Milli Piyango nasıl özelleştirilmeli

Milli Piyango'nun özelleştirilmesini öngören yasa ile ilgili çok önemli vurgulamalar yapmak istiyorum:

Milli Piyango İdaresi düzenleyici kurul haline getirilmemiştir. Büyük cirolara ulaşan şans oyunlarının kurallarının düzenlenmesi ve denetim biçiminin yasa ile açık hükümlere bağlanması zorunludur. Bu yapılmamıştır.

İngiltere'de, lisans vermek suretiyle yapılan özelleştirmede ciddi yasal düzenlemeler yapılmış ve kamunun sıkı denetimi zorunlu kılınmıştır.

KUMAR REKLAMLARI

Geniş kitlelerin istismarının önlenmesi için, şans oyunlarıyla ilgili reklam ve promosyon harcamalarında da ciddi yasal sınırlamaların getirilmesi zorunludur. Çıkarılan yasada bu konuda bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Halen Milli Piyango İdaresi'nin reklam ve tanıtım bütçesi, hasılatının yüzde 2.5'u kadardır. Böyle bir sınırlama getirilmediği takdirde, tüm toplum kumar reklamları ile sarsılabilir.

Mevcut düzenlemede, piyango çekilişlerinde taahhüt edilen ikramiye devlet güvencesi altındadır. TBMM'de kabul edilen yasada ise taahhüt edilen ikramiyenin güvencesi düzenlenmemiştir. Acaba hangi uygar ülkede böylesine çarpık bir düzenleme parlamentodan geçebilir.

YARGI DEVRE DIŞI

Toplumu ‘kumar toplumu’ haline getirmeyi, güvencesiz para toplamaya devleti seyirci bırakmayı, sağlıklı bir hukuksal altyapı olmadığı için de büyük bir olasılıkla, yargıyı işlevsiz konuma getirmeyi öngören bir yasayı parlamentodan geçiriyoruz.

Geçmişte de bu mantıkla hareket edilerek, RTÜK Yasası olmadan özel televizyonlar kurulmuş, BDDK benzeri bir düzenleme zamanında yapılmadığı için de bankalar hortumlanmıştır. Bunların ağır faturasını da toplum olarak bizler ödedik. Bu toplumun yeni ve daha büyük faturalar ödememesi için Sayın Cumhurbaşkanı'nın önündeki yasanın, tekrar görüşülmek üzere parlamentoya iadesi gerekir.

Kemal KILIÇDAROĞLU İstanbul Milletvekili

Silivri’ye veda

İSTANBUL'da yapılması planlanan cezaevinin herhalde en son yeri güzelim Silivri olurdu. Ülkemizde her şey yanlış ve gelişi güzel yapıldığı için maalesef burada da iyi bir planlama yapılamamadı. Silivri halkı da sessiz kaldığı sürece böyle garip ve saçma uygulamalarla karşılaşacak. Silivri ve çevresi bundan sonra kaçakcıların, soyguncuların, kapkaçcıların ve teröristlerin mekanı olacaktır. Burada cezaevine değil; yeni otellere, alışveriş merkezlerine, üniversiteye ve metroya ihtiyacı vardı.

Ecevit hükümetinin aldığı bu tutarsız karardan dönülebilir mi? Ama ben Silivri'ye veda ettim:

Evveda sana Silivri /Denizi ilk sende tattım /İlk sendin İstanbul aşkım /Şimdi devletim seni

elimden alıyor /Kapkaçcılara, tecavüzcülere, teröristlere veriyor /Aklım ermiyor, ömrüm gidiyor /Umutlarım bir bir bir bitiyor/ Elvada sana çocukluk aşkım, elvada.

Sebahattin Ak-Mühendis-İSTANBUL

Mısırda vurgun var

BÜLENT Ecevit'
i yolsuzlukla suçlayanlar önce kendilerine bakmalıdırlar... Türkiye'de bu dönem mısır ithalatından yapılan vurgunu hiç kimse unutmayacaktır. Mısırın gümrük vergisi %35 iken, 17.04.2003 tarihinde %20'ye düşürülmüştür. Bu tarihten sonra 1 milyon ton mısır ithal edilmişti. 17.04.2003 tarihinden bugüne kadar dünya mısır fiyatlarının tonu 100-104 dolar arasında kaldı. Mısırın limanlarımızda vergi dahil olmak üzere mal oluş fiyatı ton başına 150-160 $'dır. Satış fiyatı ise 160-165 $. Ancak 30 Mayıs'ta TMO eylül ayında hasat edilecek mısırın alım fiyatını 220 dolar, satış fiyatını da 250 dolar olarak açıkladı.

Haziran başında ithalatçı mısırı 200 $'a, temmuz başında 220 $'a bugün ise 190 $'a satmaktadır. Bu yolla iki üç ithalatçıya 40 milyon dolar fayda sağlanmıştır. Bu da bir yolsuzluk değil midir?

Burak OLGUN

Kargı'nın yaylaları

ÇORUM'
dan bir okurumuzun Hürriyet'te çıkan ‘‘10 güzel yayla!’’ yazısına itirazı var:

‘‘Çorum'un Kargı İlçesi sınırları içerisinde 40 yayla vardır. Ergeç, Çetni, Abdullah, Eğinönü ve Bayat yaylaları gibi... Bu bölgeler sarıçam, karaçam, köknar ağaçları ile binlerce nadir bitki örtüsü ile kaplıdır. Bu yaylaları görmeden, bilmeden en güzel 10 yayla tespit edilemez.

Ülkücü kadrolaşma

MİLLİ Eğitim'de kemikleşmiş MHP kadroları daha AKP kadrolaşmadan kendi ülkücü kadrolaşmasını gerçekleştirmek için çalışıyor. Ülkücü öğretmenlerin verdiği dilekçelerle pek çok müdür, müdür yardımcısı, müfettiş hakkında asılsız iddialarla soruşturma açılıyor. MHP'li olduğu bilinen il teftiş kurulu başkanı Gazi Hasgül bu soruşturmalar için yine kendisi gibi MHP'li olduğu bilinen ilköğretim müfettişlerini görevlendirmekte ve sonuçta iddia ne kadar gerçek dışı olursa olsun, bu söz konusu memurlar görev yerlerinden alınmakta; yerlerine ülkücü yandaşlar atanmaya çalışılmaktadır.

Haklarında soruşturma açtırılan bu memurların yerine ülkücü kadrolar yangından mal kaçırır gibi atanmaya çalışmaktadır.

Bu asılsız soruşturmaların asıl hedefi de daha çok Doğulu olan MEB mensuplarıdır. Bariz şekilde ırkçı bir kadrolaşma çabası söz konusudur.

Uğur AYDIN-BURSA

Biliyor musunuz?

AKP'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu milletvekillerinin eşlerinin yüzde 30'una yakınının okuma-yazma bilmediklerindan rahatsız olan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın, vekil eşlerinin okuma-yazma kurslarına katılıp ilkokul diploması almaları yönünde çalışmalar yaptığını...

Biliyor musunuz?

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Kumarbaz hırsızın ortağıdır’’

(Rus sözü)

Mesaj Panosu

İSTANBUL İl Emniyet Müdürlüğü sözcüsü Halil Yılmaz köşemizde yayınlanan(30.7.2003) bir grup polis memurunun mektubuna şu açıklamayı yaptı: ‘‘Yangın, doğal afet ve sabotajlara karşı alınan tedbirler çerçevesinde Emniyet Müdürlüğü Hizmet Binaları'na araç girişinde 26.7.2003'den itibaren yeni araç giriş kartı uygulaması başlatılmıştır. 25.7.2003'den itibaren de yeni araç tanıtma kartı olmayan hiçbir aracın girişine müsaade edilmemektedir. Öncelikle hizmet otolarına yer tahsisi yapılacak, ancak yer bulunması durumunda personele ait araçlara girişte müsaade edilecektir.’’

İETT, garip bir uygulamayla İhlas Marmara Evleri/Yakuplu'dan şehir merkezine olan otobüs seferlerini Yenibosna'da noktalamaya ve Metro ile zorunlu aktarma yapmaya başladı. Trafiği rahatlatmak adına insanların güvenliği ve zamanı neden heba ediliyor?

Y. Emre ŞENMAN-İSTANBUL

MERSİN Büyükşehir Belediyesi; 5 yıllık borç açığını kapatmak yerine acaba gereksiz harcamalar mı yapıyor diye düşünüyoruz. Cumhuriyet Meydanı ve Kültür Parkı'na kaçar trilyon harcama yapılmıştır? Fakat bunlar şehrin ana sorunları değildir. Düzgün kaldırımları yıkıp yeniden yaparak hizmet vermiş gözükmektir. Ayrıca park ve bahçelerin sulama işlemleri trilyonluk ihalelerle sunuluyor.

C.S.Y.-MERSİN

MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e: MEB'in İngilizce öğretmeni ihtiyacını karşılamak üzere açılan İngilizce Öğretmenliği Sertifika Programı'nı tamamlayıp sertifikalarımızı aldık, ancak öğretmenlik başvurusu yapamayacağımızı öğrendik. Bu sertifikaların bir gün geçersiz sayılacağını en baştan bilseydik, paramızı ve zamanımızı boşa harcamaz, bizler de kendi alanlarımızda tezsiz yüksek lisans yapar, şimdiye kadar belgelerimizi almış olurduk. Mağduruz, suçumuz ne?
Yazarın Tüm Yazıları