Medeniyetler krizi

TÜRKİYE’nin ev sahipliği yapmaya hazırlandığı çok önemli bir toplantı, Kıbrıs Rum Yönetiminin çelmesine takıldı.

11 Eylül’den sonra, İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkeler ile Avrupa Birliği üyeleri, İstanbul’da bir araya gelmişlerdi. İsmail Cem’in medeniyetler çatışmasını önleyecek formülleri tartışmışlardı.

Bu toplantı, dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in çok önem verdiği bu projeyi o sırada Büyükelçi Murat Ersavcı başkanlığında bir grup dışişleri mensubu başarılı bir biçimde sonlandırmışlardı.

Avrupalılar ile Müslüman ülkelerin, 4-5 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek ikinci buluşmaları Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın girişimleri sonucu ertelenme riski ile karşı karşıya.

Meselenin özü, Kıbrıs Türklerinin de toplantıya davet ediliyor olmaları.

İlk toplantıda da, Rumlar, Atina’nın desteği ile Kıbrıs Türklerinin katılımını engellemek istemişlerdi. Ama sonunda hiçbir şey değişmedi ve Kıbrıslı Türkler, KKTC tabelasının arkasına oturdular ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsil ettiler.

Bu kez de aynı şey yaşanıyor.

Fakat durum biraz farklı. Çünkü Kıbrıs Türkleri bu toplantıya İslam Konferansı Örgütü’ndeki temsil statülerini yükselterek katılacaklar.

Çünkü, Rumların Annan Planı’na ‘Hayır’ demelerinden sonra İslam Konferansı Örgütü, Kuzey Kıbrıs’ın gözlemci statüsünü ‘Kıbrıs Müslüman Türk Toplumu’ndan, Kıbrıs Türk Devleti’ne yükseltti.

Arkasına, İKÖ desteği alan Kıbrıs Türklerinin ‘KKTC’ olarak davetini, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ‘Türk devletinin tanınmasına yeşil ışık’ olarak yorumluyorlar.

Ve on günden beri Brüksel ile AB başkentlerine yoğun diplomatik baskı uyguluyorlar.

* * *

TÜRKİYE için kritik dönemecin hemen öncesinde, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’ın Kıbrıs meselesini yeniden pişirip Avrupa Birliği’nin önüne Türkiye’ye karşı kullanılacak bir koz olarak sunma girişimleri etkili de oluyor.

Başlatılan kampanya, AB-İKÖ toplantısı öncesinde neredeyse bir krize döndü. AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Dışişleri Bakanı Bernard Bot, Abdullah Gül’ü arayarak KKTC’nin davet edilmemesini istedi, AB olarak Kıbrıs Türk Devleti’nin katılımını kabul edilemez bulduklarını söyledi.

Yunanistan, toplantının ertelenmesi için bastırıyor. Şu anda, henüz tam net değil ama birçok AB ülkesi dışişleri bakanları düzeyinde temsil edilmeme eğiliminde.

Ankara geri adım atmıyor. Dışişleri Bakanı Gül, KKTC’nin katılmasının tanınma anlamına gelmediğini defalarca söyledi.

Aynı Rumların, Kıbrıs Cumhuriyeti adı ile katılmasının Türkiye’nin tanıması anlamına gelmeyeceği gibi.

* * *

AVRUPA Birliği büyük bir çelişki içinde. Annan Planı’nın kabulünden sonra Mehmet Ali Talat’ı, Kıbrıs Türklerinin başbakanı olarak kabul etti ve muhatap aldı. Avrupa Konseyi’nde KKTC başbakanı olarak konuşmadı mı Talat?

70 Başbakan ve Bakan’ın katıldığı iki yıl önceki toplantı, 11 Eylül sonrası, medeniyetler çatışması için tempo tutanlara etkili bir yanıt olmuştu.

İkinci buluşmanın torpillenmesi, Kıbrıs konusunun önümüzdeki dönemde ciddi bir biçimde tırmandırılacağının işaretlerini veriyor.

Bu yaklaşım, sadece AB Türkiye ilişkilerinde güvensizlik yaratmakla kalmayacak, Türklerin ‘devlet statüsü’ ile kendi aralarında temsilini uygun gören İslam ülkelerinde de medeniyetler çatışmasından medet umanlara koz verecek.
Yazarın Tüm Yazıları