Müdahale ters tepiyor

KUZEY Kıbrıs'ta önümüzdeki hafta sonu yapılacak seçimleri etkilemek için gerek Türkiye'den gerek Avrupa'dan gelen açıklamalar ters tepiyor.

Gunther Verheugen'in üç gün önce Belçika Senatosu'nda yaptığı konuşmayla ilgili olarak dün KKTC muhalefetinin önde giden partisi CTP Başkanı Mehmet Ali Talat ile telefonda konuştum.

Verheugen'in saptamaları hakkında ne düşündüğünü sordum.

‘‘Kuzey Kıbrıs ile ilgili sözleri büyük ölçüde doğru. Ama yabancıların Kıbrıs seçimlerine demeç yoluyla müdahale etmeleri doğru değil. Verheugen'in sözlerini kınamıyorum ama hiç konuşmamış olmasını tercih ederdim. Bu müdahale bizim, çözüm ve Avrupa Birliği'nden yana olan çevrelerin aleyhine.’’

* * *

İKİNCİ sorum Verheugen'in Rum Yönetimi ve lideri Papadopulos ile ilgili sözleri:

‘‘Onları(Rumları) biraz savunmam gerekiyor, çünkü kamuoyu Rum hükümetinin çözümden menfaatin olmadığını söylüyor. Bu gerçek değil. Onların da çözümden çok menfaatleri var ve çözüm için ellerinden geleni yapıyorlar. Müzakerelere Annan Planı çerçevesinde başlamaya hazır olduklarını söylüyorlar. AB üyesi olacak bir ülkeden de bu beklenir.’’

Bu yaklaşıma yorumunuz ne olacak?

‘‘Doğru değil’’ diyor Talat, ‘‘Çözüm için Rumların her şeyi yaptığı doğru değil. Papadopulos, geçen hafta Lahey'de Annan planını imzalamayacak olduğunu açıkladı.’’

Evet hatta Klerides, ‘‘Ben de görüşmelerde hiç taviz vermedim. İzlediğim taktik sayesinde uzlaşmayan taraf durumuna da düşmedim’’ dedi ve halefine fazla konuşmama uyarısında bulundu.

* * *

ÜÇÜNCÜ sorum ise Verheugen'in Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki seçimlerle ilgili yorumu hakkında.

‘‘Pazar günü seçimler var. Bu seçimler Türkiye dışında tanınmıyor. Seçim süreci tanınmıyor. Yani siyasi açıdan hiçbir değeri yok. KKTC'yi tanıma değeri olmadan söyleyebilirim ki, eğer muhalefet kazanırsa, bu seçimlerin her şeye rağmen potansiyel bir değeri olacak. O zaman çözüme giden yol çok muhtemelen açılacak, çünkü muhalefette herkes bunu temenni ediyor. Hepsi Annan Planı temelinde çözüm ve AB'ye girmek istiyor.’’

Verheugen
'in bu sözlerine Mehmet Ali Talat'ın itirazı sert.

‘‘Evet KKTC tanınmıyor. Ama bunu her fırsatta dile getirmek ve aşağılama gibi kullanmak çok çirkin. Seçimlerin sonuçlarını tanımayacağız ne demek? Yarın ben başbakan olsam sahte başbakan mı diyecekler? Bu tavır çok can sıkıcı.’’

* * *

CAN sıkıcı olan Avrupa Birliği'nin Kıbrıs'ta çözüme katkıda bulunmak adına yaptığı her girişimin Türk tarafına ve Türkiye'ye yönelik ‘‘baskı’’ya dönüşmesi.

Kıbrıs sorununun, her tarafa eşit uzaklıkta duran bir çatı, Birleşmiş Milletler çatısı altında ve kendi içinde çözümü daha kolaydı. Avrupa, sorunu ‘‘çok taraflı bir koz’’ haline getirdikçe işler karıştı. Çözümün arkasındaki kamuoyu desteği, Verheugen'in düşündüğü gibi artmış değil.

Hafta başında Ada'daydık. Herkes çözüm istiyor, ama herkesin kafasındaki çözüm farklı. Baskılar arttıkça frene basılıyor. ‘‘Nereye gidiyoruz’’endişesi artıyor.

Bu endişelerin üstesinden gelmenin tek yolu, Avrupa Birliği'nin Türkiye konusundaki tavrını netleştirmesi. Türkiye'yi arasına mı alacak, bazılarının düşündüğü gibi ‘‘AB'ye komşu ülke’’ mi sayılacak yoksa ‘‘özel statü’’ mü konuşulacak? Bu karmaşanın sona ermesi şart.

Ama Avrupa'yı bu karar noktasına, Kopenhag kriterlerini hayata bir an önce geçirerek, uyum çalışmalarına hız vererek yine Türkiye getirecek.
Yazarın Tüm Yazıları