Menemen olayının içyüzü

23 Aralık 1930'da Menemen'deki irtica ayaklanmasının arkasında kimler vardır? İşgal günlerinde düşmanla işbirliği yapanlar kimlerdir?

Haberin Devamı

- Olayları yapanlar neden 'esrar'a alıştırıldılar? Neden Rumca konuşuyorlar?

- Menemen olayının baş tertipçisi Derviş Memet, Ege'nin işgali sırasında Manisa Mutasarrıfı olan Hüseyin Hüsniyadis'in nesi olmaktadır?

- Cizre'de 1847 yılında ayaklanan Bedirhaniler, Padişah Abdülmecid tarafından neden Girit'e sürüldüler? 1912'de kaybettiğimiz Girit'ten sonra neden Manisa'ya iskân edildiler? Bunlar kaç aile idi? Manisa'da neler yaptılar?

- Bedirhaniler kimlerdir, Said Molla kimdir?

- Menemen olayında Yunan ve İngiliz istihbaratı, Bedirhanileri kullandılar mı? Ayaklanma başarılı olsaydı Derviş Mehmet, Şam'a giderek kimle görüşecekti?

- Genelkurmay Başkanlığı, önceki günkü 'Menemen olayını Nakşiler yaptı' açıklamasına neden gerek duydu? Genelkurmay'ın açıkladığı 'zabıt varakası'nın dışında, yaşananlar neydi?

Haberin Devamı

Tarihe ışık tutacak bu ilginç yazı dizisi yarın köşemizde.

GÜNÜN SÖZÜ

"Damlayan su, taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir."

(Latin Atasözü)

Güler'in taşocağı ruhsatı itirafı

DOĞAL çevrenin tahribatına yol açan ve geride 'diş çürüğü' gibi çirkinlikler bırakan taşçı ve kumculara bakalım kim müdahale edecek diye bekliyorduk.

CHP Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk, geçenlerde Enerji Bakanı Hilmi Güler'e demiş ki: "Antalya, Muğla, Aydın, Bodrum gibi turizm merkezlerinde ve ülkemizin her kesiminde, hiçbir kriter gözetilmeden verilen maden ve taşocağı ruhsatları, insan sağlığını, çevreyi, doğayı, su havzalarını, ormanı ve üretim alanlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu konuda köklü ve kesin çözümler alınması konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?"

Bakan Güler teşekkür ederek "Bu taşocaklarıyla ilgili, gerçekten bir uygulamada istismar var. Aslında kanun doğru, yönetmelikler var, ama burada istismar ediliyor. Çünkü, arama ruhsatı ile işletme ruhsatı farklı kullanılan bölgeler var. Bu suiistimali gidermek üzere değişiklik yapacağız, kanuni değişiklik yapacağız" demiş.

Güler'e teşekkür ederken, kendisinden gereğini yerine getirmesini bekliyoruz.

'8sutun.com' sitesi susturulmak istendi

TARIM Bakanı Mehdi Eker, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla 8sutun.com adlı internet sitesini yargı kararıyla kapatma girişiminde bulundu.

Site, bakanlığa bağlı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'nün 'arazi toplulaştırma' ihalesinde bir firmanın karşıt firmaya yönelik engelleme girişimini gündeme getirmişti. Bakan Eker, bu iddiaları reddederek sitenin 'susturulma' girişiminde bulundu. Yayını beş gün süreyle Telekom tarafından 'perdelendi'. Bu beş gün süresince siteye sadece yurtdışından ve Telekom dışında kendi sistemlerini kullanan şirketlerden erişilebildi.

Haberin Devamı

Site editörleri bu perdeleme üzerine şöyle diyorlar:

"Bakanlığı bünyesinde gerçekleştiği bilgisine ulaştığımız yolsuzluğu haber yaptığımız Bakan Mehdi Eker, yolsuzluğun üzerine gitmek yerine 8sutun'u susturmaya teşebbüs etti. Yargılanıyoruz, ama bırakın savunmamızın alınmasını, yargılandığımızdan bile haberimiz olmuyor! Dahası, bir de bakıyoruz ipimiz çekilmiş, idam edilmişiz. Bu nasıl yargı, nasıl hukuk, nasıl Telekom İdaresi anlamak imkansız. Bu olayın peşini bırakmayacağız. Bu hukuk cinayetini kim işlediyse; siyasi, hukuki, idari kimin parmağı varsa bu cinayette, 8sütun olarak karşılığını vereceğiz. Haftasonu tatili, mesai bitimi, şu bu demeden uğraşıyoruz. Sorumlular, yaptıklarının izahını ve hesabını verecekler."

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- İLKÖĞRETİM okullarında 'İnsan Hakları' dersi kapsamında çocuk hakları dersi verilirken, MEB Vakfı Basınköy İlköğretim Okulu'ndan 40 yıllık bir öğretmenin, Cevahir Kongre Merkezi'nde yapılan Dünya Çocuk Hakları Zirvesi'ne çocukları götürdüğü için tazminatsız işten atıldığını; konunun CHP İstanbul Milletvekili M. Ali Özpolat tarafından Hüseyin Çelik'e aktarıldığını...

Hürriyet'in yayını TBMM'ye soru oldu

AVRUPALI vatandaşların Türkiye'deki seçimlerde önlerine sandık kurulmasını taleplerini gündeme getiren Hürriyet'in yayını Türkiye'de de gündeme oturdu.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi vererek, 298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'da değişiklik yapılıp yapılmayacağını söyledi.

Gülçiçek'in soru önergesi şöyle:

"Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız Anayasal hak olmasına karşın yaşadıkları ülkelerde Türkiye'deki seçimlerde oy kullanamamaktadırlar.

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız oy haklarını kullanarak Türkiye'de temsil edilmek istemektedirler.

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza havaalanlarında ve gümrük kapılarında sağlanan oy kullanma imkanı hem maddi hem de zaman külfetine yol açmaktadır.

Yıllardır bu yurttaşlarımıza bulundukları ülkelerde oy kullanmalarına yönelik düzenlemelerin yapılacağı yıllardır hükümetler tarafından söz verilmesine ve hazırlanan raporlara yansımasına karşın henüz somut bir adım atılmamıştır.

Avrupa'da yaşayan diğer ülke vatandaşlarının bu hakkı kullanmalarına olanak sağlanmışken, bu hakkın kullanımına yönelik Türkiye'nin gerekli düzenlemeyi yapmamış olması vatandaşlarımız tarafından üzüntü ile karşılanmaktadır.

SORULAR

1- Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza Türkiye'de yapılacak seçimlerde Anayasal hakları olan oylarını kullanmalarına yönelik gerekli düzenlemeleri seçimlerden önce yapmayı düşünüyor musunuz?

2- Bulundukları ülkelerde oylarını kullanmalarına olanak sağlamak amacıyla hükümetler nezdinde bir girişimde bulunulmuş mudur?

3- Bu haklarının verilmesine olanak sağlamak amacıyla gerekli düzenlemeler neden yıllarca yapılmamaktadır?

4- Anayasa'nın 67. maddesinin 2. fıkrasına yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun uygulanabilir tedbirler belirler' hükmü ilave edilmiştir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde Türkiye'deki genel seçimlerde oy kullanmalarına olanak tanımak için 298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'da değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz?"

Anayasa ne diyor

Anayasa'nın 'Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları' başlıklı 67 maddesinde şöyle deniliyor:

Haberin Devamı

- "Vatandaşlar kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir (...) Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler. (..)"

- 'Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları' başlıklı 62. madde de ise şöyle deniliyor:

"Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır."

Haberin Devamı

Ofer'den doğan zarar

İSRAİLLİ işadamı Sami Ofer’in, Davos’ta Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'la, daha sonra Bilkent Üniversitesi’ndeki otelde Başbakan Tayyip Erdoğan ile baş başa görüşmeleri, yine Ofer’in oğlu Eyal Ofer ve yanında Türk aracı Global’in sahibi Mehmet Kutman ile gece yarısı saat 02.00'de Unakıtan ile bakanlıkta görüşmesi ile gündeme gelen TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76 lik hisse satışının iptaline ilişkin Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin kararı Danıştay 13. Dairesi tarafından 12 Ocak 2007 tarihinde onanmıştır.

Danıştay 13. Dairesi, Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin, ÖİB’nin satışa yetkili kılınmasına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının kamuoyuna duyurulmadığı, aleniyet ilkesine ve rekabet kurallarına uyulmadığı ve hisselerin satış fiyatında kamu yararına uygun davranılmadığı gerekçeleriyle verdiği iptal kararını yerinde bularak Tüpraş’ın yüzde 14.76’sının Ofer’e satışını iptal etmiştir.

Yasalara aykırı davranarak hukuka aykırı işleme ortak olmak ve kamu zararının oluşmasına sebep olmak sizce, demokratik ve hukuk devleti olduğunu iddia eden ülkelerde istifa sebebi midir?

Yargı kararı satılan hisselerin geri alınmasını zorunlu kılmaktadır. Ortaya çıkacak bu kamu zararı, hukuka aykırı işleme neden olardan tahsil edilecek midir?

Ortaya çıkacak hazine zararının yaklaşık 300 milyon doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Sizce bu zararın miktarı nedir? Başbakan olarak kendinizi ve Maliye Bakanı sayın Unakıtan’ı bu zararın meydana gelmesinde sorumlu görüyor musunuz?

Danıştay 13. Dairesinin onayladığı karar; yapılan ihalenin, aleniyet ilkesine uyulmadığı, rekabetin kurallarına aykırı davranıldığı, hukuksuzluğa göz yumulduğu ve hazine zararına yol açtığını ortaya koymaktadır. Yargı kararı, ayrıca kamu zararının hukuka aykırı işleme neden olanlardan tahsil edilmesini öngörmektedir. Bu anlamda, ortaya çıkan hazine zararını kimlerden ve nasıl tahsil edilecektir?

İadesi gereken hisselerin, kimler tarafından satın alındığı, kimlere ve ne zaman devredildiği bilinmekte midir?

Bugüne kadar, ÖİB tarafından ihale edilen ancak, hukuka uygun olmadığı, eşitlik ilkelerine ve rekabet kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle yargı kararıyla iptal edilmiş olan ihaleler ve hisse satışı var mıdır? Varsa, bu satışlardan kaç tanesinin kamuya geri dönüşü sağlanmıştır? Ve, bu satışlardan

HAZİNENİN ZARARI

Türkiye Cumhuriyeti hazinesini zararı bugünün değerleriyle nedir?

Yargı kararlarıyla, hukuka, eşitlik ilkelerine ve rekabet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilen özelleştirme ihalesi ve hisse satışından, kamuya döndürülemeyen satışlar var mıdır? Varsa, bu satışların kamuya geri döndürülememe sebepleri nedir?

Hukuka aykırı işleme neden oldukları ve kamuyu zarara uğrattıkları gerekçesiyle, kendisinden “kamu zararı” tahsil edilen görevliler olmuş mudur? Varsa, bu kişiler kimlerdir?

Hazineyi zarara uğrattığı gerekçesiyle, hakkında soruşturma açılmış ancak dokunulmazlık nedeniyle hakkında yasal işlem yapılamayan siyaset adamı var mıdır? Varsa, bu kişiler kimlerdir?

CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir

 'Ortadirek' sanal âlemde yaşıyor

İÇİNDE bulunduğumuz şartlarda, günümüz koşullarında yani bütün veriler ve rakamlar ortadayken (yoksulluk, açlık sınırları, emeklinin, ücretlinin, küçük esnaf ve çiftçinin, köylünün durumu) yürütmenin başındakiler, 'orta sınıf yeniden oluşmaktadır' ve 'artık ev ve araba sahibi olmak, uçağa binmek üsttekilerin imtiyazı değildir' iddialarıyla sanki kitlelerle dalga geçiyor! Ya da, kendi sanal âlemlerinde rüyalarıyla baş başa mutlu yaşıyorlar. Seçimlerde bu rüyadan uyanınca belki gerçekleri görecekler ama iş işten geçmiş olacak! Yoksa belediye yardımlarıyla susturdukları kesimleri ortadirek mi sanıyorlar?

Metin ALTAY

Puro içmesini bilmiyorlar

SON günlerde İstanbul'daki bozulmanın ulaştığı aşamadan söz ediliyor ve inanılmaz önerilerle konu saptırılıyor. Paris'te hem araç sayısı İstanbul'dan çok yüksek, hem de yollar daha geniş değil. Ama insanlar kurallara daha fazla uyuyor, hem de uymazlarsa kurallar iletiliyor. Hoyratlık, zorbalık trafikten çok daha önemli tehlike. AB çapasının etkisi gevşedikçe bunun olumsuz etkileri ekonomi politikaları ile sınırlı kalmayacak, daha da önemli olarak davranış biçimlerini ve kültürel gelişmemiz üzerinde yoğunlaşacak.

Bir örnek; ne sağlık, ne terbiye, ne kültür normalarına uymayan puro tüketimi. Şişli Belediye Başkanı'nın takdir edilecek girişimi akim kaldı. Bugün Nişantaşı lokantalarında rahat yemek yemek mümkün değil. Ortaköy'de bulunan güzel bir caz kulübünü etrafımız puro içenlerle çevrilince terk etmek zorunda kaldık. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde yoktur.

Çevreniz ellerinde puroları ile caka satanlarla dolu. Üstelik bunlar yemek yemeye de gelmiyor. Çünkü puro damağın ve dilin tat alma kabiliyetini öldürür. Puro keyifli bir tüketim maddesidir, yerinde ve zamanında kullanılırsa. Yoksa sadece etrafa zarar vermeye yarar.

Korkarım ortalık giderek trafikte de, sinemada da, lokantada da zorbalara kalacak.

Prof. Çelik KURTOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları