Merkezin çöküşü, AKP’ye teslimi

“MERKEZ” adına, merkezdeki Demokrat Parti adına siyasete soyunuyorlar, kısa süre sonra AKP lehine yollara düşüyorlar. Hem de eski genel başkanları, genel başkanın bilmem neleri, eskileri, yenileri.

Haberin Devamı

Demokrat Parti (DP).  1946’da çok partili hayata geçildikten sonra Türkiye’ye damgasını vuran tarihsel parti. Bayar’ların, Menderes’lerin partisi.

DP Türkiye’yi 1950-60 arasında on yıl yönetiyor, 27 Mayıs ihtilaliyle tarihe karışıyor. Yargılamalar sonucunda Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam ediliyor. Geçen hafta onların ölüm yıldönümü.

DP’den sonra günümüze kadar Türkiye’de elliye yakın parti kapatılıyor. Komünist iddiasıyla, şeriatçı iddiasıyla, Kürtçü iddiasıyla.

DP’NİN MİRASÇISI DP


Eski ismiyle parti kurma yasağı çoktan kalkıyor. ANAP ile DYP birleşiyor, Demokrat Parti adı altında. DP merkezde bir parti olarak kuruluyor. 1950’lerdeki DP’nin mirasçısı olarak.

DP bir yandan CHP’ye, bir yandan AKP’ye alternatif olma iddiasında.

Ne var ki, DP’de çalkantının sonu gelmiyor. DYP kendi içinde, ANAP kendi içinde, ANAP ve DYP birbirlerine karşı çalkala yavrum çalkala vaziyetinde.

Kendi içindeki dertlerden başlarını kaldırmaları zor. Neyi paylaşamadıklarını anlamak mümkün değil, çünkü ortada paylaşacak bir şey yok.

İçlerine öyle kapanmışlar ki, referandum sürecinde DP’yi alanlarda gören pek yok.

TABELA PARTİSİ


Son olarak, Adnan Menderes ve iki arkadaşının ölüm yıldönümü nedeniyle İstanbul’da düzenlenen törende onlar yine yok.

İstanbul’daki törene bakıyorum, 50’lerdeki DP’nin mirasçısı olarak sahneye çıkan bugünkü DP’den İstanbul İl Başkanı Tekin Enerem ile birkaç arkadaşı var. Hayli geri planda.

Madem ki, Bayar’ların, Menderes’lerin mirasçısı iddiasında, gözlerim DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’u arıyor, referandum sürecinde olduğu gibi, Menderes’i anma töreninde onu yine göremiyorum.

Cindoruk Eskişehir’de Hasan Polatkan’ı anma törenine katılıyor.

Oysa, milletin gözü önündeki tören İstanbul’da. O tören AKP’nin kesin egemenliği altında. Başbakan Erdoğan, bazı bakanlar, Menderes’in oğlu Aydın Menderes orada. Merkezin efendiliği simgesi orada.

Başbakan Erdoğan konuşmasında eski DP’ye sahip çıkıyor, eski DP’nin “yeter söz milletin” sloganını, simgeleşmiş klasik sloganı tekrarlıyor. Merkezin de, egemenliğini eline geçirdiğini ilan ediyor.

DP’nin bazı eski yöneticileri DP’yi çökertmek üzere AKP ile işbirliği içinde. Zaten yönetime nasıl gelmişler belli değil, orada hiçbir şey yapamadan çekip gitmişler, o belli.

Ancak, DP’nin şimdiki yönetimi de, kendi iç çalkantılarına bir türlü son veremiyor. Dışa açılamıyor. Bir zamanlar tek başına ya da koalisyon olarak iktidar olmuş ANAP ve DYP’den eser yok. İkisinin birleşmesinden ortaya çıkan hiç bir şey yok.

DP’nin çöküşü, aynı zamanda merkezin çöküşü ve AKP’ye teslimi anlamına geliyor.

Türkiye’de 52 parti var. DP de onlar gibi tabela partisi olma yolunda. Tarihsel iddia şimdilik kavanoz içinde.

Haberin Devamı

Nedim Şener ödül aldı, yalnız kaldı

Haberin Devamı

O ödülün bir gazeteciye verilmesi için, gazetecinin ülkesinde demokrasinin fiilen askıya alınması şart değil. O ödül, adı demokrasi olup da, basın özgürlüğü alanında sorunlar yaşanan ülkelerde veriliyor.

Ödülün adı, Uluslararası Basın Enstitüsü tarafından verilen Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı ödülü.

Bu yıl Milliyet’ten Nedim Şener’e veriliyor. Onurlu bir ödül. Arayıp, kendisiyle görüştüm, yine de Nedim’i burada bir kez daha kutluyorum.

Nedim bu ödülü Türkiye’den kazanan üçüncü gazeteci. Kırk yıl önce aynı ödülü Abdi İpekçi alıyor. Kırk yılda az gidiyoruz, uz gidiyoruz basın özgürlüğünde sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyoruz.

Nedim’i başarısından dolayı hükümetten kimse aramıyor. Haydi, buna normal diyelim. Çünkü, ödül iktidarı basın özgürlüğü anlamında eleştiren bir mantık içeriyor.

Ya meslek örgütleri, meslek büyükleri, onlar ne yapıyor?

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti, onlar Nedim’i kutluyor mu? Özgürlük üzerine her fırsatta nutuk atan diğer sivil toplum örgütleri arıyor mu?

Hayır.

Silivri’de yatan gazeteci arkadaşlarımızla dayanışmayı eksik etmeyen aynı meslek kuruluşlarımızın hakkını teslim etmek gerek. Helal olsun. Ama, aldığı ödül nedeniyle bir arkadaşımızı yalnız bırakmak ayıp.

Bu arada işine son verilen Bekir Coşkun’a selam olsun.

Haberin Devamı

KKTC’ye futbolda bile ambargo

GALATASARAY bir ara niyetleniyor, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi.  KKTC’de maç yapmak üzere.

Ama, mümkün olmuyor. Gençlerbirliği KKTC’de maç yaptığı için FIFA ceza kesiyor. Çünkü, KKTC tanınmıyor, tanınmayan bir yerde, futbol da izolasyona uğruyor.

Ne siyaset, ne ticaret, ne spor. KKTC ile uluslararası her faaliyet yasak, ambargo altında.

Böyle bir ülkede yaşamının güçlüğünü anlamak için, Kıbrıs’a o gözle bakmak yetiyor.  

Yazarın Tüm Yazıları