Mutlaka güneş gözlüğü takın

Öncelikle mutlaka güneş gözlüğü takın. Hem göze sallanan bayrak sopası, fırlatılan deste çiçek vb. girme riskini azaltırsınız, hem de Erdoğan’la göz göze gelip fırça yeme riskini azaltırsınız. Mesela Emniyet Müdürü “Sen ne iş yapıyorsun? Orada seyrediyorsun?” fırçasını yerken bizim tarafa bakıyordu, refleks olarak eğildim. “Dombra” yüklemesinden kaçmaya çalışmak boş bir çaba. Aradan üç gün geçti hâlâ bünyem bu şarkıyla sallanıyor. Bir de sürekli “Açılın”. Başbakan’ın en sevmediği şey –tabii mitingden çıkardığım kadarıyla- “açılmamak”. Ortalama 10 cümlede bir “Açılın!” diyor, sözünü dinledim, miting bittiğinde Halfeti’ye varmıştım!

-BAYILIYORUZ Miting alanında “Halk Başbakan’a bayılıyor” diyenlere “He valla!” diye hak verilebilecek bir konumda, çadır revirin yanında da takıldım. Kalabalıkta sıkışmış çocuklar, al basmış kadınlar, poşusu savrulmuş adamlar baygın vaziyette yanımdan geçip durdu. Sedyelerle veya kucakta taşınanların çoğu tansiyonu ölçüldükten ve yüzüne su serpildikten sonra taburcu edildi. 50’den sonra saymayı bırakmam ve “Ayılın!” diyerek kalabalığa karışmam gerekti...

-SELFIE Miting alanının favori faaliyetlerinden birincisi “Başbakanlı selfie” çektirmek. Nutuk platformunun yan tarafındaki tampon bölgede biriken “lacileri çekmiş” partililer, sırtlarını Erdoğan’a dönüp kadraja sığmaya çalışıyor. Hem grup olarak hem de tekli poz için benden de yardım istediler. Sonra meraktan ben de denedim “bilimsel” açıdan fakat Başbakan çok uzakta, benzetmek gibi olmasın nohut gibi çıktı, sildim...

-JÖLE İZLERİ Selda Bağcan güzel söyler: “Şöhretten bunalmış dilleri yazma/ Kendi bahçendeki gülleri yazma/ Haksız yere genç öldüren elleri yazma (Ah Berkin!)/ Doğuda doktorsuz ölen kulları yaz gazeteci, yaz/ Yaz efendi, yaz...” Miting alanında elimdeki küçük deftere not yazmam çevredekilerin dikkatini çekti. Benim Başbakan’a not iletebilecek konumda olduğumu sanmış olacaklar, çevrem kalabalıklaştı. “Ben iletemem ama Yiğit Bulut TIR’ın arkasında. Jöle izlerini takip ederek ulaşabilirsiniz” diyerek kandırıkçı olmaktan kurtuldum.

-İBRAHİM H. DEMİR Beni “resmi arzuhalci” sananlar arasından bir arkadaş ısrarcı çıktı. Şiirler hazırlamış. Okumamı istedi okudum. “Maalesef şiirini Başbakan’a iletecek durumum yok” deyince “Not al o zaman” dedi. Sözümün eriyim: “Haksızlığa gelmez yüreği umman/ Duruşu izzetli sözleri ferman/ Hakikatli imtiyazlı bir Müslüman/ Gururludur R.T. Erdoğan. (Şair İbrahim Halil Demir)”. Kopyalama işlemi bitince “Bir dörtlük yeter, tamam mı?” dedim; “Adımı yaz mutlaka, noterden tasdiklidir” diye uyarı aldım!

-RESSAM BOB Toprağı bol olsun, ressam Bob Ross veya nam-ı diğer Ressam Bob’u epeyce andım Şanlıurfa mitinginde. Başbakan kalabalıkta dalgalanma oldukça “Dalgalanma yapmayalım. Şurada bir yavrumuz var, onu alalım. Şurada bir annemiz var. Şuraya bir koridor açalım...” dedikçe Ressam Bob sesi yankılandı içimde, “Belki şurada bir koridor vardır. Şuraya bir seçmen koyalım...”

-TERS NABIZ Böylesi ilk kez başıma geldi. Latif’le daha önceki seçimlerde “nabız tutma” bölgemiz Hakkâri-Şırnak’tı. Başka seçimlerde bireysel olarak da çeşitli kentleri gezdim yıllar içinde. Hep biz sorardık, “Kim çıkar sizce sandıktan?” diye. Ancak bu kez Şanlıurfa uçağında yanımda oturan işadamından isotçu beyefendiye (harbi acıymış bu arada!), meydandaki vatandaştan tanıdık/tanımadık gazeteci arkadaşlara kadar herkes bize sordu, “Ne olacak seçim?” diye. Cevaplarımın yetersiz kaldığı yerde, “Benim gazetecimin nabzını tutmuşlar” diye bağırasım geldi, gelmedi değil...

-2 OTOBÜSÜN SIRRI Miting organizasyonu için büyük bir ekip çalışması yapılıyor. “Teşbihte hata olmaz” derler, sanki bir konserdeyiz ve pop ikonunun sahnede belirmesini bekliyoruz. 3 canlı yayın aracı nöbetleşe çalışmak üzere ülkeye dağılıyor, yetmediği yerde canlı yayın aracı kiralanıyor. Şanlıurfa mitingini 6 kamera ile takip ettiler mesela, fakat 16 kamera kullanılan mitingler de oluyor. Bu arada Erdoğan’ın miting alanına iki otobüsle gelmesi dikkatimi çekti. Parti otobüsüyle geliyor, Başbakanlık otobüsüyle ayrılıyor. Miting sonrası yapılan kısa vilayet ziyaretine resmi araçla gitmek, bütün mitinge “resmi” nitelik kazandırmaya yetiyormuş. Özetle “sivil geliyor, resmi gidiyor; bu iş böyle yürüyor” dediler...

NOT

Kanat Atkaya ve Latif Demirci’nin Şanlıurfa izlenimleri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mitinginden sonra yayınlanacaktı. Fakat araya Berkin Elvan’ın ölümü ve cenaze töreni girince, mizahi bir yazı ve karikatür yayınlamayı yazan ve çizen arkadaşlar da, editoryal olarak biz de içimize sindiremedik. O yüzden Şanlıurfa izlenimlerini bugün yayımlıyoruz.