugün Çin sınırına kadar giden yarın neden Latin Amerika’ya inmesin?

* * *

DÜNE kadar NATO’nun özellikleri, ‘karargahta konuşlanmış, statik bir tepki gücü’ olarak ifade ediliyordu.

NATO’nun yarınını ise gereken bölgelere hızla ulaşabilecek olanaklara sahip uluslararası sefer gücü olarak yapacağı görevlerin belirleyeceği söyleniyor.

Kosova ve Afganistan’a bakıldığında ortaya çıkan tablo, NATO’ya karışıklık bölgelerinde istikrarın yeniden sağlanması görevinin düştüğünü ortaya çıkartıyor. Sovyetler Birliği’ne karşı ‘Hür dünya’nın savunma gücü rolünü geride bırakan NATO açısından yeni tehdit uluslar arası terörizm.

Yeni koşulların gereği NATO, esnek ve hareketli mukabele güçleri oluşturuyor.

SHAPE’de üst düzey bir Amerikalı askeri yetkili, ‘Eskiden sınırlar vardı, şimdi askerlerimizi çok geniş bir alana gönderiyoruz. Örneğin, Afganistan’da bir askeri, uzakta bir köye gönderiyoruz ve orada günlerce kalıyor. Halkın arasına giriyor, durumu, ne düşündüklerini, ihtiyaçlarını tespit ediyor. Onlarla birlikte yeniden yapılandırma faaliyetlerine katılıyor. Bu farklı bir eğitim gerektiriyor’ diyor. Bu işleri yapan timlere de ‘Humit’ler adı veriliyor. Türkçesi ‘İnsani istihbarat timi.

Afganistan’nın yeniden inşaası görevini üstlenen NATO’nun bunu başarıp başarmayacağı kesin değil. Irak’ta ise yakın bir gelecekte NATO’nun görev alması beklenmiyor.

* * *

İSTANBUL Zirvesi’nde Kıbrıs yüzünden Avrupa Birliği-NATO toplantısı yapılamıyor. Aslında Kıbrıs Rum Yönetimi, Malta ile birlikte NATO üyesi değil. 13 Aralık 2002’de alınan NATO kararı değişmedi. Ama Avrupa Birliği çerçevesinde toplantıya katılacaktı. Türkiye’nin, bu duruma yanaşmaması sonucu toplantı da gündemden kaldırıldı. Onun yerine NATO Genel Sekreteri ile AB Komisyon Başkanı (yenisi seçilemediği için eskisi) bir araya gelerek Kosova’da NATO’nun sürdürdüğü görevin AB ordusuna verildiğini açıklayacaklar. Kriz de bu formülle aşılmış oldu.

* * *

NATO’nun görev tarifi değişiyor diyoruz ama bu sadece örgütün siyasi ve askeri planlamasıyla sınırlı bir değişim değil. Üye ülkelerin de bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Bu da daha fazla ve daha hızlı biçimde maddi katkıda bulunmaya hazır olmakla mümkün. Ama henüz üyelerin hiçbirinde ne böyle bir hazırlık ne de öyle niyet görülüyor.

İstanbul Zirvesi işte bu açıdan, ABD ve Avrupa ilişkilerinin gerçekten mi yoksa lafta mı düzeldiğini, işbirliği sözlerinin gerçek mi yoksa lafta mı kalacağını göstermesi açısından önemli.
Yazarın Tüm Yazıları